24 Eylül’de Almanya Federal Meclis seçimleri yapılacak. Bu yıl Almanya’da yapılacak seçim öyle bir hale geldi ki, sanki Almanya ve Türkiye bu seçimlere birlikte katılacak.

Almanya’da seçimin iki büyük partisi liderleri, Hıristiyan Demokrat Parti lideri ve başbakan Angela Merker ve Sosyal Demokrat Parti lideri, Martin Schulz. Seçim propagandalarında rakipleri Türkiye gibi, Türkiye aleyhine söylemler ile seçim kampanyası yürütmekteler.

Tabii bunda 16 Nisan sürecinin intikamı! Peşinde olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki Türk kökenli Alman vatandaşlarına tercihleri için telkinde bulunarak seçime müdahil olma gayreti göz ardı edemeyiz.

Almanya'da Türk kökenli yaklaşık 3 milyon insan yaşıyor, bunlardan yaklaşık 720 bini 24 Eylül’de yapılacak Federal Meclis seçimlerinde oy kullanacak. Geleneksel olarak bakıldığında Türk kökenli Alman vatandaşları oy tercihini Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) yana kullanıyor. Berlin ile Ankara arasında gittikçe artan siyasi geriliminse bu yıl oy verme davranışında etkili olması bekleniyor, zira Türk kökenli Alman vatandaşlarının büyük çoğunluğu Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'a sempati besliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da, bu bilinçle Türk kökenli Alman vatandaşları üzerinden Almanya seçimlerini etkileme peşinde.

Ancak bunu yaparken artısı ve eksisinin ne olacağının hesaplanmadığı kanaatindeyim.16 Nisan referandum sürecinde Almanya ile Türkiye arasında yaşanan krizin her geçen gün boyutu artıyor.

16 Nisan referandum döneminde AKP’li siyasilerin Avrupa’da propaganda gezileri üzerinden yaşanan kriz. Almanya, Hollanda, Avusturya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaşayan hem Türkiye hem de bu ülkelerin vatandaşı(çift vatandaş)  olan Türkler üzerinde, vatandaşlık tercihlerini yapmaları yönünde baskılar artmış. Bazı Avrupa ülkeleri çift taraflı vatandaş olanların vatandaşlıklarını iptal ederken, tek taraflı Türk kökenli vatandaşlarında, Türkiye’den gelen isteklere yönelik davranış içerisinde olmaları halinde, vatandaşlıklarının iptal edileceği tehdidinde bulunmuş, bu tehdit halen devam etmektedir.

Almanya’da seçime sayılı günler kala hem Türkiye, hem de Almanya (çift vatandaş) olan Türkler üzerinde Türkiye veya Almanya vatandaşlığından birini seçmeleri, yoksa vatandaşlıktan çıkarılacakları tehdidi ile Türkler üzerinde baskıyı arttırırken. Diğer taraftan da tek taraflı Türk kökenli Alman vatandaşı olanları da, aynı şekilde, Türkiye’den gelen yönlendirmelere meyledenleri halinde vatandaşlıktan çıkaracakları tehdidini eyleme dönüştürüyor.

Almanya’da Türklerin varlık mücadelesi;

Almanya’da yaşayan Türkler kendilerini “ikinci sınıf vatandaş” olarak görüyorlar. Bu kisveden sıyrılmak için yıllardır mücadele vermekteler. Bunun için Almanya’da aktif siyasete soyunan Türkler, yıllarca verdiği mücadele sonunda, Alman siyasetinde ve Federal mecliste kendilerine yer buldular.

Bugün Alman Federal Meclisinde 11 Türk kökenli milletvekili bulunmakta bunlardan biri aynı zamanda Almanya’nın ikinci büyük partisinden SPD’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı.

Berlin – Ankara arasında yaşanan seçimlere müdahil olma krizi en çok Almanya’da yaşayan Türkleri etkilediği kuşkusuz. Almanya’da yapılan seçim anketlerinde Türklerin bu rahatsızlığı açıkça görülmekte.

Anketlerde dikkat çeken en önemli husus ise; Bundan önceki seçimlerde Alman vatandaşı Türklerin çoğunluk olarak, Martin Schulz’un lideri olduğu Sosyal Demokrat Parti (SDP)’ye oy verdiği. Ancak Alman vatandaşı olmalarına rağmen halen ulusal duygularını içlerinde yaşayan Türklerin, Schulz’un seçim propagandalarındaki söylemleri ve Erdoğan’a olan sempatileri nedeniyle seçim günü evlerinden çıkmayacakları ve oy kullanmayacaklarını beyan etmeleri.

24 Eylül’de 42 parti, 92’si Türk 4 bin 828 adayın katılacağı 598 üyeli Alman Federal Meclis seçimlerini başbakan Merker’in Hıristiyan Demokrat Parti’si mi? Yoksa? Schulz’un, Sosyal Demokrat Partisi mi? önde tamamlayacak, kaç Türk kökenli milletvekili Federal meclise girecek? Erdoğan’ın Türklerin tercihinde etkisi ne kadar olacak? bunu bilemem. Ancak görünen o ki Almanya’da seçimi kim kazanırsa kazansın kaybedenin, Almanya’da yaşayan Türklerin olacağıdır. 24 Eylül’den sonra Almanya’da Türkleri zor günler beklemektedir. Dileğim bu düşüncemizde yanılmaktır.

İbrahim Halil SİPAHİ

05.09.2017/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi