Yüzlerce alim kapıda bekliyor... Erdoğan talimat vermişti, Görmez'den önemli hatırlatma
Türkiye'ye gelen mülteci sayısı son yıllarda oldukça arttı. Özellikle Suriye'deki savaş bunda önemli bir etken.
Gelen mültecilerin arasında donanımlı kişilerin olması zaman zaman kamuoyunda tartışılıyordu. Bu konuyla ilgili eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, çok önemli açıklamalarda bulundu. İslam aleminden yüzlerce alimin Türkiye'ye sığındığını kaydeden Görmez, bu alimlere yönelik proje geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. Mehmet Görmez, TV5'te Hasan Basri Akdemir'in sunumuyla ekrana gelen "Konuşmadan Olmaz" programına katıldı.
"Tarihte 2'nci Defa Oluyor"
Akdemir'in Türkiye'ye gelen mülteciler arasında entelektüel anlamda birikimli kişilerin olduğunu hatırlatması üzerine Görmez şunları söyledi:
"İnşallah beni bütün yetkililer dinliyorlardır. Bu önemli bir konu. Türkiye, tarihinde 2'nci defa İslam coğrafyalarındaki en büyük alimlerin, düşünürlerin, sanat adamlarının sığındığı bir coğrafya.
Birincisi İstanbul'un fethinden sonradır. İstanbul fethedildikten sonra dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan büyük alimler, Peygamber müjdesine nail olmuş mübarek beldeyi görmek için bu coğrafyaya akın etti. Eski alimlerin biyografisine baktığımız zaman, İstanbul'un fethinden sonra uzun bir süre hemen hemen her alimin sevdası olmuştur; bu coğrafyaya gelmek, Fatih medresesinde ders vermek.
İkinci defa bu topraklar Mısır'dan, Suriye'den, Irak'tan, Libya'dan Moritanya'dan, Afrika'dan, Asya'dan; dünyanın her tarafından, bütün İslam dünyasının kendisinden çok istifade ettiği, her birinin onlarca telifli eseri olan, yüzlerce talebe yetiştiren büyük alimlerin sığındığı bir ülke oldu. Ben Diyanet görevim esnasında özellikle bütün İslam dünyasında şöhret bulan 300 isim belirlemiştim o zaman.
BEYKOZ'DA BODRUM KATTA YAŞAYAN ALİM
Şu anda isim vermeyeceğim. Bizim neslin kitaplarını okuyarak yetiştiği bir mütefekkirin Beykoz'da bir bodrum katında, bir odalı bir yerde yaşadığını duyduğumda ziyarete gittim. Oradan çıkması için de çaba sarf ettim. Onun gibi yüzlerce var. Hatta binleri buldu.
Görmez'in bu sözleri üzerine Akdemir, "Binlerce alim Türkiye'de nasıl şartlarda bilmiyoruz. Devletin bundan haberi var mı?" diye sordu. Görmez şunları söyledi:
"ÜZÜLEREK BELİRTEYİM: PROJEMİZ YOK"
Elbette var. İstanbul'da, Konya'da, Ankara'da, Gaziantep'te, Hatay'da, Urfa'da, Maraş'ta, Adana'da bize sığınmış gerçekten yüzlerce ilim adamı var ve üzülerek belirteyim bizim de devlet olarak, millet olarak bu alimlerin ilminden, hikmetinden, tecrübesinden istifade etmek için bir projemiz, programımız yok.
NE YAPILABİLİR?
Görmez'in verdiği bilgiler üzerine Akdemir, Türkiye'de İslam enstitüsü benzeri bir yapı kurulabileceğini, buna dair nasıl bir program geliştirmek gerektiğini sordu. Görmez, Akdemir'in sorusunu şöyle yanıtladı:
Türkiye'de 100'ü aşkın ilahiyat fakültesi var. Bu fakültelerin bir araya gelerek bu büyük birikimden nasıl istifade edeceğine dair stratejiye sahip olması gerekiyor. Üniversitelerimizin, STK'larımızın programı olması gerekiyor.
Batı dünyasından da Türkiye'ye göçler başladı. Batı'da yükselen İslamofobik nefret hareketlerinden, aşırı yabancı düşmanlığı ve ırkçılıktan dolayı Londra'da, Almanya'da hatta Amerika'da yaşayan sonradan Müslüman olmuş birtakım önemli figürler var. Onların bazıları şu an Bursa'da, İstanbul'da ev sahibi oldular, Türkiye'de yaşamaya başladılar.
Ben sadece kendi sahamdan bakıyorum. Belki bir tabip bunların arasında ne kadar doktor var, bir mühendis bunların arasında ne kadar mühendis var... Bir de o gözle bakılacak aslında.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN TALİMATI
Benim görevim esnasında Sayın Cumhurbaşkanı çok açıkça, "Bu topraklara gelen her alim hiçbir göç idaresi önünde bir saniye beklemeden, eğer vatandaş olmak istiyorsa elbette biz yardımcı oluruz" demiştir.
Ama buna rağmen, yakinen çok iyi biliyorum ki bu alimlerin büyük bir kısmı göç idaresinin önünde saatlerce bekleyerek zaman geçiriyor. Sadece bir ikamet alabilmek için.
Bu iş için müstakil bir yapı kurulması gerekiyor göçmenler dairesinde. Bu topraklara sığınan ve evrensel anlamda değer ifade eden ilim sahiplerine yönelik bir çalışma yapılması gerekiyor.
KAYNAK: HABER7
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.