Adalet dağıtamayan hukuk barbarlığın silahıdır
Medenileşmiş topluluklar, gevşek halleri ve bozuk karakterleri ile ahlaken düşük bir manzara gösterirler.
Kaynak, kültürün kendisi olunca; sözkonusu alçaklık daha çok isyan uyandırır..
Tarihte en çirkin şey, yıkıcı olan asalettir. Bir toplumda seçkinler yoldan çıkmışsa; aydınlar, iş insanları ve yöneticiler bozguncu asalete düşmüşse, o toplum sağlıksızdır.
Burada yıkıcı ve bozguncu olarak nitelenen ‘asalet’ elbette ‘ahlak’tan başka bir şey değildir.
*****
Tabiatta canlılar, yoldan çıkınca çılgın olur..
Bir sosyal sistemle medeniyet düzeyine yükselen bir canlı olarak insan, yoldan çıkınca bir sefil, bir bayağı olur.
Hatta tabiatta ve medeniyette canlılara biraz daha yakından bakılınca görüntü daha da netleşir:
Tabiatın çocuğu, yoldan çıkınca yırtıcı ve çılgın olurken; medeniyetin çocuğu yoldan çıkınca barbar, kıyıcı, bayağı ve alçak olur.
*****
Tarihin alkışladığı ve aydınların öve öve bitiremedikleri aklın ışığı, çoğu zaman duyulur etkileriyle asilleştirmekten çok insanları bozar.
Toplumlar, akılın ışığında gerçekleşen bu bozulmayı kanunla tespit eder ve onunla baş etmeye çalışır.
İnsan, ahlak alanındaki zorunu görmek için gerçek alanda çocuğu olduğu tabiatı yadsır; etkisine karşı koyarken esas kurallarını yine ondan aldığını da fark eder:
Tabiattaki, yaratılıştaki kanunlarla ahlak kanunları birbiriyle bütünleşir. İnsan, hakkı gözeterek sadece kendi emeğinin ürünleriyle beslenecektir ya da başkalarının yaşama haklarına saygı göstererek varlığını sürdürecek, öldürmeyecektir ya da soyunu aile içinde devam ettirecektir.
İnsanın tabiatın çocuğu olma halinden medeniyetin çocuğu düzeyine çıkma zorunluluğu alın yazısıdır.
*****
Adetlerin en ince tarafı, kurallarla uyarı, cezalandırma ve affedicilik görüşünü, fizik ihtiyaçlar alanından sosyo psikolojik alana çıkarmasıdır.
Özgecilik, özveriyle temellendirilmiş sistemini bir insan topluluğunda kurabilmiş ise; o ince topluluk içinde hiçbir kalıba girmeden zorbalığa yol açacak hastalıklar, rezaletler apaçık görülür.
Sağlıksız toplulukta, bilgisizlik, zorbalık ve tekelleşme olguları rahatlıkla görülür. İnsan, ahlak denilen ortak özdenetim sistemi çökünce hiçbir sosyal sistemle dışarıdan denetlenemez.
Serbest hüküm, zorba hükmüne; bireysel ve toplumsal duygular gülünç adetlere ve irade zorbalığa tabi olur.
Zorbalık, bütün mukaddes haklara karşı koyar ve dayattığı haksızlıkla yıkıcı ve bozguncudur.
*****
Nedense insan kaba tabiata razı olur, kendine kalın kafalılığı ve mağrur kanaati kabul eder.
Bencillik, cimrilik, kıskançlık kısa yoldan düşmanlıklar doğuracaktır. Hayvan insan, dramatik insanlığı kurtuluş görür.
İdeal insanlık, vahiy ve peygamber tecrübesi (sünnet) üzerinden ulaşılabilen bir konumlanmadır çünkü.
Adaletli devlet adamının kalbi, sağlıksız toplumda sıkışır. Sanki yanan bir şehirde herkes yalnız kendi dünya malını kurtarmaya çalışıyordur.
Sağlıksız toplumda bilinçlilik ve duyarlılık kaldırılınca, yanılmalardan korunulacağı sanılır.
İroni, çok defa iyileştirecek kadar hayalciyi eğitirken; sağlıksız toplumda alay olarak kalır ve asaleti yıkar.
*****
Sağlıksız toplumda kültür, insanı bilinçlendirmez ve özgürleştirmez olur.
Bozuk kültür, uyandırdığı ve geliştirdiği her güç ile insanda ihtiyaç kılığına bürünmüş yeni bir arzu daha doğurur..
Fizik ihtiyaçlar ve maddi hayat bağları, günden güne daha büyük korkuyla birbirine bağlanır.
Öyle ki bu bağları kaybetmek korkusu, iyileştirecek olan içtepiyi/şevki bile boğar. Edilgenlik, boyun eğdirici yasalar hayatın en üstün bilgeliği sanılır.
*****
Böylece zamanın ruhu, kabalık ile aksilik, hayvani tabiat ile huysuzluk, boş inançlar ile başıboşluk arasında bocalar durur.
Toplumsal bilinç, kötülük dengesine hapsolmuştur artık..
En kısa ifadeyle zamanın ruhsuzluğu, hukuku, kitleleri terbiye için kullanılan kırbaca dönüştürecektir: Hukuk barbarlığın silahıdır artık..
Adalet dağıtmayan hukuk, barbarlığın silahıdır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.