‘Bunların sicili Bosna'da belli..’

‘Bunların sicili Bosna'da belli..’
Başbakan Yıldırım, Hollanda'nın Avrupa değerlerini ayakları altına aldığını belirterek "Bunların sicili Bosna'da belli, Bosna'daki katliamdan biliyoruz biz bunları." dedi.

ARTVİN

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Üzerimize düşen görevi bitirdik. Şimdi söz sizin, karar sizin. Son sözü söyleyecek sizsiniz. Mühür elinizde. İnşallah 16 Nisan'da sandığa gidiyoruz, Türkiye için mührü beyaz alana, 'Evet'e basıyoruz." dedi.

Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Milli İrade Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Konuşmasına Artvinlileri selamlayarak başlayan Yıldırım, milletin refahını, huzurunu artıracak değişimin arifesinde olunduğunu belirterek 16 Nisan'ın, bu büyük reformun noktalanacağı tarih olduğunu söyledi. Yıldırım, "Biz siyasetçiler olarak, AK Parti, MHP olarak Mecliste bu değişikliği yaptık. Üzerimize düşen görevi bitirdik. Şimdi söz sizin, karar sizin. Son sözü söyleyecek sizsiniz. Mühür elinizde. İnşallah 16 Nisan'da sandığa gidiyoruz, Türkiye için mührü beyaz alana, 'Evet'e basıyoruz." ifadelerini kullandı.

Artvin'in her zaman değişimden yana olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Türkiye'de ilk çok partili siyaset 1950'de, merhum Adnan Menderes ile başladı. O günden bu güne tam 67 yıl geçti. Peki 67 yılda acaba Türkiye'de ne olmuş, başka memleketlerde ne olmuş bir bakalım. İngiltere'de 67 yılda sadece 15 hükümet kurulmuş. Almanya'da 24, Amerika'da 17, Fransa'da 11 hükümet kurulmuş. Türkiye'de ne olmuş? 48 hükümet, üç katı. Bu ne anlama geliyor? Bu, Amerika'da her beş, İngiltere'de 4,5 senede bir hükümet kuruluyor. Türkiye'ye gelince sadece 17 ayda bir hükümet kuruluyor. 17 ayda kurulan bir hükümetle ne yapabilirsiniz? Ancak tebrikleri kabul eder, brifingleri alırsınız, ondan sonra da valizinizi toplarsınız. Hizmet nerede, yollar nerede, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, hızlı tren, barajlar nerede? Böyle bir ortamda büyüme olmuyor. Çünkü istikrar yok, ekonomi büyümüyor, refah artmıyor. Sorunlarımız torunlara havale edilmeye devam ediyor."

AK Parti'nin, milletin verdiği yetkiyle 14 yıldır Türkiye'yi yönettiğini hatırlatan Yıldırım, bu süre içinde "bir Türkiye'nin yanında üç Türkiye" daha koyduklarına dikkat çekti. 

AK Parti döneminde gerçekleştirilen yatırımları anlatan Yıldırım, "Biz Fatih'in torunlarıyız. Fatih, 21 yaşında İstanbul'u fethederken gemileri karadan Haliç'e indirdi. Onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve biz trenleri, arabaları denizin altından geçirdik. Size, bize de yakışan bu olur." şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin sözlerini hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Kılıçdaroğlu diyor ki '21 yaşında milletvekili olur mu canım?' Nasıl İstanbul fethediliyor da milletvekilliğini 21 yaşındaki, 24 yaşındaki, 18 yaşındaki gençlerimize çok görüyorsun. O beğenmediğin gençler, Çanakkale'de yedi düvele 'Dur' dediler. 15 Temmuz'da göğüslerini siper ettiler, 36 gencimiz şehadet şerbetini içti. Bu gençler, Türkiye'nin geleceği. Sen ister milletvekilliğini layık gör, ister görme. Türkiye'yi, bu güzel vatanı emanet edeceğimiz gençlere biz sonuna kadar güveniyoruz."

Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde partisince Milli İrade Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin zayıf hükümetler döneminde, ortalama son 60 yılda yüzde 4 büyüdüğünü hatırlattı.

