Bir gün çıkıp gelebilseydin Ya Rasulallah
Kutlu Doğum Haftası anısına?
Allah?ın salâtı selamı rahmet ve bereketi senin üzerine olsun.
Ey Allah?ın Rasulü, ey son peygamber,
Bizler Asr-ı Saadet?te yaşamadık. Seni dünya gözüyle göremedik. O güzel yüzlerini, o tatlı sözlerini, o şefkat ve merhamet dolu bakışlarını keşke görebilseydik. Senin sıcaklığını daim hissedebilsek, seninle ağlayıp seninle gülebilseydik.
İslamı anlatırken duyduğun heyecanı, gösterdiğin dikkat ve hassasiyeti, insanlara karşı sabrını, hoşgörünü affını bizzat yanında olarak müşahede edebilseydik.
Aç kaldığında biz de aç kalabilseydik. Sofranda aynı ekmeği paylaşabilsek, sen dua ederken biz de âmin diyebilseydik.
Bilmediklerimizi sana sorabilsek, sıkıntılarımızı sana açabilsek, beş vakit seninle beraber arkanda namaz kılabilseydik.
Gelen ayetleri ilk defa senden duyabilsek, onların açıklamalarını senin ağzından işitebilseydik.
Mekke?de, Hicret esnasında Medine?de, Taif?te, Bedir?de, Uhut?ta, Veda Haccı?nda hep seninle beraber olabilsek Veda Hutbesi?ni senin sesinden yüz bini aşkın ashapla birlikte dinleyebilseydik.
Senin cesaretini, senin cömertliğini, senin dürüstlüğünü bir ömür boyu doya doya yaşayabilsek senin ahlakınla ahlaklanarak, seni örnek alarak mutlu olabilseydik.
Ey Allah?ın Rasulü ne yazık ki biz seni de seninle ölünceye kadar beraber olan kimi şehit kimi gazi yakın arkadaşlarını da göremedik. Onlarla da tanışamadık, görüşemedik.
Ne Hz. Ebubekir, ne Hz. Ömer, ne Hz. Osman, ne Hz. Ali, Ne Musab b. Umeyr, ne Hz. Hamza ne Hz. Bilal ne de diğerleri var yanımızda.
Bizler çölde susuzluktan mahvolmuş dalları, yaprakları kurumuş ağaçlara döndük.
Kalplerimiz karardı. Ahirete olan inanç azaldı. Dünyaya olan bağlılığımız çoğaldı. Nefislerin ve şeytanların elinde kaldık.
Düşmanların oyuncağı olduk.
Birlik beraberlik kalmadı. Herkes ayrı baş çekip kendisinden başka kimseyi beğenmez oldu. Enaniyetler, nefsaniyetler kabardı.
Kardeşlik unutuldu. Yardımlaşma, dayanışma ruhu zayıfladı.
Ya Rasulallah, keşke bir gün çıkıp ta gelebilseydin aramıza.
Halimizi görebilseydin. Bilmem ki nasıl olurdu?
Bizimle ilk karşılaştığında, acaba kılık ve kıyafetlerimizi beğenir miydin?Nasıl karşılardın halimizi yaşantımızı?
Ziyafetlerimize katılır mıydın?
Düğünlerimizi görünce neler hisseder neler söylerdin?
Mütebessim çehren o tebessümünü sürdürebilir miydi?
Yoksa üzüntüden kahrolur bizi ümmetlikten ret mi ederdin?
Bizlere çok mu kızardın?
Evlerimize misafir olsan lüksümüzü, konforumuzu israfımızı görsen acaba neler söylerdin ya Rasulallah?
Televizyonlarımıza baksan, izlediğimiz programları görsen acaba tepkin ne olurdu?
Çocuklarımızı görsen onların hayatını incelesen acaba bize neler derdin?
İdarecilerimizi bürokratlarımızı tanısan, onların hallerine muttali olsan rüşvetten yolsuzluktan, Sultan Süleyman?da bile olmayan harcama, debdebe ve saltanattan haberdar olsan acaba ne yapardın?
Esnafımıza, tüccarımıza, sanayicimize, iş adamlarımıza, annelere, babalara, çocuklara, öğretmenlerimize, öğrencilerimize, askerimize, sivilimize, zenginimize, fakirimize acaba neler söylerdin?
Camideki cemaate neler söyler, camiyle de cemaatle de hiç alakası olmayanlara acaba nasıl davranırdın?
Bizi tüm günahlarımıza rağmen ümmetin saymaya devam eder, bizim için de istiğfarda bulunur bize de dua eder miydin?
Ya Rasulallah keşke çıkıp gelebilseydin bir gün.
Az da olsa bizimle beraber olabilseydin. Ne kadar güzel olurdu.
Ama bir yandan da korkuyoruz, ürküyoruz, titriyoruz. Sana karşı mahcubuz çünkü.
Senin yüzüne nasıl bakarız, ya Rasulallah?
Dürüstlük, emaneti korumak, sözünde durmak bitti.
Yalan, dolan, üçkâğıtçılık, riyakârlık had safhaya çıktı.
Zayıf eziliyor. Güçlü, haksız bile olsa haklı çıkıyor.
Adaleti, ehliyeti, meşvereti kaybettik.
Ya Rasulallah,
Sana anlatamadığımız o kadar çok şey var ki.
Küfür, zulüm, ahlaksızlık kol geziyor.
Masumların, mazlumların gözyaşı dinmiyor.
Bunlar karşısında bir şey yapmıyor, çoğu zaman sadece seyrediyoruz.
Evlerimizde Kuran-ı Kerimler, yükseklerde asılı.
Ama onu okuyanımız çok az. Anlayanımız ise nadir.
Halimizi nasıl anlatırız, hangi mazeretlere sığınırız bilmem ki.
Ama her şeye rağmen şükür ki. Allah?ın kitabı tas tamam ortada.
Senin sünnetin de açık. Hak batıl belli.
Ama halimiz hal değil.
Allah gene de bizlere acıyor.
Üzerimizdeki nimetlerini devam ettiriyor.
Başımıza taş yağdırmıyor.
Görevlerimizi layıkıyla yapamasak da, senin istediğin gibi olamasak da seni çok seviyoruz.
Seni çok özlüyoruz, ya Rasulallah.
Keşke bir gün çıkıp da gelebilseydin.
Allah bizlere rahmetiyle muamele eylesin.
Senin şefaatini de lütfeylesin, ey Allah?ın Rasulü.
Recep KIRIŞ / Anahaberyorum
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.