Türkiye'de tarihi bir gelişme daha...

Türkiye'de tarihi bir gelişme daha...
Türkiye, Zafer Bayramı?na iki tarihi gelişmeyle girdi.Önce 30 Ağustos resepsiyonuna Gül?ün ev sahipliği yapacağı açıklandı. Ardından TSK, ?e-muhtıra...



Türkiye, Zafer Bayramı?na iki tarihi gelişmeyle girdi.

Önce 30 Ağustos resepsiyonuna Gül?ün ev sahipliği yapacağı açıklandı. Ardından TSK, ?e-muhtıra ayıbına? son verdi. Bu adımı YAŞ ve MGK?daki düzenlemelerle birlikte değerlendiren aydınlara göre Türkiye?de yeni bir dönem başlıyor. Genelkurmay Başkanlığı, internet sitesinde 27 Nisan 2007?de yayınlanan ve hafızalara ?27 Nisan e-muhtırası? olarak kazınan bildiriyi kaldırdı. Böylece Cumhurbaşkanı Abdullah Gül?ün adaylık sürecini hedef alanmuhtıra niteliğindeki demokrasi ayıbı tarihe karıştı.

Genelkurmay Başkanlığı,Orgeneral Necdet Özel?in atanmasının ardından önemli adımlar attı.Önce Yüksek Askeri Şura?da Başbakan Tayyip Erdoğan, masanın başında tek başına oturdu. Ardından Milli Güvenlik Kurulu?nda karışık oturma düzeni hayata geçti.Org. Özel?in önerisiyle de 30 Ağustos resepsiyonuna Cumhurbaşkanı AbdullahGül?ün ev sahipliği yapması sağlandı. Peş peşe atılan adımların sonuncusu 27Nisan?da yapılanve sadece internet sitesinde yayınlanan e-muhtıra olarak da tabir edilen bildirinin kaldırılması oldu. Karargâh?ın dört yıldır sitesinde tuttuğu açıklamanın kaldırma işleminde ilginç bir yöntem uygulandı. Daha önce arşiv bölümüne girildiğinde bulunanmuhtıra, arşiv bölümü kısıtlanarak ulaşımı engellendi. Yeni düzenleme ile artık son 7 günlük açıklamalara ulaşılabilecek.


367 KRİZİ İLE BAŞLADI


Türkiye?de demokrasi 1960 ve 1980 darbesi ile 1971 muhtırasıyla kesintiye uğradı.Demokrasiye en son darbe yaklaşık 4 yıl önce 27 Nisan bildirisiyle indirildi. Türkiye?nin 11?inci cumhurbaşkanını seçmenin heyecanını yaşadığı günlerde Sabih Kanadoğlu?nun başlattığı 367 tartışması çerçevesinde süreç farklı bir noktaya taşındı. CHP Meclis?teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmadı. Krizin bir sonraki aşaması ise 367 tartışmalarının Anayasa Mahkemesi?ne taşınması oldu. Anayasa Mahkemesi Meclis?teki seçimi vetoederkenirtica söylemlerine Peygamber Efendimizin anıldığı KutluDoğumprogramları alet edildi. Bu süreçteErgenekondavası kapsamında tutuklanan isimlerin organize ettiği Cumhuriyet mitingleri de rol oynadı. Bir mitingde, ?Ordu göreve? pankartı bile açıldı. ?KARŞI ÇIKAN DÜŞMAN? Saatler gece yarısına yaklaşırken Genelkurmay?ın internet sitesinden şok bir açıklama geldi.Dönemin Genelkurmay Başkanı
Yaşar Büyükanıt?ın kaleme aldığı açıklamada laiklik vurgusu yapılarak isim verilmeden Abdullah Gül?ün Cumhuriyet?in değerlerine bağlı olmadığı öne sürüldü. Bildiride, ?Ulu önder Atatürk?ün ?Nemutlu Türküm diyene? anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti?nin düşmanıdır? denildi.

HÜKÜMET DİK DURDU


AK Parti hükümeti ise demokrasi tarihine geçecek dik bir duruş sergiledi. Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, ertesi gün bir basın açıklaması yaparak, Genelkurmay?ın hükümetin emrinde ve görevlerinin Anayasa?yla belirlendiğini vurguladı. Hükümetin değişik zamanlarda kaldırılması yönünde görüş bildirdiği e-muhtıra dört yıl boyunca gündemin sıcak konularından biriydi.