"Bir anayasa kitabının fırlatılması nedeniyle 23 bankanın battı"

AK Parti gibi, tek başına iktidar olması durumunda bu büyüme oranının yüzde 6'nın üzerinde olacağını belirten Yıldırım, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile merhum Başbakan Bülent Ecevit'in birbiriyle anlaşamaması ve bir anayasa kitabının fırlatılması nedeniyle 23 bankanın battığını söyledi. 

Bu dönemde faizlerin yüzde 7 bin 500'e çıktığını, 46,5 milyar dolar paranın uçup gittiğini ifade eden Yıldırım, "14 sene boyunca AK Parti iktidarı olarak hem memleketin ihtiyacı olan işleri yaptık hem de onlardan devraldığımız borçları ödedik. Tam 638 milyar lira ödedik, dolar olarak 192 milyar dolar. Eğer böyle bir borç olmasaydı ne olacaktı biliyor musunuz? 315 tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılacaktı. Artvin'den Ardahan'a, oradan Erzurum'a kadar 10 tane tünel yapılırdı, tamamı yerin altından. Yazık değil mi bu ülkeye?" diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye'nin 2002'de 230 milyar dolar olan milli gelirinin bugün 720 milyar dolara yükseldiğini dile getiren Yıldırım, faiz oranları 2002'de yüzde 69 iken şimdi yüzde 8-10 arasında seyrettiğini aktardı. Binali Yıldırım, "Görüyorsunuz istikrar, güçlü iktidar ne anlama geliyor. Büyüme, ekonominin büyümesi, yollar, köprüler, hastaneler, gençlere iş... Güçlü hükümetlerin farkı bu. Hamdolsun güçlü bir hükümet var, çünkü arkasında millet var." dedi.

Bunu sürekli hale getirmek istediklerine vurgu yapan Yıldırım, "Onun için bu hükümet sistemini değiştiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geliyor. Ne demek biliyor musunuz? İki tane sandık gelecek 2019'da önünüze. Birinci sandıkta cumhurbaşkanını seçeceksiniz, ikincisinde milletvekillerini seçeceksiniz. Seçim bittiğinde, oylar sayıldığında artık 5 yıllığına Türkiye'yi kimin yöneteceği belli oluyor. Çünkü siz karar veriyorsunuz." ifadesini kullandı.

"Yetki de güven oyu da sizde"

Yıldırım, konuşması sırasında teknik bir arıza nedeniyle ses sisteminin çalışmaması üzerine, gülerek "Teknik arıza olabilir, insanlık hali, neyse. İşte bu arızaları gidermek için bu değişiklik şart." dedi. 

"İstiyoruz ki bizim çektiğimiz çileleri çocuklarımız, torunlarımız çekmesin." diyen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: 

"Türkiye'de sürekli istikrar, güçlü hükümetler için 18 maddelik bu değişkliği getiriyoruz. Bu değişiklik Türkiye'de artık seçimden seçime tek başına iktidar çıkaracak. Artık çok parçalı iktidara lüzum yok. Her seferinde tek başına iktidar olacak. Çünkü kararı millet veriyor, sandıktan iktidar çıkıyor 5 yıl... 5 yıl sonra beğeniyorsanız bir 5 yıl daha seçersiniz, beğenmiyorsan hadi güle güle, Allah selamet versin. İşin özü, esası bu. Yetki de güven oyu da sizde. Sizin seçtiğiniz hizmet edecek. Gücünü milletten almayan hiçbir hareket, bu ülkeye istikamet veremeyecek. Çeteler, cuntalar, Fetolar asla ve asla ülkenin kaderiyle oynayamayacaklar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ekonomi daha da büyüyecek, daha hızlı büyüyecek, yatırımlar artacak, sanayi gelişecek; çiftçi, işçi, emekli, memur, genç, yaşlı, kadın, erkek büyüyen ekonomiden payını alacak. Herkes kararını daha uzun vadeli verecek Allah'ın izniyle."

"İki tane mi cumhurbaşkanı seçelim?"

