"Adana iş dünyası ve sanayicileri olarak evet, evet, biz de varız"
- "Diktatörün kim olduğunu, tek adamın kim olduğunu görmek istiyorlarsa yapacakları tek şey en yakın aynaya gidip oraya bakmaktan ibarettir"
- "Bu sistem değişikliği gerçekleştikten sonra istikrarlı ve öngörülebilir Türkiye modeli daha da pekişecek, Türkiye'nin büyümesi daha da hızlanacak, ekonomik devrimi gerçekleşecek ve yabancı sermaye açısından da Türkiye daha cazip bir yer haline gelecek"
ADANA (AA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Bu sistem değişikliği inşallah Cumhuriyet'in gerçek sahibinin cumhur olduğunun altını çizecek bir değişiklik olacaktır." dedi.
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla düzenlenen "Adana Sanayi Odası (ADASO) 50. Yıl Onur Gecesi"nde yaptığı konuşmada, anayasa değişikliğinin uzun yıllardır konuşulduğunu, bu sürede yapılan onlarca anayasa değişikliğinin de Türkiye'nin bu topraklarda daha etkin bir yönetim için sistem değişikliği arayışının bir tezahürü olduğunu söyledi.
Geçmişte kuvvetten düşüldüğünde, krize yuvarlanıldığında sistem değişikliği arayışına gidildiğini, şimdi ise ilk defa ülkenin gücü yerindeyken demokrasisi, ekonomisi güçlüyken ve dış dünyada sesi son derece yüksek çıkarken sistem değişikliği yapıldığını ifade eden Çelik, "Dolayısıyla 200 yıldır kaçırdığımız fırsatları ilk defa yakalamak üzereyiz. İş dünyamız açısından 200 yıldır gerçekleştiremediğimiz bu sistem değişikliğinin gerçekleşmesinin tarihi bir fırsat olduğunu ifade etmek isterim." diye konuştu.
Çelik, televizyonlarda bazı yorumcuların sistem değişikliği yerine rejim değişikliğinden bahsettiklerini, Türkiye Cumhuriyeti'nin rejiminin cumhuriyet olduğunu, Türkiye'nin laik, sosyal, demokratik bir hukuk devleti olmasıyla hiç kimsenin bir problemi bulunmadığını belirtti.
Cumhuriyet'in cumhura dayandığının unutulmaması isteyen Çelik, esas rejim değişikliğinin, Cumhuriyet'in içinden cumhurun çıkarılması olduğunu belirtti.
Çelik, 1960, 1980 darbelerinin, 28 Şubat'ın, 15 Temmuz'da FETÖ'nün asker üniforması giymiş katillerince gerçekleştirilmek istenen devletin işgalinin, Cumhuriyet'i lağvetme girişimi ve bir rejim değişikliği teşebbüsü olduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Bugün rejim değişikliğinden en çok bahsedenlerin 60 ihtilalinde de 80 ihtilalinde 28 Şubat döneminde de bu rejim değişikliğine en çok destek verenler olduğunu biliyoruz. Tarım politikasından sağlık politikasına kadar milletin, devletin faydasına ne zaman bir iş gerçekleştirilmek istense millet ve devlet lehine bir işin gerçekleştirmesini engellemek için rejim değiştiğinden bahsederler. Oysa şimdi getirdiğimiz sistem değişikliği, halkın hükümeti kurma, hükümete mührünü vurma, devlet yönetimine mührünü vurma açısından gücünü daha da artırdığı için esasında rejimin, Cumhuriyet'in daha kuvvetlenmesine yol açacaktır. Dolayısıyla rejimi istismar partisi dediğim çevrelerin millet lehine yapılacak bir sistem değişikliğine 'rejim değişikliği' demeleri onların adetlerindendir, onların başka bir iş bilmemesinden gerçekleşmektedir. Bu sistem değişikliği inşallah Cumhuriyet'in gerçek sahibinin cumhur olduğunun altını çizecek bir değişiklik olacaktır."
- "En yakın aynaya baksınlar"
Çelik, sık sık diktatörlükten, tek adamlıktan bahsedildiğini hatırlatarak, diktatör ve tek adamların halktan korktuklarını, tankların, savaş uçaklarının arkasına saklandığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise 15 Temmuz'da tankların, savaş uçaklarının, ölüm makinelerinin üstüne yürüdüğünü aktardı.
Çelik, şunları söyledi:
"O gece ne yaptığını bilmediğimiz, nerede saklandığını bilmediğimiz ama gece 3'ten, 4'ten sonra ortaya çıkan birilerinin Sayın Cumhurbaşkanımız için tek adamlık ya da diktatörlük propagandası yapmasının ne manaya geldiğini biz biliyoruz. Onlar millet lehine bir düzenleme olduğu için, bu millet lehine düzenlemenin önüne geçmekle mükellef oldukları için, tarihsel misyonları bu olduğu için bunu yapıyorlar. Diktatörün kim olduğunu, tek adamın kim olduğunu, görmek istiyorlarsa yapacakları tek şey en yakın aynaya gidip oraya bakmaktan ibarettir. Şimdi bu tarihi fırsatı çok iyi değerlendirmek durumundayız. Meclis hükümeti sisteminden garantili bir millet hükümeti sistemine geçeceğiz. Bu garantili hükümet modeli sistemi hükümetin doğrudan kurulduğu, hükümetin doğrudan istikrarı ve öngörülebilirliği artırdığı bir sistem olacak."
