ABD yaptırımlarının Türkiye-Rusya iş birliğine muhtemel etkileri
ABD yaptırımlarının Türkiye-Rusya iş birliğine muhtemel etkileri
Trump yönetiminin, başta CAATSA olmak üzere Rusya'ya yönelik yaptırım kararlarının, TürkAkım ve Akkuyu nükleer santrali gibi, yasanın kabulünden önce başlayan enerji projelerini etkilemeyecek.
Moskova ile Washington, Suriye, Ukrayna, İran ve şimdi de Venezuela da dahil olmak üzere bir dizi uluslararası alanda karşı karşıya gelmiş durumda. Bu kutuplaşma ve anlaşmazlıklar da yeni yaptırımları beraberinde getiriyor. Rusya’nın 26 Şubat 2014'te Kırım Özerk Cumhuriyeti’ni yasa dışı şekilde ilhak etmesinden sonra ABD Rusya’ya karşı yaptırım kararı aldı. Bu yaptırımlardan Rusya’nın enerji sektörü de nasibini aldı.
ABD cephesinden konu ile ilgili birçok yaptırım tasarısı kongrenin gündemine geliyor. Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine etki ettiği gerekçesiyle senatoya sunulan DETER yaptırım tasarısı, Rusya’nın önemli iş insanlarının listelendiği 'Kremlin raporu', yasalaşan CAATSA yani Yaptırımlarla Amerika’nın Düşmanlarına Karşı Koyma Yasası (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act) ve son olarak DASKAA yani Kremlin Saldırılarına Karşı Amerikan Güvenliğinin Korunması (Defending American Security Against Kremlin Aggression Act) yasa tasarısı gibi gelişmeler ABD cephesinin yaptırımlar konusunda fazla mesai harcadığını gösteriyor. Bütün bunlar ABD’nin yaptırımlar konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor ve bir sonraki yaptırımların daha kapsamlı ve etkili olacağı sinyalini veriyor.
CAATSA Yasası
Rusya’ya karşı öfke ve güvensizlik Washington’da parti çizgilerini aştığı için hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar yaptırımları destekliyor. Trump sahip olduğu veto etme yetkisine rağmen çıkarılan CAATSA yasasını kabul etti. Aslında yeterli çoğunluğu sağlayan Kongre, Trump veto etse bile yasayı yürürlüğe koyma yetkisine ve gücüne sahipti. Çünkü Temsilciler Meclisi'nde çoğunluk Demokratların elinde bulunsa da hem Cumhuriyetçilerin hem de Demokratların desteği ile CAATSA kabul edildi.
Rusya’nın enerji sektörü başta olmak üzere bazı önemli sektörlerini hedef alan CAATSA yasası Rus devlet firmalarının diğer firmalarla yapacağı enerji ortaklık ve iş birliklerini kapsıyor. Rus devlet firmalarına 10 milyon doların üzerinde yatırım yapanlar da aynı şekilde yaptırıma tabi olacaklar. Ayrıca Suriye rejimine savunma ile ilgili silah ve benzeri teknik destek ve malzeme transferi sağlaması durumunda da yaptırımlara maruz kalacağı ifade ediliyor. Dahası CAATSA yasası ile Rus finans sektörünün zayıflatılması hedeflenerek, ülkenin finans sektörüne verilen azami kredi süresi 30 günden 14 güne, enerji sektörüne verilen azami kredi süresi ise 90 günden 60 güne düşürülerek finansman olanakları kısıtlanmaya çalışılıyor.
ABD tarafından sondaj kuleleri, yatay sondaj ve kuyu tamamlama ekipmanları gibi petrol çıkarmaya yönelik kritik ekipmanların Rusya’ya satışı yasaklandı. Ayrıca derin deniz, Arktik deniz veya şeyl projelerinde kullanılacak ekipmanlara kısıtlama getirildi. Sismik veri toplama ekipmanları, uzaktan kumandalı araçlar ve yüksek basınçlı pompalar da CAATSA yasası ile yaptırımlara tabi kılındı. Bütün bu alet ve ekipmanlar Rusya’nın enerji sektöründeki üretimlerinin azaltılması ve zayıflatılması amacıyla uygulamaya konuldu.
Yaptırımlardan ülkeler de firmalar da etkilenecek
Yaptırımlardan sonra bazı firmalar, Rus şirketleriyle ile iş birliği yapmaktan kaçınmaya başladı. ExxonMobil, 2017 yılının nisan ayında, Karadeniz'de kendi petrol arama projesi ile ilerlemek için ABD Hazine Bakanlığı'ndan bir feragat istedi fakat daha sonra 2018'de Rosneft ile yapılan ortak girişimlerden çekilmek zorunda kaldı. Bazı enerji firmalarının Rus devlet firmalarıyla iş birliği ve ortaklıkları sonlandırılarak Rusya pazarından çıktığı görülüyor. Bu yaptırımların hem Rusya enerji sektörünün gelişmesini zayıflattığı hem de yapılmış ortaklıkları bitirdiği anlaşılıyor.
2017 yılı itibarıyla kendi ihtiyacından daha fazla doğal gaz üretmeye başlayan ABD, bu piyasada yeni bir aktör durumuna geldi. Aslında kaya gazı devrimini gerçekleştiren ABD’nin yeni pazarlar bulması açısından bu yaptırımları kullandığı iddiası da gündeme getiriliyor. Nitekim ABD, AB’ye de yaptırımlarla ilgili baskısını artırıyor ve Rusya ile doğal gaz projelerini iptal etmesini istiyor. Özellikle Alman ve Avusturya hükümetleri, bu projelere yatırım yapan firmalar için yaptırımların devreye girmesi olasılığı karşısında endişe taşıyor. Rusya'nın enerji ihracat boru hatları inşa etme kabiliyetini artırmaya yönelik Gazprom tarafından yürütülen Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattını finanse eden Alman, Avusturyalı ve diğer Avrupalı enerji şirketlerinin yeni yaptırımlara maruz kalma ihtimali sürekli gündemde tutuluyor. ABD tarafından ilgili taraflara uyarı mektubu gönderilerek projeden çekilmeleri istendi aksi takdirde CAATSA yaptırımları kapsamında bu firmalara yaptırım uygulanacağı bildirildi.
