1919 rakımlı Karacadağ'da göçer orucu

1919 rakımlı Karacadağ'da göçer orucu
Yaz mevsimini 1919 rakımlı Karacadağ bölgesinde geçiren Şanlıurfalı göçerler, gün boyunca yoğun bir mesai yaparken, ramazanı da serin bir yerde geçirmenin rahatlığını yaşıyor.

ŞANLIURFA - Halil Fidan

Şanlıurfa'da kıl çadırlarda kalan ve hayvanları için sürekli yer değiştiren, yaz aylarında da 1919 rakımlı Karacadağ bölgesinde geçiren göçerler, yoğun mesailerine rağmen kentteki sıcaklığı hissetmeden serin havada oruçlarını tutabiliyor.

Kış mevsiminde nispeten daha ılık olan Şanlıurfa'daki ovalarda barınan göçerlerin bir kısmı yazın hayvanları için serin olması nedeniyle kentin yüksek kesimlerine, bir bölümü de Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yaylalara gidiyor.

Yazı daha serin olduğu için "Güneydoğu'nun Uludağı" olarak nitelendirilen Karacadağ bölgesindeki yüksek kesimlerde geçiren göçerler de serin hava sayesinde ramazanda zorlanmadan oruçlarını tutabiliyor. 

Günün büyük kısmında hayvanlarla ilgilenen besiciler, öğle saatlerinde koyunlarını sulamak için 10 metrelik kuyulardan kovalarla su temin ediyor. Erkekler genelde hayvanlarla ilgilenirken, kadınlar da bir yandan çalışıp bir yandan da çadırlarında iftar hazırlıklarını sürdürüyor.

Göçerlerde en büyük sıkıntıyı ise ailelerinin işlerinden dolayı okula gidemeyen çocuklar çekiyor. Küçük bedenlerine rağmen ailelerine yardımcı olan çocuklar, fırsat buldukça yaşıtlarıyla oyunlar oynayarak vakit geçirmeye çalışıyor.

Çobanlar da iftar ve sahuru hayvanlarının başında, meralarda yapıyor. Güneşin etkisini kaybetmesiyle hayvanlarını meraya çıkaran çobanlar, el feneri ve ay ışığından faydalanarak yemeklerini yiyor.

Ömürleri yollarda geçiyor

Besicilerden Selim Arıktekin (70), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ömrünü hayvanların peşinde, yollarda ve kıl çadırlarda geçirdiğini belirterek, tüm zorluklara işini severek yapmaya çalıştığını ifade etti.

Arıktekin, Karacadağ'da havanın serin geçtiğini bundan dolayı da oruç tutarken zorlanmadıklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Dededen itibaren bu işi yapıyoruz hayvancılık zor iş, 70 yaşındayım ömrümün tamamını hayvanların peşinde geçirdim. Sürekli yer değiştiriyoruz ve çadırda kalıyoruz. Yerimiz yok, yurdumuz yok, kışın para ile mera alıp Tek Tek Dağları'na gidiyoruz, çünkü burası çok soğuk oluyor, ilkbaharın sonlarına doğru Karacadağ'a geliyoruz. Burada da mera sıkıntımız var, göçer ailelerin çoğu bu nedenle Erzurum, Elazığ, Bingöl taraflarına gidiyor. Benim çocuklar evlendi, çalışanım az, süt sağacak kimse olmadığında o işi de ben yapıyorum, bu nedenle de burada kaldım. Çocuklar okula gidemiyor zor bir hayatımız var ama işimizi seviyoruz, biz de bu işi yapmazsak kimse yapamaz. Şu anda ramazan ayındayız işlerimiz her zamanki gibi çok yoğun ama Karacadağ'ın havası çok güzel, bu havayı başka yerde bulamazsınız, hava serin, susama olmuyor iftarda neredeyse hiç su içmiyoruz. Allah'a şükür rahat bir şekilde oruçlarımızı tutabiliyoruz. Bu anlamda bir sıkıntı yaşamıyoruz."

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.