Yeni hükümet sistemiyle yatırımların da üretimin de artacağını, daha fazla iş alanının açılacağını belirten Yıldırım, "Bu reformla beraber terörle mücadelede güç kazanılacak. Terör örgütleri bakın ne diyor? PKK bölücü terör örgütü diyor ki 'Aman 'Hayır' çıkması için gece gündüz çalışın, sakın 'Evet' çıkmasın'. Feto'yla kol kola girmişler, baş başa vermişler 'Hayır' çıkması için gece gündüz çalışıyorlar. Ne yaparsanız yapın 'Evet' çıkacak sizin de defteriniz dürülecek." dedi.

Yıldırım, bu yeni hükümet sistemiyle ilgili milletin kafasını karıştırmaya çalışanların olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Yalan, yanlış söyleyenler var. Efendim 'Tek adam rejimi kurulacakmış'. Evet tek adam, iki tane mi cumhurbaşkanı seçelim senin hatırın için Kılıçdaroğlu? İki tane mi olsun? İki tane mi belediye başkanı seçelim? İki tane vali, kaymakam mı? O kafayı takmış, bu günlerde HDP ile çok mesai yapıyorlar, haşır neşir oluyorlar. Onların yavaş yavaş eş başkanlık tercihine doğru bir eğilimleri var. Şimdi tek adam olacak ama patron millet olacak. Görevi vereceksin, yapınca 'Devam et' diyeceksin, yapmayınca yolcu edeceksin işte bu kadar. Seçim olan yerde diktatörlük olmaz."

Cumhurbaşkanının bakanlarıyla, hükümetiyle görevini yürüteceğini, Meclisin de denetim yapacağını, kanunları çıkartacağını ifade eden Yıldırım, herkesin işinin ayrı olacağını belirtti.

Yargının daha bağımsız ve tarafsız olacağına işaret eden Yıldırım, "Amerika'da bir tane başkan var, tek adam rejimi mi? Fransa da tek başkan var, diktatörlük mü? Tek adam rejimi asıl CHP'de var. Defalarca seçim kaybedip koltuğunu bırakmıyorsa, tek adam orada var demektir." ifadelerini kullandı.

"Rejimin değişeceğine" yönelik eleştirileri hatırlatan Yıldırım, rejimin adının "cumhuriyet" olduğunu, rejim değişikliğinin söz konusu olmadığını, emaneti gelecek nesillere teslim edeceklerini ifade etti.

"Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez." diyen Yıldırım, yapılan değişikliğin bir hükümet sistemi değişikliği olduğuna dikkat çekti.

Parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçileceğini ifade eden Yıldırım, başbakanlıkla cumhurbaşkanlığının birleştirileceğini söyledi.

"Biri yazın, biri kışın değil"

Başbakan Yıldırım, mevcut durumda cumhurbaşkanında ve başbakanda çok yetki bulunduğunu, yetki paylaştırıldığı zaman yönetmenin zorlaştığını söyledi.

Yetkinin kime verildiğinin, hesabın kimden sorulacağının baştan bilineceğini dile getiren Yıldırım, Hakimler ve Savcılar Kuruluna üye seçimine ilişkin eleştirileri anımsattı.

Başbakan Yıldırım, cumhurbaşkanı tarafından kurula dört üye seçileceğini, mevcut sistemde üye seçemeyen Meclisin anayasa değişikliğiyle yedi üye seçeceğini ifade etti.

"Cumhurbaşkanı Meclisi feshedebilecek" eleştirilerinin yalan olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu gelen sistemde 'Meclisi feshetme' diye bir şey yok. Ne var? Meclisin seçimlerinin yenilenmesi var. Bu da nasıl oluyor? Aynı hak hem cumhurbaşkanında hem Mecliste var. Meclis seçimi yenileme kararı alınca cumhurbaşkanı da otomatik olarak seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı seçime götürme kararı alırsa otomatik Meclis de gidiyor. Niye? Çünkü sistemde 'iki seçim aynı günde olur' diyor. Meclis seçimi de cumhurbaşkanı da aynı günde. Biri yazın biri kışın değil, ikisi de aynı tarihte. Milletin işi gücü yok, zırt pırt seçim. Millet seçimle mi uğraşacak geçimle mi uğraşacak?"

