'Yeni Asımlar yetiştirmek O'nun öncelikli derdi ve davasıydı'
İstanbul
22 Temmuz'da hayatını kaybeden gazeteci, yazar ve eğitmen Asım Gültekin, ağustos ayı edebiyat dergilerinin dosya konusu oldu.
Sanat ve edebiyat dünyasından birçok ismin yer aldığı dosyalarda, sayısız dernek, dergi ile kültür çalışmasına imza atan Gültekin hakkında bilinmeyenler, anılar ve röportajlar okurların beğenisine sunuldu.
"Edebi Gençlik Dergisi" sloganıyla 14 yıldır yayın hayatına devam eden Genç Dergisi'nin hazırladığı dosyada kültür ve sanat dünyasından birçok ismin görüşleri yer aldı.
"Dergi delisiydi, kitap sevdalısıydı, kültür işçisiydi"
Derginin Yazı İşleri Müdürü Süleyman Ragıp Yazıcılar, giriş yazısında Gültekin'in yayın kurulu üyesi olduğunu belirterek, "Asım Abi dergi delisiydi, kitap sevdalısıydı, kültür işçisiydi, insan canlısıydı.
Bilhassa gençlere kıymet verir, dertlerini dinler, herkesi istidatlı olduğu alanlara göre yönlendirirdi... Duruş sahibiydi Asım Abi, herkesin geniş konuştuğu bazı hassas konularda netti, sözünü esirgemez, 'ne derler' diye düşünmezdi. Hiç unutmuyorum, bir toplantıda, 'kıble merkezli dergiler birliği' tabirini kullanmıştı, bu ifadeyi garip ve arkaik bulanlara meselenin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştı berrak bir zihinle. Asım Abi'nin yüzü kıbleye dönüktü, izzet onun için hayati bir mevzuydu." ifadelerini kullandı.
Gültekin'in yakın arkadaşlarından yazar Erol Erdoğan da dosya için verdiği görüşte, Gültekin'in özel biri olduğuna işaret ederek, "Dosttu, çalışkandı, paylaşandı, umut verendi, mütebessimdi. Akranlarına dost, gençlere ağabey, dergicilere yoldaştı. Asım'ın gayret ruhuna uygun biçimde geleneksel hale getirilebilecek kültür içerikli organizasyonlar düşünmeliyiz, yarışmalar, ödüller gibi. Belki onun adına vakıf bile kurulabilir." dedi.
Yazar Cihan Aktaş da Gültekin'in her zaman belirli bir gündemle yaşadığını ifade ederek, görüşünde şunları kaydetti:
"Direnişi eylem ve üretimde bulmuştu. Vaatlerle değil eserlerle konuşulmasından, ama mutlaka konuşulmasından yanaydı. Malik bin Nebi, İslam dünyasındaki kültürel zaafı 'bağlantıların olmayışı'na bağlar. Asım Gültekin'in Kartal İHL'de öğrenciyken çıkardığı dergiler ve daha sonra sürdürdüğü çalışmalar bu alandaki boşluğa ilişkin düşünümselliğin ve yoğun bir çabanın eseri. Kuruyor, kenara çekiliyor ve yeni bir başlangıç yapıyordu. Farklı çalışmalar kanalıyla kişi ve kesimleri birbirine bağlıyordu. Gerçek bir dosttu, zor zamanınızda içtenlikle yanınızda olup çözüm arayacak kişi olduğunu bilirdiniz. O kadar çok iyilik ve faaliyet bıraktı ki geriye eminim gelecek kuşaklar bugüne dair cevabı belirsiz kalan pek çok soruyu onun çalışmalarında bulacak."
"Okuma kültürümüzü kadim metinlerle zenginleştirdi"
Şair ve yazar Suavi Kemal Yazgıç da Asım Gültekin'in okumanın bir başına yapılan bir eylem olmadığını halkalar halinde okumanın bereketini her zaman kendilerine hatırlattığına değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsanların bir araya gelip az da olsa bir devamlılık içinde kadim metinlerimizi, kurucu eserlerimizi okuması gerektiğini anlatmak için çok mesai sarf etti. 'Bin Safahat Hareket'ini başlattı. Safahat okuma halkaları oluşturdu. 'Hızırla Kırk Saat' okumaları yaptı. Şiirin her bölümü 40 buluşmada defalarca okundu. "Yunus Emre" ve "Muhammediye" okumaları için öncülük yaptı. Herkesi kadim şiirimizden beyitler ezberlemeye davet etti. 'Ezberci eğitim kötüdür' önyargısı sebebiyle unutulan şiir, kelamı kibar, mısrayı berceste ezberleme geleneğinin unutulmasını eleştirdi rahmetli. Okuma kültürümüzü kadim metinlerle zenginleştirdi."
Yazar Halit Bekiroğlu da Gültekin'le 90'lı yılların ortalarında Marmara Üniversitesi'ne giderken tanıştıklarını ve birlikte "Biat" dergisini çıkardıklarını aktararak, şunları anlattı:
"Birlikte üstad Sezai Karakoç'a giderdik, kitap ve okuma çalışmaları yapardık, yurtlarda, evlerde, imam hatiplerde, diğer liselerde…Hayat akıp giderken STK faaliyetlerinde, dergicilikte, kitap fuarlarında, panellerde, istişarelerde, projelerde her zaman ya Asım'la olduk ya da yollarımız kesişti. Adeta her taşın altından Asım çıkardı. Nerede hayırlı bir çalışma varsa bir yerinde onu görürdünüz. Çocuklarımızın 'Dergici Amcası'nı, koca yürekli dostu bir tabut içinde Yalova'dan memleketine yolcu ederken acımızı dindiren şey, gövdesini altına koyduğu her bir taşın kendisine şahitlik ediyor olmasıydı."
