'Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı...'
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, ”Siyasal bünyemizdeki yaralarımızı sarmamız ve toplumsal barışı yeniden tesis etmek için hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile adil yargılanma konularındaki eksiklerimizi süratle gidermemiz gerekiyor” dedi.
TÜSİAD 2015 yılının ikinci Yüksek İstişare Toplantısı Sheraton Otel’de düzenlendi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, toplantıda yaptığı konuşmada “Toplum olarak çok gerildik, çok da yorulduk. Gerilimlerin düşmesini doğal hayat tempomuza dönmeyi terörün değil barışın, kaygıların değil geleceğe güvenin hakim olduğu bir ortamı arzuluyoruz. Sayın Başbakanın hükümet programı sunumunda belirttiği üzere kendi sözleri, ülkemizin ve siyasetin normalleşmesi hayati bir meseledir. Bu anlayışla artık ileriye olumlu bakmak ve küresel rekabette kaybettiğimiz ivmeyi geri kazanmak istiyoruz. Dünyada Küresel krizden bu yana işler bir türlü rayına girmiyor. Kuşkusuz ülkemizdeki ekonomik ve sosyal gelişmeler de küresel koşullardan etkileniyor. Küresel ölçekte siyasi istikrarsızlık, ihtiyaç duyulan ekonomik ve sosyal reformların hayata geçirilmesini zorlaştırıyor. Mülteci krizi ve terör konusu günlük hayatı etkilese bile bu konular gündemden hiç düşmüyor. Türkiye’nin içerideki kaygılar ne olursa olsun küresel gündemden kopmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, ”Siyasal bünyemizdeki yaralarımızı sarmamız ve toplumsal barışı yeniden tesis etmek için hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile adil yargılanma konularındaki eksiklerimizi süratle gidermemiz gerekiyor” dedi.
Hem siyasi hem ekonomik ve sosyal reformlar üzerine yoğunlaşılabilecek kesintisiz bir dört yıl olduğunu söyleyen Symes, “Bu kaçırılmaması gereken değerli bir fırsattır. Türkiye, bu dönemi reformlara yoğunlaşarak geçirebilirse, tüm elverişsiz küresel koşullara rağmen, içinde bulunduğu ülke grubundan pozitif ayrışabilir. Üstelik de, pozitif ayrışabilmemiz için çok önemli bazı avantajlara sahibiz. Reformlara son derece pozitif yanıt veren bir iş dünyamız var. Reformlara cesaretle yanıt veren, risk alarak yatırımları gerçekleştiren kişiler, kurumlar, memnuniyetle belirtmek isterim ki, bu salonda bulunmakta. Tecrübelerimiz gösteriyor ki, reformlar Türkiye ekonomisinde süratle karşılık buluyor ve refah yaratıyor” ifadelerini kullandı.
“YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI İLE ADİL YARGILANMA KONULARINDAKİ EKSİKLERİMİZİ SÜRATLE GİDERMEMİZ GEREKİYOR"
Symes konuşmasına şöyle devam etti:
“Siyasal bünyemizdeki yaralarımızı sarmamız ve toplumsal barışı yeniden tesis etmek için hukukun üstünlüğü yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile adil yargılanma konularındaki eksiklerimizi süratle gidermemiz gerekiyor. Aslında yarın demek istiyorum. Hayata geçirilmeyi bekleyen bir yargı reformu stratejisi var. Adalet sistemimizin güçlendirilmesine ihtiyaç var. Diğer yandan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka aktarım yoluyla özgürlük alanlarının genişletilmesi ifade ve basın özgürlüğünün bir kırmızı çizgi olarak addedilmesi reform ihtiyacı olan en önemli alanlardır.”
Mülteci krizinin çözümüne yönelik AB ile işbirliğini insani açıdan son derece kıymetli bulduğunu ifade eden Symes, “Vize muafiyetinin yeni fasılların müzakereye açılması ve genel anlamda AB’ye üyelik sürecinin mülteci sorunundan bağımsız olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
“ÖNCELİKLE BAŞKANLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ TARTIŞMANIN BİR NOKTAYA VARMASI GEREKİYOR”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ise yeni anayasada hem ekonomik gelişmeyi hem de demokratikleşmeyi ileriye taşımak için ihtiyaç olan tüm başlıkların yer bulmasını temenni ederek, şunları söyledi:
“Ancak, her başlıkta parlamentoda bir uzlaşma yakalayamasak bile, hiç değilse asgari müştereklerde yol alalım. Unutmayalım ki halkın tercihi de huzur ve istikrardan yana. Anayasa sürecini toplumsal barışı sağlamakta çok önemli bir fırsat olarak görmeliyiz. Bu işi ciddiyetle ele alacak, birbirimizi dinleyecek, farklı alternatifleri derinlemesine tartışacak, yapılacak değişiklikleri içimize sindirecek bir süreye ihtiyacımız var. Önümüzdeki dört yıllık süreyi ihtiyacımız olan “reformların hayata geçirilmesi” ve “Yeni Anayasa” olarak iki alanda optimize etmek gerekiyor. Hükümet programından anlaşılıyor ki, 64. Hükümet yeni anayasa ile birlikte başkanlık sistemini de tartışmaya açmak istiyor. Hal böyle olunca, yeni Anayasa konusuna odaklanabilmek için, öncelikle başkanlık sistemiyle ilgili tartışmanın bir noktaya varması gerekiyor. Yani kısacası tüm bu başlıkların ele alınışı, sıralaması gibi konularda Parlamentoyu iddialı bir dönem bekliyor. Sivil Toplum olarak, iş dünyası olarak tüm başlıklarda bir arada çalışmaya hazırız.”
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.