İşte muhtıra süreci


15 Nisan 2007:
11. cumhurbaşkanlığı seçim süreci başladı.

24 Nisan:
10 günlük aday başvuru süresinin sona ermesine bir gün kala Başbakan Erdoğan beklenen açıklamasını yaptı: ?Adayımız, Abdullah Gül kardeşimizdir.?

27 Nisan 2007:
TBMM Başkanı Bülent Arınç, salonda 368 milletvekili bulunduğunu duyurdu. Oylamada Abdullah Gül?e 357 oy çıktı; ilk turda 3?te 2 çoğunluk sağlanamadı. Oylamaya CHP, DYP ve Anavatan katılmadı. CHP, oylamada en az 367 kişinin bulunması gerektiğini savundu ve bu sayının oluşmadığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi?ne başvurdu.

27 Nisan:
Saatler 23.30?u gösterdiğinde Genelkurmay Başkanlığı?nın internet sitesinde sürpriz bir açıklama yayınlandı. Açıklamada, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin laikliğin tartışılması konusuna odaklandığı ileri sürüldü. Bu durumun Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlendiği belirtilerek, ?Unutulmamalıdır ki, TSK bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, TSK yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir? denildi.

28 Nisan:
AK Parti Hükümeti?nin bu bildiriye cevabı sert oldu. Bir gün sonra basının karşısına geçen Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Genelkurmay?ın Başbakan?a bağlı ve hükümetin emrinde bir kurum olduğunu vurguladı. Bildirinin zamanlamasına dikkat çeken Çiçek, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Anayasa Mahkemesi?nin etkilenmek istendiğini kaydetti. Çiçek, hükümetin laikliğe taraf olma konusunda herkesten daha fazla hassas olduğunun altını çizdi.

1 Mayıs:
Anayasa Mahkemesi CHP?nin 367 konusundaki iptal başvurusunu yerinde buldu ve cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turunu oyçokluğuyla iptal etti.

1 Mayıs:
AK Parti milletvekilleri, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören kanun teklifini TBMM Başkanlığı?na sundu.

4 Mayıs:
TBMM, AK Parti grubunun teklifi doğrultusunda genel seçim kararı aldı. YSK seçimlerin en erken 22 Temmuz?da yapılabileceğini açıkladı.

5 Mayıs:
Mahkemenin kararı sonrasında cumhurbaşkanı oylamasının ilk turu yapıldı. Salonda 367 milletvekili bulunmaması üzerine oylama gerçekleşmedi. Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildiğini açıkladı.

22 Temmuz:
Genel seçimler yapıldı. AK Parti yüzde 46,6?yla yeniden tek başına iktidar oldu.

10 Ağustos:
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci tekrar başladı.

15 Ağustos:
Başbakan Erdoğan, AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında adaylarının Abdullah Gül olduğunu açıkladı.

20 Ağustos:
Oylamanın ilk turu yapıldı. Gül?ün yanı sıra MHP?den Sabahattin Çakmakoğlu ve DSP?den Tayfun İçli de Köşk için yarıştı. Oylamada 448 milletvekili hazır bulundu. Gül, 341 oy aldı.

24 Ağustos:
Oylamanın ikinci turu yapıldı. 446 milletvekilinin katıldığı oylamada Gül?e 337 oy çıktı.

28 Ağustos 2008:
Türkiye, 11. cumhurbaşkanını seçti. TBMM Genel Kurulu?nda yapılan oylamanın üçüncü turunda, salt çoğunluğu sağlayan Abdullah Gül, cumhurbaşkanı oldu.

14 Mart 2008:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ?Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği? iddiasıyla AK Parti?nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi?nde dava açtı.

5 Haziran:
AnayasaMahkemesi, üniversitelerde eğitim özgürlüğünün önündeki yasakları kaldıran ve 411 milletvekilinin desteğiyle kabul edilen Anayasa değişikliğini iptal etti.

30 Temmuz 2008:
Anayasa Mahkemesi, ?kapatma? istemini gerekli oyçokluğu sağlanamadığı için reddetti. Anayasa?ya göre kapatma kararı için 7 oy gerekirken, 6 üyenin karşısında 5 üye kapatmama yönünde oy kullandı.

İtiraf etmişti:
Ben yazdım pişman değilim

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, emekli olduktan 8 ay sonra konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu. Büyükanıt, ?Bunu ben, kendim yazdım. Neden cuma akşamı verdik? Ertesi gün Ankara?dan ayrılmam gerekiyordu. Dolayısıyla gitmeden önce yayınlanmasını arzu ettim. Bildiri, TSK?nın laiklik hassasiyetini vurguluyor. Pişman değilim? demişti.

