Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi, 21. yüzyılın hekimlik anlayışını getirecek

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi, 21. yüzyılın hekimlik anlayışını getirecek
Prof. Dr. Haydar Sur; “Bilimin hızıyla koşmak zorundayız. Bunun için de hayat boyu öğrenme ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrenci, öğrenim süresince değil, hayatı boyunca öğrensin diye çabalıyoruz. 21. yüzyılın hekimlerini yetiştireceğiz”

uskudar-universitesi-tip.jpg

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi, 21. yüzyılın hekimlik anlayışını getirecek

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi 2019-2020 akademik yılında ilk öğrencilerini alacak. Hibrit eğitim modeli ile öğrencilerine 21. Yüzyılın gerektirdiği bir eğitim altyapısı hazırladıklarını belirten Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur; “Bilimin hızıyla koşmak zorundayız. Bunun için de hayat boyu öğrenme ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrenci, öğrenim süresince değil, hayatı boyunca öğrensin diye çabalıyoruz. 21. yüzyılın hekimlerini yetiştireceğiz” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, bu yıl ilk öğrencilerini alacak Tıp Fakültesi ile ilgili bilgi verdi.

 

Üsküdar Üniversitesini 2011 yılında kurduklarında stratejik olarak Tıp Fakültesini hemen kurmadıklarını, sağlığın diğer alanlarıyla ilgili bölümler tamamlandığında Tıp Fakültesiyle taçlandırmayı düşündüklerini belirterek “Üsküdar Üniversitesi, kuruluşundan itibaren sağlık mesleklerinin neredeyse her alanında diploma veren bir üniversite oldu. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesini açarak üniversitemizi taçlandırmış olduk. Bugüne kadar tıpta ve diğer sağlık bilimlerinde gereken tüm altyapı ve akademik kadro kurulmuş oldu. En büyük avantajımız bu oldu. Sağlık Bilimleri Fakültesindeki denemeler Tıp Fakültesinin kurulumuna ışık tuttu. Böylece daha tecrübeli bir şekilde başladık” diye konuştu.

 

Sadece tıp öğrencilerine ait alan…

 

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesinin farklıklarına değinen Prof. Dr. Haydar Sur, tıp fakültesi öğrencileri için her ayrıntının düşünüldüğünü kaydederek şunları söyledi:

 

“Tıp Fakültesi olarak birçok ayrıcalığımız var. 6 bin metrekarelik bir alana kurulmuş ve sadece tıp öğrencilerine ait başka bir tıp fakültesi olduğunu düşünmüyorum. Çok zengin ve estetik bir altyapımız var. Harika bir kütüphanemiz var. Tıp eğitimi diğer eğitim dallarından biraz daha fazla çalışma ortamı gerektiriyor. Tıp öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun zamanı kütüphanede geçer. Dolayısıyla kütüphane tıp öğrencilerinin ana konforlu alanı olmak zorundadır. Ben bizim kütüphanemizi gördüğümde keşke öğrenciliğimi yeniden yaşasam diyorum. Laboratuvarlarımız eğitimi en kolay verebileceğimiz şekilde tasarlanmış durumda. Öğrencilerimiz bu laboratuvarlarda eğitim gördükten sonra anlaşmalı olduğumuz NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ve Ataşehir Memorial Hastanesinde uygulama imkânı bulacak. Akademik olarak ise Yükseköğretim Kurumu yeni açılan bir Tıp Fakültesine ilk üç yıl en az 19 hocayla çalışma zorunluluğu koyuyor. Biz şu anda 45 akademisyenle yola çıktık 40 akademisyenin daha gelmesi söz konusu. Bir öğrenciye bir buçuk akademisyen düşecek.”

 

Hayat boyu öğrenme ortamı hazırladık

 

Tıp ve tıp teknolojilerinin sürekli gelişen ve değişime açık bir alan olduğunu kaydeden Prof. Dr. Haydar Sur, “Tıp bilgisinin yarılanma ömrü 2,9 yıl olarak belirlendi. 3 yıldan daha kısa bir sürede bugün öğrencilerimize anlattığımız bilgilerin yarısı bilim tarafından yanlışlanacak. Bu da her zaman iyi kalabilmek için sürekli çalışmak gerektiği anlamına geliyor.Dolayısıyla akademisyenler olarak biz de okuyacağız, öğrencilerimiz de sürekli okuyacak, tembellik etmek yok. Bilimin hızıyla koşmak zorundayız. Bunun için de hayat boyu öğrenme ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrenci, öğrenim süresince değil, hayatı boyunca öğrensin diye çabalıyoruz. 21. yüzyılın hekimlerini yetiştireceğiz” dedi.

 

Tıp Fakültesinde hibrit eğitim modeli uygulanacak

 

Teknolojiler ve bunun sağladığı olanakların bir yandan eğitim modellerini geliştirirken, bir yandan da eğitimin dizaynında da değişikliklere yol açtığını belirten Prof. Dr. Haydar Sur, “Dünyada binlerce yıldır gelen bir yöntem vardır. Hoca ders anlatır, öğrenciler soru sorar. Eğitimde bilgisayar teknolojileri,simülasyon ortamları gibi yeni yöntemler sonucunda hibrit modeller gibi değişik modeller de ortaya çıktı. Hibrit model dediğimiz, hem probleme dayalı öğrenme hem de entegre sistemi benimseyen fakülte anlamına geliyor. Üsküdar Üniversitesi olarak kendimize hibrit bir tıp fakültesi müfredatı belirledik. Yeri geldiğinde hoca öğrencilerine ödev verecek, sonra zamanı geldiğinde hoca ve öğrenciler bir masanın etrafına oturup o konuyu tartışacaklar. Sonra hocalar katkıları verecek. Böylelikle o problem tartışmalı olarak aktif öğrenme ortamında öğrenilmiş olacak. Entegre sistemde solunum, sindirim, dolaşım sistemleri gibi sistemler var. Mesela sindirim sistemi komite usulü anlatılacak. Aynı sistem etrafında tıbbın değişik alanları ele alınacak. Birbirinden farklı anabilim dalları aynı sistem içinde entegre edilecek. Modern çağın öğrenme yöntemi böyle olmalıdır. Artık öğrenciyi sıraya oturtup aklına zorla bilgi sokmaya çalışmak devri bitti” diye konuştu.

 

Öğrenciler her an bilgiye ulaşabilecek

 

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi laboratuvarlarının en yeni sistemlerle donatıldığını, her öğrenciye bir mikroskop düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Teknoloji olarak ekranlarımız var. Öğrencilerimize aplikasyon yaptırdık. Dersler öğrenciler tarafından istenirse evde tekrar izlenebiliyor. Stix programı üzerinden irtibata geçme olanakları var. Bunların hepsi rüya gibi şeyler yeter ki öğrenmek istesinler. ‘Ben öğrenmek istedim ama bilgiye ulaşamadım’ mazeretini ortadan kaldırmış oluyoruz” dedi.

 

Tıp fakültesi öğrenci adaylarına ve geleceğin hekimlerine tavsiyede de bulunan Prof. Dr. Haydar Sur, “Bir hekim olarak önce siz kendi vücudunuza iyi bakın, sağlıklı yaşam stillerini birinci sınıftan itibaren öğreteceğiz. Kendi sağlığına sahip çıkmayan, başkasının sağlığına hiç sahip çıkamaz” dedi.

 

Ülkemizin hekim ihtiyacının arttığını belirten Prof. Dr. Haydar Sur, “Nüfusumuz yaşlanıyor ve nüfusumuz artıyor. Yaşlı demek, hekime daha çok ihtiyaç duyacak kişi demektir. İnsan yaşlandıkça baş etmesi çok daha zor hastalıklar geçirmeye başlar. Doğal olarak hekime ihtiyacı artar. İnsanların kalan hayatlarını en iyi şekilde yaşatmak da bizim en önemli görevimiz. Hekimlerin bilgilerini hayatları boyunca taze tutmaları gerekiyor. Biz 21. Yüzyılın hekimlik anlayışını getiriyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.