Ağrı’dan Hollywood’a bir Türk yönetmen: Tekin Girgin
LOS ANGELES (AA)
- Türk yönetmen Tekin Girgin, Hollywood’da yönetmen koltuğuna oturabilmenin sırrını “Hollywood’da çıta çok yüksek. Oldukça yetenekli çok sayıda insan var. Boş verme şansınız yok. Eğer bir şeyler yapmak istiyorsanız, bir hayaliniz varsa, çok çalışmanız gerekiyor. İyi olmanız yetmiyor. Çok çok iyi olmanız gerekiyor.” diyerek açıkladı.
Ağrı’dan Hollywood’da yönetmenliğe kadar uzanan hikayesini AA muhabirine anlatan Girgin, 2001'de Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümüne başladığını ancak mezun olmasına kısa süre kala hiçbir şeyin istediği gibi gitmediğini fark ettiğini söyledi.
Ani bir kararla her şeyi geride bırakıp hayallerinin peşinden ABD'ye taşındığını belirten Girgin “Her şey aslında bir ay içinde oldu. Kendimi geliştirmek, bir şeyler yapmak istiyordum. Şartlarımı zorlayarak bir adım atmam gerekiyordu. Farklı ülkelere vize başvurularında bulundum. Bu arada otobüste tanıştığım bir arkadaşın eşi vesilesiyle İngilizce dersleri almaya başladım ve yönüm Amerika’ya çevrildi” diye konuştu.
Sinemaya karşı her zaman bir ilgisi olduğunu ancak Türkiye’deki şartların bu sektörde hayallerini gerçekleştirmek için yeterli olmadığını dile getiren Girgin, Amerika’yı tahmininden farklı bulduğunu belirtti.
Amerika’daki ilk gününe ve yaşadığı şaşkınlığa değinen Girgin, “Chicago’ya indiğimde otobüsle Teksas’a gidebileceğimi sanıyordum, çok geniş bir coğrafyada olduğumu sonradan anladım. Kendimi büyük bir ülkede büyük bir mücadelenin içinde buldum.” dedi.
Brooks Enstitüsünden burs
New York’ta bir süre grafik tasarımcı olarak çalıştığını ve kendisini toparlayıp şartlara adapte olduktan sonra fırsatları kovalamaya başladığını anlatan Girgin, birçok film okuluna yaptığı başvurular sonucunda ABD'nin sayılı film okullarından Santa Barbara'daki Brooks Enstitüsünden burs kazandığını kaydetti. Girgin “Böylece sinema sektöründeki hayallerim için belki de ilk adımı atmış oldum.” dedi.
Bu dönemde yaptığı projelerin kariyerinde yeni kapılar açtığına dikkati çeken Girgin, mezun olana dek okulun imkanlarından yararlandığını belirterek “2014’te okulu bitirinceye kadar çeşitli projelerde yer aldım. Farklı filmlerde sanat yönetmenliği yaptım, kısa metrajlı filmler çekmeye başladım. Yine aynı zamanda reklam ve video-klip çekimleri yaptım. Sunulan imkanlardan sonuna kadar faydalanarak kendimi sürekli yoğun tuttum.” ifadelerini kullandı.
On gün gibi kısa bir sürede tamamladığı ilk filmi “Your Place or Mine”ın Uluslararası Santa Barbara Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Film” ödülü almasının kendisini cesaretlendirdiğini belirten Girgin, bu ödülün kariyerinde dönüm noktası olduğunu belirtti.
“Yardım teklif ettim, sanat yönetmeni oldum”
Hollywood’daki ilk sanat yönetmenliği deneyiminin ilginç bir hikayesi olduğuna işaret eden Girgin, tesadüfen karşılaştığı bir film çekiminde, set çalışanlarının yanına giderek yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sorduğunu, ardından filmde iki gün set tasarımcısı olarak çalıştığını belirtti. Girgin, “Setteki gayretimi gören yönetmen, üçüncü gün yanıma gelerek, filmin sanat yönetmenini kovduğunu, ilgilenirsem bana bu pozisyonu verebileceğini söyledi. Bir anda kendimi sanat yönetmeni koltuğunda buldum.” dedi.
