Annelerin ağlamasına fırsat verilmemeli

Annelerin ağlamasına fırsat verilmemeli
 Diyanet İşleri Başkanı Görmez, çözüm sürecine ilişkin, "Baştan hiçbir annenin ağlamasına fırsat verilmemelidir. Eşkıyalar masum çocuklarımızı...

 

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, çözüm sürecine ilişkin, "Baştan hiçbir annenin ağlamasına fırsat verilmemelidir. Eşkıyalar masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan önleyecek zemin oluşturulmalıdır" dedi.

 

 

MARDİN (AA) -  Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez,  Mardin'de düzenlenen 29. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, acı tecrübelerin, sorunların üzeri örtülerek çözülmediği gibi geçen yılların faturasının da ağır olduğunu gösterdiğini belirtti.

 

Görmez, şunları söyledi:

 

"Bundan sonra 'Artık analar ağlamasın' diye başlayan çözüm süreçleri değil, baştan hiçbir annenin ağlamasına fırsat verilmemelidir. Eşkıyalar, masum çocuklarımızı dağlara kaçırmadan, eşkıyalıkları önleyecek zemin oluşturulmalıdır. Bugünden geleceği okumak ve ona göre tasarılar oluşturmak, büyük devlet olma durumudur. Kaos, belirsizlik, korku ve tedirginlik ise henüz aklıyla değil, duygularıyla hareket etme halidir. Toplumsal sorunlar ileri tarihlere ötelenerek zamanın ilacına terk edilemez. Çözümü ileri tarihlere bırakılan her toplumsal olayın toplum açısından acı faturalar doğurduğu uzak değil, yakın tarihimizin gerçekleridir."

 

-"İnanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim"

 

"Millet, ülke olarak bazı arızi sorunlarımız, geçmişten gelen bazı ihtilaf noktalarımız, uzun senelerde birikmiş bazı iletişim kopukluklarımız var" ifadesini kullanan Görmez, sözlerine şöyle devam etti:

 

"Ehli Sünnet ya da Ehli Beyt, Sünni ya da Alevi, Kürt ya da Türk, doğulu ya da batılı, yeryüzüne ve gökyüzüne Allah?ın merhamet nazarıyla bakmak durumundayız. Dolayısıyla birbirimizin velisiyiz, hamisiyiz. El birliğiyle inanç bütünlüğümüzü bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim ama önce her ne söyleyeceksek söyleyeceğimizi kendimize, nefsimize söyleyelim. Soma?da yüreğimiz yandı. Kömür ocağında ölümü beklerken kurtarma ekiplerine 'Ben bekarım, arkadaşım evli ve eşi hamile, önce onu kurtarın' diyen kardeşimi gördüm ve onunla kucaklaştım. Bundan daha büyük yürek, yüce bir ruh, yüce bir ahlak, yüce bir erdemli insan olabilir mi?"

 

İhtilafların bireylerin başkaların hukukunu ihlal ettiği için ortaya çıktığına dikkati çeken Görmez, hiç kimsenin devletin ya da kurumların tanımını başkasına giydirmemesi, kişilerin kendilerini nasıl tanımladıklarına müdahale etmemesi gerektiği görüşünü savundu.

 

İhtilaf alanlarını altı çizildikçe büyüdüğüne işaret eden Görmez, "Sevgimizi göstermedikçe, muhabbetimizi birbirimizden esirgedikçe husumet ve öfke, yeşerecek zemin buluyor. Biz Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle, doğusu, batısı ile büyük İslam medeniyetinin bin yıldır birlikte yaşayan çocuklarıyız. Farklılıklarımızla biriz, beraberiz, kardeşiz" görüşünü paylaştı.

 

-Soma'daki maden faciası

 

Görmez, Soma'daki maden faciasının herkesi derinden yaraladığını, acının unutulmayacak derecede büyük olduğunu ifade etti.

 

İslam'ı ezeli hikmet penceresinden değerlendirme konusunda ciddi idrak sorunları yaşandığını ifade eden Görmez, "Her şeyden önce bizlerin yani toplumu irşad etme vazifesi yapanların görevi, sadece faciaların sonunda hayatını kaybedenlere son dini vazifelerini yapmak olmamalıdır" diye konuştu.

 

Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Bu tarz faciaların oluşmaması için her türlü tedbirin alınmasında gerekli dini, ahlaki ve vicdani hatırlatmaları yaparak sonuçların felakete dönüşmesini önlemeye çalışmak vazifemizdir. Bu tür hadiseleri İslam açısından değerlendirirken Yaratıcı'nın sonsuz kudretini yok saymak ne kadar yanlışsa insanın suç ve sorumluluklarına ilahi kudret üzerinden mazeret üretmek de o kadar yanlıştır."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.