"Kılıçdaroğlu'na düşen 'evet' demesidir"

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğine 'hayır' diyenlerin düzenlemeyi okumadığına, neye 'hayır' dendiğinin bilinmediğine dikkati çekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Kılıçdaroğlu ne diyor? Evlere şenlik. 'Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz zaman cumhurbaşkanıyla başbakan anlaşamazsa ne olacak?' diyor. Adam okumamış. Biz bu kadar anlatamıyoruz, onun kadar güzel anlatamadık. Biz de diyoruz ki işte böyle bir sıkıntı olduğu için bunları birleştiriyoruz. Başbakan yok, cumhurbaşkanı, yardımcısı, bakanları var. Bizim o kadar uğraşıp anlatamadığımızı bir cümleyle anlattı. Şimdi Kılıçdaroğlu'na düşen bu kadar işten sonra kararını değiştirip 'evet' demesidir. Ondan beklenen de budur. Geçen sefer sandığı bulamadı, oy da kullanamadı."

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine CHP'nin, HDP'nin, PKK'nın, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ), DEAŞ'ın hayır dediğini ifade eden Yıldırım, Kandil'den "Evet çıkarsa biz biteriz" şeklinde açıklamalar yapıldığını belirtti.

"Hayır" diyen terör örgütleri karşısında "evet" demenin Türkiye'yi seven herkesin görevi olduğunu dile getiren Yıldırım, vatandaşların tarihi değişikliğe "evet" diyeceğine inandığını vurguladı.

Vatandaşın doğru kararı vereceğini dile getiren Yıldırım, büyük çoğunluğun kararıyla yeni sistemin hayata geçeceğini kaydetti.

"Avrupa'da kalite düşmeye devam ediyor"

Başbakan Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: 

Şu anda Avrupa'nın başının derdi, marjinal, ırkçı, Türk düşmanı, Müslüman düşmanı siyasetin yükselmesidir. En son Fransa'da iş yerlerinde başörtü takmasını yasakladılar, aynen bizim 28 Şubat gibi. Biz, bütün yasakları kaldırdık, kaldırdık, kaldırdık, şimdi onlar başladılar. Türkiye demokrasisinin kalitesi, standardı yükselirken Avrupa'da kalite düşmeye devam ediyor."

"Bunların sicili Bosna'da belli"

Hollanda'da, ne kadar çok methettikleri, böbürlendikleri Avrupa değeri varsa hepsini ayakları altına aldıklarını ifade eden Başbakan Yıldırım, "Bunların sicili Bosna'da belli, Bosna'daki katliamdan biliyoruz biz bunları. Bunlar Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanını alaşağı eden darbecilerin yanında yer aldılar." dedi.

"Aynen bizim 28 Şubat gibi. Biz bütün yasakları kaldırdık, şimdi onlar başladılar. Türkiye demokrasisinin kalitesi, standardı yükselirken Avrupa'da kalite düşmeye devam ediyor. Seyahat özgürlüğünü engelliyorlar, gösteri ve yürüyüşleri, insanların fikrini söylemesini, basın özgürlüğünü engelliyorlar. O gün Hollanda'da ne kadar çok methettikleri, böbürlendikleri Avrupa değeri varsa hepsini ayak altına aldılar. Bunların sicili Bosna'da belli, Bosna'daki katliamdan biliyoruz biz bunları. Bunlar Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanını alaşağı eden darbecilerin yanında yer aldılar. Bunlar 15 Temmuz'da Feto darbesinde sus pus oldular, ağızlarını açmadılar. Bunların sicili kabarık.

Bunların çifte standartlı ikiyüzlülükleri bir sanat haline gelmiş. Almanya'ya, Hollanda'ya 'hayır' kampanyası yapanlar gidecek, elini kolunu sallayarak istediğini yapacak, PKK'nın yandaşları, FETÖ'nün yandaşları istediği gibi cirit atacak, onlara ses yok vatanını, bayrağını, ülkesini seven bu ülkenin onurlu, şerefli vatandaşlarına yasak, engel getirecekler. Bunun cevabını 16 Nisan'da en güzel şekilde benim milletim verecek. Ne yaparsa yapsınlar bu gidişatı, bu kutlu yürüyüşü durduramazlar. Yaptıkları bu çirkinliklerin bedelini mutlaka görecekler." 

Muhabir: Sinan Uslu, Mehmet Tosun, Kemal Karadağ, Merve Yıldızalp, Yeşim Sert Karaaslan 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.