ABD Hazine Bakanlığı dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden biri olan Rusal’ı Rus iş adamı Oleg Deripaska’dan dolayı yaptırımlar listesine almıştı. Şirket yönetiminde kapsamlı değişiklikten sonra bu firma yaptırımlar listesinden çıkarıldı. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin yaptığı açıklamada, bu şirketin mülkiyet ve yönetim durumundan dolayı listeden çıkarıldığını, Deripaska’nın şirketin yönetiminde eskisi gibi etkili olmadığını söyledi. Rusal, 2018 yılında ABD yaptırımlarından etkilenmiş ve yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte Kentucky'deki yeni bir projeye 200 milyon dolar yatırım yapacağını bildirmişti. ABD yaptırımlarından dolayı Rusya’nın uluslararası şirketlerinin zor duruma düştüğü ve yaptırımlardan kurtulmak için bazı önemli kararlar aldıkları bu örnekten de anlaşılıyor.
Önümüzdeki birkaç yıl boyunca Hindistan, S-400, nükleer güdümlü denizaltı ve savaş gemisi gibi silah sistemleri için Rusya'ya ödeme yapmak durumunda olacak. Rusya ile Hindistan CAATSA yaptırımları Temsilciler Meclisi'nden geçtikten sonra alternatif ödeme sistemi üzerinde görüşüyor. Kararını değiştirmesi için Washington yönetiminin baskısı altındaki Hindistan’ın Rus menşeli ekipmanları kullanmayıı durdurup durduramayacağı ve ödemenin nasıl yapılacağı meselesi merak konusu. Bu durumda Rusya ile savunma alanında ticaret yapan ülkelerin de CAATSA yaptırımlarından olumsuz etkileneceği görülüyor.
Yaptırımların Türkiye'ye etkisi
Günlük 11 milyon varilin üzerinde petrol üretimi yapan Rusya, Türkiye’nin en büyük tedarikçileri arasında. Yıllık ortalama 635 milyar metreküp üreten ülke 210 milyar metreküpünü ihraç ediyor. Türkiye’nin önemli bir enerji partneri olan Rusya, doğal gaz ihtiyacının yarıya yakınını karşılıyor. Türkiye ile Rusya arasında Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve TürkAkım gibi enerji alanında önemli projeler bulunuyor. Bu yaptırımlar Türkiye’nin enerji alanında ortaklık yaptığı Rusya ile bundan sonraki iş birliği sürecinde önemli bir engel olarak karşısına çıkabilir.
CAATSA’da, piyasa değeri bir milyon dolar veya 12 aylık bir dönemde toplam beş milyon doları bulan Rusya’nın enerji ihraç boru hatlarına yapılan desteklerin yaptırıma tabi olacağı belirtiliyor. Daha açık bir ifade ile enerji ihracat boru hatlarının yapımı, modernizasyonu veya onarımı, bakımı veya genişletilme projelerini doğrudan ve önemli ölçüde kolaylaştırabilecek ürünler, hizmetler, teknoloji, bilgiler veya destekler yaptırıma tabi. Bu yaptırımların gelecekte Türk firmalarının Rus enerji alt yapısı ve inşaat alanındaki olası faaliyetlerini kısıtlama potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.
Buna mukabil TürkAkım ve Akkuyu gibi Türk-Rus ortak projelerini yaptırımların etkilemeyeceği öngörülüyor. Türkiye ve Rusya arasında 10 Ekim 2016'da kabul edilen doğal gaz boru hattı projesinde hükümetler arası anlaşma ile gündeme gelen TürkAkım 2 Aralık 2016'da TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek 6 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Daha sonra Rus konseyi tarafından 1 Şubat 2017'de gerçekleştirilen oturumda kabul edilen TürkAkım projesinin yapım aşaması başladı. Böylece Türk Akım projesi CATSAA yasası çıkmadan yani 2 Ağustos 2017 önce yürürlüğe girdiği için CAATSA’da belirtilen yaptırımlar kapsamına girmiyor. Aynı şekilde 2015 yılında temelleri atılan Akkuyu NGS projesi de yasanın kapsamı dışında.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olması enerji güvenliği konusunu daha hassas hale getiriyor. Bu sebeple Türkiye'nin, Rusya gibi enerji ihracatçılarıyla birlikte yeni proje ve iş birlikleri yapması gerekiyor. Sonuç olarak yaptırımların, Türkiye’nin CAATSA yaptırımlarından önce başlattığı enerji projelerini etkilemeyeceği ama bundan sonra enerji alanında Rusya ile iş birliğini kısıtlayacağı ve yeni projelerin ortaya çıkmasına olumsuz etki edeceği ifade edilebilir. Bununla birlikte doğrudan Türk-Rus enerji projelerini hedef alacak başka yaptırımların gelmesi ise düşük bir ihtimal olarak görülüyor.
[Lisans ve yüksek lisansını Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde, doktorasını Düzce Üniversitesi’nde tamamlayan Yunus Furuncu, SETA enerji masasında araştırmacı olarak çalışmaktadır]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.