Terör açıklamalarını
İÇİŞLERİ YAPACAK

27 Nisan ?e-muhtırası?nın yanısıra terörle mücadeleye ilişkin Genelkurmay açıklamaları da kaldırıldı. Bundan sonrakiaçıklamaların İçişleri Bakanlığı ve valilikler tarafından yapılacağı öğrenildi. Genelkurmay Başkanlığı?nın ?www.tsk.tr? adresli internet sitesinde yer alan ?Bölücü terör örgütüyle mücadele? ve ?Bölücü terör örgütüyle mücadelede haftalık durum? başlıklı bölümler kaldırıldı. Bu iki bölümde, PKK?yla mücadelede yaşanan gelişmeler aktarılıyordu.Yapılan değişikliğin, terörle mücadelede komuta yetkisinin sivillere devredilmesiyle ilgili olduğu belirtildi. Bundan böyle,terörle mücadele çerçevesinde yaşanan küçük boyutlu gelişmelerin il valilerince,büyük ölçekli olanların da İçişleriBakanlığı?nca kamuoyuna duyurulacağıifade edildi. Bakanlık açıklamalarının yetkili şahıslar veya resmi internet siteleriaracılığıyla aktarılacağı kaydedildi.


YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

Emekli Askerî Hakim Faik Tarımcıoğlu:
Normalleşiyoruz, sivilleşiyoruz, demokratikleşiyoruz ve herkes kendi işini yapıyor. 27 Nisan muhtırasının kaldırılması çok gecikmiş bir şeydi. Kaldırılması fevkalade hayırlı, doğru ve isabetli bir yaklaşımdır. Yeni genelkurmay Başkanı'nı kutluyorum. Diğer gelişmeleri de yan yana koyarsak yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz. Eski vesayetin devam edemeyeceği konusunda güzel işaretler alıyoruz. Artık herkes işini yapacak. TSK yurt savunmasıyla hükümet de kalkınmayla, sağlıkla, eğitimle ve dış politikayla uğraşacak. 

İLERİ DEMOKRASİYE GEÇİYORUZ

Emekli Tümgeneral Adnan Tanrıverdi:
Fevkalade olumlu bir gelişme. Silahlı kuvvetler eğer sivil otoriteye tabii olmayı içine sindirmişse bu, o ülkenin ileri demokrasiye geçtiğini gösterir. Söz konusu muhtıra o an reddedilmiş bir girişimdi. Hala onu orada bulundurmak inat etmek anlamına geliyordu. Ülkemiz için hayırlı bir gelişmedir.

SUÇ UNSURU KALKMADI

Emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan:
Güncelliğini yitirmiş, hiçbir fonksiyonu kalmamış sadece psikolojik harekatın bir parçası haline gelmiş bir belgeydi. Zaten hukuki açıdan sorunluydu. Netice itibarıyla bir muhtıraydı ve bu da suç teşkil eder. Çünkü asker kişiler siyasetle ilgilenemezler. Ancak kaldırılması suç unsurunun ortadan kalktığını göstermez. Sorumlularıyla ilgili hukuki bir işlem yapılabilir. Sorumlular bu bağlamda hesap vermeli. Çünkü TSK içerisinde siyasete intikal eden zihniyetten arındırılması lazım. Ümit ediyoruz ki TSK içerisindeki bir takım üst kademler siyaseti bırakır. Bu da bunun emaresi olur. 

DEMOKRASİ İÇİN MUTLULUK VERİCİ

Dünya Demokrasi Hareketi Demeği (DDH) Başkanı Bayram Zilan:
Demokrasimiz adına mutluluk verici. 4 yıldır internet sitesinde bulunan e-muhtıra bir nevi "biz hala bu görüşlerimizin arkasındayız" mesajı taşıyordu. Bugün kaldırılıyor olması TSK'nın da artık bu görüşte olmayacağının da göstergesidir. Umarım sitede yazdıkları gibi bundan sonra kendilerini güncellerler.

NORMALE DÖNÜYORUZ

Mazlum-Der Başkanı Faruk Ünsal:
O muhtıranın orada duruyor olması bir meydan okumaydı. Ancak şu andan itibaren kaldırılmasını çok olumlu buluyorum. Türkiye artık normale dönüyor. Türkiye'nin sıkıntısı kurumlarının ait olması gereken yerlerde olmamış olmasıydı.

HABER: Nesrullah SONAY / BUGÜN

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.