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti'ne rakip devletlerin sistem değişikliği gerçekleşmesi halinde ülkeye yeterince yabancı sermaye gelmeyeceğini, yeterince yatırım yapılmayacağını söylediklerini aktararak, "Halbuki̇ bunlar Türki̇ye'ye raki̇p devletlerdi̇r. Türkiye'ye yabancı sermaye gelmesini, Türkiye'ye yatırımın artmasını zaten istemezler. Peki bunu niye söylüyorlar? Bunun net bir sebebi var. Çünkü bu sistem değişikliği gerçekleştikten sonra istikrarlı ve öngörülebilir Türkiye modeli daha da pekişecek, Türkiye'nin büyümesi daha da hızlanacak, ekonomik devrimi gerçekleşecek ve yabancı sermaye açısından da Türkiye daha cazip bir yer haline gelecek." dedi.
- "Bu güç meselesi değil de ilke meselesi"
Değişikliğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin gücünü arttırmak için yapıldığının söylendiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi:
"Esasında bu sistem 15 yıldır AK Parti'ye iktidar olma fırsatı vermektedir. Kurucu Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız, şimdiki Genel Başkanımız Başbakanımızdır. Meclis çoğunluğu bizdedir, hükümet de bizdedir. Dolayısıyla biz gücümüzü artırmak peşinde koşacak olsak bizim bu sistem değişikliğini istemememiz lazım. Tam tersine hiçbir şekilde iktidar olamayan ana muhalefet partisinin bu sistem değişikliğini arzu etmesi lazım ama bu güç meselesi değil de ilke meselesi olduğu için, ülkenin doğru ilkelerle ve geleceğe doğru bir şekilde taşınması için gerekli olduğu için bu gerçekleştirilmesi zaruri bir meseledir. Dolayısıyla 16 Nisan'daki mesele, TBMM'de AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla millete sunulan bu mesele bir devlet meselesidir, siyasi parti meselesi değildir, siyaset meselesi değildir. Devletimizin bekası için milletimizin geleceği için gerçekleştirilmesi gereken bir meseledir."
Çelik, toplantıdaki sivil toplum örgütlerinin liderleri ve mensuplarının 15 Temmuz'da FETÖ'nün darbe girişimine karşı kahramanca durduklarını, 30 gün boyunca İstasyon Meydanı'nda bu direnişi sürdürdüklerini belirterek, "Dolayısıyla bir daha ülkenin herhangi bir koalisyon tablosuyla karşılaşmaması için, bir daha herhangi bir şekilde devlet içinde çöreklenen, kendisine 'devlet içinde devletim' diyen kimselere fırsat verilmemesi için 16 Nisan'da sandıklardan güçlü bir şekilde evet çıkması devletin, milletin geleceği meselesidir. Bu bir siyasi parti meselesi değildir. Dolayısıyla biz bu meseleye bir devlet meselesi olarak baktığımız net bir şekilde ortaya koyuyoruz." dedi.
- "Denize dökmek isteyen varsa buyursun gelsin"
Rejim değişikliği laflarının en tehlikelilerinden bir tanesinin, rejim değişikliğine teşebbüs etmenin en açık ve bariz örneklerinden bir tanesinin "Evet verenleri denize dökeriz" lafı olduğunu ifade eden Çelik, "Esasında bu bir rejim değişikliği lafıdır. Ama işte bugün Adana'da da İstasyon Meydanı'nda gördük ki son derece güçlü bir şekilde Adanalılar 'evet' diyor. Denize dökmek isteyen varsa buyursun gelsin, buradaki tabloyla bir karşılaşsın." diye konuştu.
Çelik, Adana'nın bu sistem değişikliğinin güçlü bir şekilde yanında olduğunu belirtti.
Devletin başı, orduların başkumandanı, devletin ve milletin birliğinin sembolü olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz'da gösterdiği eşsiz kahramanlık için teşekkür eden Çelik, şunları söyledi:
"Tarihimizde Osmanlı Devleti'nde devlete karşı millete karşı isyanın bastırılmasının bir örneğini de o gün gördük. Osmanlı Devleti'nde devlete ve millete karşı bir isyan söz konusu olduğunda devlet başkanı bir sancak çıkarırdı. Sancağın altında toplananlar milletten yana olduklarını gösterirlerdi. Sancağın dışında kalanlar ise asi olarak gereken muameleyi görürlerdi. O gün de sizin Cumhurbaşkanımız, devlet başkanımız olarak aziz milletimizi meydanlara davet etmeniz, devlet başkanının sancak çıkarma geleneğinin bir devamı olarak milleti tek bir irade, tek bir yürek ve tek bir gönül olarak o darbe girişimine karşı buluşturmuştur ve gerekenin yapılmasını sağlamıştır."
- "Adana iş dünyası ve sanayicileri olarak evet, evet, biz de varız"
Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz'da hain darbe girişimi sırasında vatanı korumak adına büyük bir cesaret örneği gösterdiğini belirterek, tüm dünyanın, Türkiye'nin birliğinin bozulamayacağını gördüğünü söyledi.
Kent ve bölge ekonomisi hakkında bilgi veren Kıvanç, Türk ekonomisinin büyük atılım gerçekleştirdiğini ifade etti.
Kıvanç, 16 Nisan'daki halk oylamasının ülke için bir dönüm noktası olacağını aktararak, "Geleceğimiz için, üretimimiz, istihdamımız, ihracatımız, istikrarlı bir yönetim ve güçlü bir Türkiye için Adana iş dünyası ve sanayicileri olarak evet, evet, biz de varız." dedi.
Verdikleri istihdam sözünü de yerine getirdiklerini bildiren Kıvanç, "Bugün itibarıyla Adana olarak şubat ayından bu yana 14 bin 756 kişiye yeni istihdam sağlanmış, ilave olarak da 2 bin 239 kişiye iş başı eğitimi vermişiz." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.