CHP, halk oylamasının idari işlemlerinin iptali için Danıştayda dava açtı

CHP, halk oylamasının idari işlemlerinin iptali için Danıştayda dava açtı
CHP, halk oylaması sonuçlarına yönelik itirazlara ilişkin hukuki aşamaların sonuçlanmasına kadar, YSK'nın sonuçları kesinleştirmesi işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştayda dava açtı.

ANKARA

CHP, halk oylaması sonuçlarına yönelik itirazlara ilişkin hukuki aşamaların sonuçlanmasına kadar, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) sonuçları kesinleştirmesi işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştayda dava açtı.

CHP'nin avukatı Atilla Kart, Danıştaya yaptığı başvuruya ilişkin dilekçeyi daha sonra YSK'ya da sundu.

Kart, YSK'dan ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada, YSK'nın seçimlerin denetimi ve yönetiminden sorumlu olduğunu anımsatarak, seçimin yapılması ve kullanılan oyların tasnif aşamasında ilçe ve illerden gelen itirazlar ile şikayet yoluyla intikal eden talepler hakkında YSK, adeta bir yargı organı gibi değerlendirme yapıp karar verdiğini kaydetti.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un ilgili maddelerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurullarının zarfları ve oy pusulularını ne şekilde mühürleyeceğini açık şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Kart, kanunda mühürsüz oy, mühürlü oy, geçersiz oy ve geçerli oy ayrımının sayfalarla izah edildiğini, bu ayrımın seçimin esasını, sıhhatini ilgilendirdiğini belirtti.

Atilla Kart, "Bu aşamada yapılan çalışmalar oy ve sandıkların kapanması, tasnif aşamasındaki bütün işlemler idari işlemlerdir. İdari işlemlere karşı Anayasa'nın 125’inci maddesi açıktır, idari işlemler istisnasız, tamamıyla yargı denetimine tabidir. Bu amaçla YSK’nın oylama devam ederken saat 16.10-16.15 civarında tüm sandık kurullarına, il ve ilçe seçim kurullarına ulaştırdığı 560 sayılı idari işlemine yönelik, yargı merci olan Danıştay nezdinde davamızı açtık, başvurumuzu yaptık." dedi. 

Taleplerinin kabul edilmesi halinde Danıştayın gerekçesinin de önemli olduğunu vurgulayan Kart, başvurularının kabul edilmesi halinde mühürsüz olduğu sabit olan oyların mutlaka yeni baştan tasnif edilmesi gerektiğini, blok oy kullanıldığı iddia edilen sandıklar başta olmak üzere oyların tümünün yeniden sayılma zorunluluğunun doğacağını öne sürdü.

Geçersiz zarflar ve oy pusulalarına yönelik tutanak tutulmamasının da başlı başına ihlal ve hukuki sakatlık olduğunu savunan Kart, Danıştaya yaptıkları başvurunun idari işleme karşı olduğunu, YSK'nın yargı organı olarak yaptığı, denetim niteliğindeki kararlarına karşı olmadığını kaydetti. 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.