Yerli edebiyat geleneği ve Mavera dergisi

Yerli edebiyat geleneği ve Mavera dergisi
Anadolu insanının edebiyat geleneği, Asya'nın içlerinden Avrupa'nın içlerine doğru, büyük ve uzun bir yolculuğa çıkan Türklerin, bin yıllık tarihleri içinde oluşmuştur.

Bir ayaklarıyla Doğu'da, bir ayaklarıyla da Batı'da olan Türkler, edebiyatı medeniyet için bildiler, edebiyatsız medeniyet, medeniyetsiz edebiyat olmayacağına inandılar.

***

Edebiyatın sınırların ötesinde, ülkelerin üstünde, insanların düşünce ve eylem dünyalarına, yeni boyutlar kazandıran, çok zengin ve çok gizemli bir dünyası vardır. Edebiyat geleneğini derinleştirmeden, medeniyet dünyasını zenginleştirmek mümkün değildir. Hayatın her boyutunda edebiyatın çarpan ve çoğaltan etkisi vardır.

***

Yunus Emre'den ve Mevlana'dan Mehmet Akif ve Yahya Kemal'e kadar, bin yıllık tarihten yola çıkarak, tarihin içinden konuşan edebiyatçılar, edebiyat geleneğinin oluşmasında ve canlılığını korumasında vazgeçilmez bir yer tutarlar. Onlara sayfalarını ve gönüllerini açmayan, bir edebiyat dergisinin, güçlü bir edebiyat geleneği oluşturması mümkün değildir.

***

Dünyanın neresinde olursa olsun, iyilikleri özendirmede ve kötülükleri önlemede, yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyaç duyuldukça, düşünce ve eylem gücüne yeni açılımlar kazandıran, köklü bir edebiyat geleneğine de ihtiyaç duyulacaktır. Güçlü bir edebiyat geleneği olmadan, köklü bir medeniyet geleneği de olmaz.

***

Mavera, Anadolu insanının edebiyat geleneğinin dünyaya açılmasında, Fatih Yalçın'ın “Yeni İslamcı Akımın Edebiyat Okulu Mavera Dergisi“ çalışmasında vurguladığı gibi:”Edebiyat dergiciliği tarihimiz içerisinde yayın ilkeleri, kurumsallaşma çabası, dergi ile birlikte kurulan Akabe yayınevi aracılığıyla, yürütülen faaliyetler dikkate alındığında, önemli ve özellikli bir yere sahiptir.”

***

Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergileri, Anadolu insanının yerli edebiyat geleneğinin temellerini attılar. Anadolu insanının edebiyat geleneğinde bir bütünlük ve süreklilik vardır. Tarihin her döneminde, toplumların değişmesinde ve dönüşmesinde en etkili, en önemli, en güçlü kaynak edebiyat olmuştur.

***

Son yıllarda yapılan araştırmalarda, “Yerli Edebiyat Akımı”başlığından daha çok “Yeni İslamcı Akım” başlığı altında ele alınan, söz konusu geleneği, M. Şükrü Hanioğlu'nun “Gerek modernliğin ürünü olan yeni dünyanın sorunlarına cevap verme, gerekse de Batı siyasal ve kültürel hegemonyasına karşı koyma amacını taşıyan” akım olarak tanımlaması, yeterli olmasa da açıklayıcıdır.

***

Dört dergi ve yazarları, karşılıklı saygı ve sevgi içinde Necip Fazıl'ın başlattığı, Sezai Karakoç'un yeni açılımlar kazandırdığı yerli edebiyat geleneği, Edebiyat ve Mavera dergileriyle, değişmeden değişerek, dünyaya açıldı ve Türkiye'nin son yüz yılına damgasını vurdu. Onlar yerel düşündüler evrensel davrandılar. Edebiyatta yerelleşerek evrenselleşilir, evrenselleşerek yerelleşilir.

***

Mavera dergisinin kurucuları, “68 Kuşağı”nın içinde yer almalarına rağmen, dünyanın sağ ve sol diye, ikiyi bölündüğü bir dönemde, Türkiye'nin geleceğini Moskova ve Washington'da değil, Anadolu'da aradılar. Mavera sağda ve solda olmaktan daha çok, önde olan bir dergiydi. Kendisini sağ ya da sol kültür içinde değil, Yunus Emre kültürü içinde konumlandırdı.

***

Türklerin Anadolu'daki bin yıllık tarihlerinde açıkça görüldüğü gibi, İslam medeniyeti, iyilikleri büyütmede, kötülükleri önlemede, toplumun bütün kesimlerinin birbirleriyle yarıştığı, iki dünya medeniyetidir. İki dünyanın birden kazanılması için edebiyat ile medeniyetin karşılıklı iletişim ve etkileşim içinde altın oranda harmanlanması gerekir.

***

Pablo Neruda “Aklı başında olan insandan şair olmaz. Şair insanın aklı başında olmaz” derse de, Anadolu insanının edebiyat geleneğinde, Mavera şair ve yazarlarında olduğu gibi, şair ve yazarların akılları hem başlarında hem de gönüllerindedir. Onlar akıllarıyla düşünürler, gönülleriyle yazarlar düşünceyi eyleme, eylemi düşünceye dönüştürürler.

***

Yunus Emre'nin şiir geleneğinde, “Dağ ne kadar yüksek ise/ Yol onun üstünden aşar”. Edebiyatçılar aşılmaz dağ yolu üzerinde, yolcuların kulaklarına doğrululuğun, iyiliğin ve güzelliğin sırlarını fısıldarlar.

***

İki dünya arasında uyum ve düzeni sağlayan medeniyet köprüsü edebiyatın ölümsüz eserleriyle inşa edilir.

***

Köklü bir edebiyat gelenekleri olmayan toplumların güçlü medeniyet değerleri olmaz.

***

Edebiyatta kusursuzluğu arayanlar kusursuz medeniyetin kaynağı olurlar.

***

Ballar balını bulanlar kusursuzluğu arayanlardır.

 

Nazif Gürdoğan

Yeni  Şafak

www.yenisafak.com/yazarlar/nazifgurdogan/yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.