"Asım 'Asım'ın Nesli' olmayı yüklendi, çilesiz gençleri dert sahibi yaptı"
Şair İbrahim Tenekeci de yakın dostu Asım Gültekin'in yazması gereken onlarca kitabı bir kenara bırakıp kendini genç nesillere adayan bir şahsiyet olduğunun altını çizerek, "Yokluk ve imkansızlık yıllarımızın kahramanlarından biriydi. Son zamanlarda konuşan değil, zor zamanda çalışandı. Yeni Asımlar yetiştirmek O'nun öncelikli derdi ve davasıydı. Asım Gültekin, dostluğun kendisine sadık idi. Daima kardeşlik ahlakına uygun davranırdı. O'nu tanıyalı yirmi yedi yıl olmuş. Bu zaman zarfında iyiliğini çok gördüm, kötülüğünü hiç görmedim." ifadelerini kullandı.
Yazar Yıldız Ramazanoğlu da görüşünde şunları belirtti:
"Asım gençlerin allame değil insan olmasını istedi. Kötü haberlerde oyalanmadan beyaz, temiz, güzel haberlere konu olacak işlere imza attı. Gençlerin kalbine ve aklına dokunmakla kalmadı gündelik yaşam problemlerini çözmek için de ömrünü seferber etti."
Yazar Ahmet Mercan ise "Eylemi bilgisi, bilgisi eylemiydi. Her insanı bulunduğu halden daha verimli pozisyona geçirerek ümmet harmanına bereket taşırdı. 'Hikmet arısı' diyordum ona. Konuşma, görüşme, iş yapma ve yaptırmada teklifsizdik. Görüşmek için gece engel değildi. Asım hafızamız, hareket ettirici gücümüz, dostumuz, doğallığımız, gülen yüzümüzdü. İslam'ı coşkuyla omuzlamış, onurla taşıyordu." değerlendirmesini yaptı.
"Son nefesine kadar istikamet üzere oldu"
"Kırık Akıl" adlı edebiyat ve sanat dergisinin 5. sayısına da konu olan Asım Gültekin'in dergiye birçok kez emeğiyle katkıda bulunduğunu "Bu Dünyadan Asım Gültekin Geçti" başlıklı yazısında anlatan derginin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Ethem Altınsoy, "Son nefesine kadar istikamet üzere oldu. Ömrünün sonuna kadar davası için çalıştı. Okuma grupları kurdu, dergiler çıkardı, gençlere vesile oldu. Ama yeleğini hiç çıkarmadı." dedi.
Altınsoy, Gültekin'in vefatından kısa bir süre önce kendisiyle bir röportaj için sözleştiklerini, fakat sadece bir soruyu cevaplandırabildiğini söyleyerek, yazısında Gültekin'in sözlerine şöyle yer verdi:
"Okuma grupları oluşturmaya çalışıyorum. Çünkü insanlar günümüzde okumayı tek başına kolay kolay gerçekleştirebilir bir durumda değiller. Yani, okumak artık tek başına gerçekleştirmesi zor olan bir eylem. Dolayısıyla, insanların birbirlerine tutunarak 'Bunu okumalıyız' dedikleri bazı önemli kitapları
beraber okumalarını ve beraberliklerini sürdürerek inandıkları bir kısım değerleri birbirlerine hem hatırlatmalarını hem de onları beraber okudukça yeniden değerlendirmelerini, tahlil etmelerini, analiz etmelerini öğrenmelerine vesile olmaya çalışıyorum. Çünkü biz tüketim kültürü karşısında, daha doğrusu şeytani kültür karşısında tek kalırsak, kaybederiz. Müslümanlar olarak şeytani kültürün karşısında kaybetmemek için, Müslüman duyarlılığını diri tutmak isteyenler olarak, birbirimize tutunmamız gerekiyor. Birbirimize tutunmanın en güzel yollarından birisi de birlikte kitap okumak, yolculuk, seyahat etmek, yemek yemek de tavsiye edilen arkadaşını tanıma yolları. Bunların yanına birlikte namaz kılmayı, birlikte bazı güzel aktiviteler, eylemler yapmayı isteyen ekleyebilir. Ama kitap okumayı çok merkezde bir yere koymazsak olmaz.
...Bu çağ, geçen yüzyıl ve bundan sonraki yüzyıl, önceki yüzyıldan daha radikal ve
sert bir şekilde bireyci bir çağ olarak yoluna devam edecek. Bu bireyciliği aşmanın yolu birlikte okumak. Nitekim bu radikal bireycilik öyle boyutlara gelmiş durumda ki bazen gençler şunu soruyorlar, 'Biz bu kitapları sanal alemden, sanal bulutlar halinde mi okuyacağız?' Hayır, gerçekten bir araya gelerek
okunacak diyor idik. Bunlar, karantina süreçlerinden yıllar önce aldığımız tepkiler idi. O da yapılabilir ama bir araya gelebilmek önemli. Karşındakini tanıyarak, onun icabında yüzüne bir tebessüm ederek, haliyle hatırını sorarak, bir ihtiyacı varsa ona yardımcı olmaya çalışarak. Aynı şekilde onların da senin
halini hatırını sorması, bir derdin olduğunda senin yanına koşabilmesi… Bu kitap okuma halkaları çok sivil, çok kıymetli bir imkan. Yeter ki bunu ortaya koymayı genç arkadaşlar akledebilsin. Yani aynı alimi, yazarı, mütefekkiri çok takdir ediyor isek o yazarı okuyanlarla bir araya gelmek önemli."
Eylül ayında da Muhit, Yedi İklim ve Biat dergileri Asım Gültekin'e çeşitli yazılar, hatıralar ve söyleşilerle yer verecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.