Brooks Enstitüsündeki eğitimi sırasında Hollywood’un önemli senaristlerinden Rich Cohen’den ‘Here`s Johnny’ filminin senaryosunu alan Girgin, orijinalı uzun metrajlı olan filmi kısıtlı bütçe nedeniyle kısa metrajlı olarak çektiğini anlattı.
Girgin'in 21 dakikalık filmi beklemediği bir ilgiyle karşılaşarak 2013’te Los Angeles Film Festivali dahil birçok festivalden ödülle dönmüştü.
"Troy The Odyssey"
Kazandığı ödüller ve yaptığı işlerin duyulmasıyla yeni projelerin birbirini takip ettiğini kaydeden Girgin, 2017’de vizyona girecek Troy The Odyssey” filmi için nasıl teklif aldığını ve filmi çekim sürecini ise şöyle anlattı:
"Sanat yönetmenliğini yaptığım 'Road Wars' filminin çalışmaları sırasında yönetmen Mark Atkins’le yakın arkadaş olduk. Bir gün bana geçmiş çalışmalarımı incelediğini ve uzun metraj bir filmde yönetmen koltuğunda oturmayı düşünüp düşünmediğimi sordu. Cevabım elbette olumlu oldu. Ardından beni The Asylum Studio’nun sahipleriyle buluşturdu. Çalışmalarımı onlarla paylaştık, sohbet ettik. Buluşmamızın üzerinden henüz iki gün geçmişti ki 'Troy The Odyssey’ filmi için beni aradılar.”
Başrollerini Dylan Vox ve Lara Heller’ın paylaştığı, çekimleri Tayland’da tamamlanan “Troy The Odyssey” filminin senaryosu Homeros'un şiirlerinden yola çıkılarak yazılmış. Truva Savaşı’nın devamını konu alan film, Yunanlıları katleden İthaka Kralı Odysseus’un Truvalılarla savaşını beyaz perdeye taşıyor.
Filmin senaryosunu heyecan verici bulduğunu belirten Girgin, teknik detayları yoğun ve daha önce hiç denemediği bir türde film çekecek olmanın heyecanını daha da artırdığını aktardı. Girgin, “Yapım şirketinin benim gibi daha önce sadece drama ve komedi tarzı film çekmiş bir yönetmene böyle bir teklifle gelmesi, onların bana ne kadar güvendiklerini gösteriyordu. Böyle bir imkanı reddetmek benim için de mümkün değildi. Hemen kabul ettim ve senaryo üzerinde çalışmaya başladım.” şeklinde konuştu.
Filmi Türkiye’de çekmeyi çok istediğini belirten Girgin, diplomatik şartlar ve güvenlik nedeniyle sigorta şirketinin yaptığı teklifi reddettiğini belirtti. Tayland’da çekimleri tamamlanan filmin halihazırda yapım sonrası aşamasında olduğunu kaydeden Girgin, filmin prömiyerini mart ayı ortalarında Hollywood’da yapmayı planladıklarını söyledi. Girgin, Asylum Studio ile bir aksiyon filmi projesi için daha anlaştıklarını belirterek Troy’un ardından yeni filmin çekimlerine başlanacağının müjdesini verdi.
Amerikan sinema sektöründe çalışan birbirinden habersiz birçok Türkün bulunduğuna işaret eden Girgin, sektördeki Türkleri bir araya getirmek ve Türk sinemasıyla Hollywood arasında köprü kurmak için 2013'te Türk Amerikan Film Konseyini kurduğunu hatırlattı. Kurumsal bürokratik sürecin devam ettiğini aktaran Girgin, en yakın zamanda gerekli onayların tamamlanmasını umduklarını belirtti.
Girgin, genç yaşta Hollywood’da kazandığı başarıya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Başarılı olmanın bir formülü yok, bu tamamen kişinin kendisine bağlı. Bazen iyi şeyler yapmak için riske girmek, deli olmak gerekiyor. Eğer gerçekten hayalleriniz varsa, riske girmeli ve hayallerinizin peşinden gitmelisiniz. Hiçbir şey imkansız değil ancak büyük işler büyük fedakarlıklar ister.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.