Oğuz Şahin: AB Yeşil Anlaşması - Türkiye İçin Bir Fırsat Mı Yoksa Zorluk Mu?

Oğuz Şahin: AB Yeşil Anlaşması - Türkiye İçin Bir Fırsat Mı Yoksa Zorluk Mu?
Karbondioksit emisyon vergileri gibi ab uygulamaları türk ihracatçıları için zorlayıcı olabilir.

Çevre Ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin:

"AB'nin Yeşil Anlaşması sadece bir çevre politikası değil, aynı zamanda ekonomi, enerji, sanayi ve tarım gibi birçok alanı kapsayan geniş bir değişim stratejisidir. 2050 yılına kadar karbon nötr bir kıta hedefleyen anlaşmanın sadece AB Üye Devletleri üzerinde değil, AB ile ticaret yapan diğer ülkeler üzerinde de derin bir etkisi olacaktır Sadece AB Üye Devletleri üzerinde değil, aynı zamanda AB ile ticaret yapan diğer ülkeler üzerinde de derin bir etkisi olacaktır. Bu bağlamda, Türkiye'nin Yeşil Mutabakat konusundaki pozisyonu hem fırsatlar hem de zorluklarla doludur. Yeşil Mutabakat, karbon emisyonlarını azaltabilecek yenilenebilir enerji, sürdürülebilir tarım, çevre dostu endüstriler ve yeşil teknolojiler gibi alanlarda yeni yatırımlar ve işbirliği açısından Türkiye'ye önemli fırsatlar sunmaktadır. Yenilenebilir enerji sektörüne yapılacak yatırımlar, Türkiye'nin enerji ithalatını önemli ölçüde azaltabilir ve uzun vadede istihdamı artırabilir. Ayrıca, yeşil teknolojiye yapılacak yatırımlar Türkiye'nin sanayi yapısını daha sürdürülebilir hale getirecek ve AB pazarına girişte önemli faydalar sağlayacaktır. Türk şirketleri, giderek sıkılaşan AB çevre ve karbon yönetmeliklerine uyum sağlayarak AB pazarında rekabet avantajı elde edebilir. Ancak Yeşil Anlaşma Türkiye için ciddi zorluklar da içermektedir. Karbon sınır vergileri gibi AB uygulamaları Türk ihracatçıları için zorluk teşkil edebilir. Özellikle karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketler yeni düzenlemelere uyum sağlamakta zorlanabilir ve bu da kısa vadede rekabet güçleri üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir. Türkiye'nin endüstriyel yapısı ve enerji üretiminde fosil yakıtlara olan bağımlılığı, Yeşil Mutabakat'a uyum sürecinde önemli bir engel teşkil edebilir. Enerji dönüşümü için gereken yüksek teknik yatırım maliyetleri, özellikle KOBİ'ler için bir yük olabilir. Türkiye için AB Yeşil Mutabakatı hem fırsatlar hem de riskler içeren karmaşık bir süreçtir. Bu sürecin Türkiye için bir fırsata dönüştürülebilmesi için proaktif bir yaklaşım benimsenmesi ve gerekli dönüşüm yatırımlarının hızla hayata geçirilmesi önem taşımaktadır. Aynı zamanda AB ile yakın işbirliği ve uyum sürecinin etkin yönetimi, Türkiye'nin bu zorlu süreçten başarıyla geçmesine katkı sağlayacaktır. AB'nin Yeşil Mutabakatı'na uyum sağlayabilen bir Türkiye, uzun vadede önemli çevresel ve ekonomik faydalar elde edecektir. Bu nedenle Türkiye'nin geleceğin yeşil ekonomisinde yerini alabilmesi için bu süreci doğru bir strateji ile yönetmesi elzemdir." diye ifade etti.

Kaynak:Adanapost

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.