Ayağınıza takılan şeyleri toplama zamanı.
Ramazan ayı ibadet, rahmet ve mağfiret ayıdır. Bu ay, yardım, bağış, rahmet ve ihsan ayıdır. Bu ayın feyzinden ve bereketinden yararlanmak için elimizden geldiğince ibadetlerimizi eksiksiz yapmaya çalışmalıyız. Kuran okuyup anlamı üzerinde düşünmeli, zamanın boşa geçmemesine çaba harcamalıyız. Büyüklerimizin hayır dualarını almaya gidemez isek bile akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimizi telefonla arayarak güçlendirmeye çalışmalıyız.
Dini bilgilerimizi artırmak ve kendimizi geliştirmek için bu zamanları fırsat bilmeli ve bol bol kitap okumalıyız.
Şimdiye kadar zaman ayıramadığımız eşimize ve çocuklarımıza da zaman ayırmalı, duygu ve düşüncelerinin olumlu yönde gelişmesine katkılarımızı bulunmalıyız.
Bereketi bol, hayrı çok olan bir ayı en güzel şekilde değerlendirelim inşaallah. Bu durumu en güzel bir şekilde anlatan bir kıssa ile yazıma son veriyorum.
Zülkarneyn aleyhisselâm bir gece ordusuyla sefer hâlinde bulunuyordu. Bir ara askerlerine; Ayağınıza takılan şeyleri toplayın diye bir emir verdi.
Askerler bu emri alınca içlerinden bir kısmı saatlerdir yol yürüyoruz, oldukça yorgunuz. Bu yorgunluğun üstüne, bir de gece vakti ayağımıza takılan ve ne olduğunu bile bilmediğimiz şeyleri toplayarak boşuna kendimize ağırlık mı yapacağız dedi.
Birinci grup en iyisi hiçbir şey toplamayalım!” diyerek ayaklarına takılan şeylerden bir tane bile almadılar.
İkinci grup ise; Mâdem ki komutanımız emretti, her ne kadar yorgun da olsak, biraz toplayalım da, bari emre muhalefet etmiş olmayalım. Zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az bir şey topladılar.
Üçüncü grup ise; Komutanımız elbette hiçbir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Biz anlayamasak da, söylediği her şeyde bir hikmet gizlidir diyerek ceplerini alabildiğince doldurdular.
Gecenin karanlığı, yerini yavaş yavaş Güneş’in ışıklarına terk etmeye başlayınca bir de baktılar ki, topladıkları şeyler altından başka bir şey değilmiş. Meğer altınla dolu bir vâdiden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar.
Bu büyük sürpriz karşısında komutanlarının emrine itaat etmeyerek yerden hiçbir şey toplamayan Birinci grup; Ah ne yaptık biz? Nasıl bir gaflete daldık böyle? Meğer altın deryasından geçmişiz de bir damla bile nasiplenememişiz! Niçin dinlemedik komutanımızın sözünü! Keşke alsaydık! Bir tane bâri alsaydık!” diyerek bin pişman oldular. Az bir şey toplayan İkinci grup ise; Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. Ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık.” diye oldukça hayıflandılar. Altınlardan en çok toplayan Üçüncü grup ise: Keşke komutanımızın bu emri dolayısıyla, gereksiz ve lüzumsuz eşyalarımızı da atsaydık ve böylece altınlardan daha çok toplayabilseydik.
Hattâ her şeyimizi sadece altınla doldursaydık diyerek, diğerlerinden fazla toplamalarına rağmen yine de büyük bir hüzne gark oldular.
Kalın Sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.