Adanalı adeta namlu ucunda yaşıyor?
Ülkemizin son dönemde yaşadığı husumetlerin hemen hepsi bizim coğrafyamızda patlak verdi.
Çukurova?da, özellikle Adana?da, olası bir taarruza karşı müteyakkız yaşadık yıllarca.
Kıbrıs harbinde olsun, İran-Irak savaşında, Körfez Savaşı?nda, Ortadoğu?da yaşanan tüm sürtüşme ve çatışmalarda topun ağzında hep Adana oldu.
Karartma uyguladık, gaz maskeleriyle tedbirler aldık, pencerelerimizi gaz kaçağını önlemek için kat kat bantladık, sığınaklarda sabahladık, canımız burnumuzda yaşadık.
İsrail olsun, PKK olsun hala aynı bölgede yoğunlaştırıyorlar operasyonlarını.
Eli kulağında, olası bir Suriye operasyonunda da en sıcak temaslar muhtemelen bu bölgede yaşanacak.
Dünyanın en büyük gücü olarak kabul edilen Amerika, tüm Ortadoğu?yu bir günde kan gölüne dönüştürecek askeri donanımla Adana?da, İncirlikte konuşlanmış durumda.
Adana?da yaşamak, adeta namlu ucunda yaşamak gibi.
Adana, bu ülkenin yumuşak karnı mı?
Tehditlerin hepsinin bu bölgeden gelmesi tesadüf mü?
Bir zamanlar Türkiye?nin dördüncü büyük şehri olan Adana?nın bir köye dönüşmesi, yatırımların yetersizliği ve devletin ilgisizliği biraz da kaba et politikasından mı?
Başta Sabancı ailesi olmak üzere, sanayinin bu ili terk etmesi bir planlama mı?
Bu bölgede yaşayan insanlara niçin Antalya sahilinde ?neredeyse turistik bir hayat yaşayan? diğer vatandaşlarımızla aynı muamele ediliyor?
Bu bölgede niza bitmez: Bölge insanımıza bu konumundan dolayı, özel eğitim, psikolojik destek ve biraz da moral takviyesi gerekli. Çukurova yiğidi, tarihle verdiği bu büyük sınavda daha fazla ilgi ve desteği hakkediyor.
Ahmet Yürekli
02.06.2012.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.