'Türkiye'de laiklikle ilgili olan mesele laikliğin 'laikçilik' şeklinde uygulanmasıdır'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, TBMM Başkanı Kahraman'ın laiklikle ilgili sözlerine ilişkin "Türkiye'de laiklikle ilgili olan mesele malesef Türkiye'de laikliğin 'laikçilik' şeklinde uygulanmasıdır." dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Habertürk Televizyon kanalında katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili açıklamalarının sorulması üzerine Numan Kurtulmuş, çok kuvvetli laiklik geleneklerine sahip ülkelerin olduğunu, bu ülkelerin anayasalarında "Bu ülke laik bir ülkedir" tanımının yer almadığını belirtti.
Konunun teorik olarak hukukçuların yaptığı tartışmalar arasında yer aldığını ifade eden Kurtulmuş, "Şu anda AK Parti tarafından hazırlanmakta olan anayasa çerçevesinde bu konu gündeme gelmiş, tartışılmış değildir. Türkiye'de laiklikle ilgili olan mesele ise maalesef yıllardır Türkiye'de laikliğin çok yanlış bir şekilde 'laikçilik' şeklinde uygulanmasıdır. Laikliğin, milletin inançlarıyla, değerleriyle, hayat tarzlarıyla, düşünceleriyle, felsefeleriyle kavga eden ve onlar üzerinden baskı kuran bir devlet görüşü haline dönüştürülmesidir." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Zarar veren laikçilik örnekleri verebilir misiniz?" sorusu üzerine, memlekette yıllardır insanların başörtüsü üzerinden büyük bir zulme tabi tutulduğunu, başörtüsüyle insanların kamu görevlisi, üniversite ve lise öğrencisi olmalarının "laik sistemin ruhuna zarar verir" diye engellendiğini anlattı.
"Anayasa gündeme geldiğinde tartışılması son derece doğal"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "AK Parti'nin laiklik çizgisinde bir değişiklik mi var?" şeklindeki soru üzerine, böyle bir çizgi değişikliği olmadığını bildirdi.
Sekülerizmin Türkçe'ye laiklik olarak tercüme edildiğini, tüm bu konuşulanların da tercüme kavramlar olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Tercüme ederken sadece dilimize tercüme edilmiş kavramlar demiyorum. İçinden çıktıkları toplumun sosyal şartlarını anlayarak üzerinde durmamız gereken şeydir. Burada özellikle durmamız gereken şey şudur. Laiklik dinin, dini duygu ve yaşantıların toplumdan uzaklaştırılması, toplumun dışına itilmesi şeklinde asla anlaşılmamalıdır. Asla uygulanmamalıdır. Bu anayasa tartışması bir fırsat olarak görülebilir. Bu anlamda bu uygulamanın, bu düşüncenin iyi bir şekilde tanımlanmasıyla birlikte bu toplumdaki farklı inançların bir arada yaşamasının da anayasal teminatı olması da sağlanmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, "TBMM Başkanı Kahraman'ın söylemi bireysel olarak mı değerlendirilmeli yoksa, AK Parti'nin de ortamı yoklama açıklaması olarak mı algılanmalı?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"İsmail Kahraman, son derece tecrübeli, ne söylediğini bilen birisidir. Bu söylediklerini tesadüfen ya da toplumda birtakım tartışma ortamları ortaya çıksın diye söylediğini zannetmiyorum. AK Parti bunu konuşmasa da Sayın Kahraman bu konuyu tartışmasa da zaten bu konu anayasa gündeme geldiği bir ortamda tartışılması son derece doğal bir konudur. Biz konuyu Meclis Başkanımızın kendi bireysel görüşü olarak görüyoruz. Partinin görüşü değildir. Anayasa Komisyonu çalışmalarında, parti olarak yaptığımız çalışmalarda gündeme gelmiş bir konu değildir. Anayasanın tartışıldığı bir ortamda böyle bir konunun da temel konulardan birisi olarak tartışılması kadar da tabii bir durum yok."
Kilis'e yönelik önlemler
Kilis'e ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, Kilis'e yönelik 4 kategoride tedbirlerin alınacağını belirterek, "sınır güvenliğinde askeri tedbirlerin artırılması, Türkiye'nin milli imkanlarıyla ve uluslararası koalisyonun ABD'nin de gözetleme imkanlarıyla sınırın karşı tarafını çok daha iyi bir şekilde gözetleyerek anında cevapların verilmesi, askeri gücün artırılması bu anlamda her türlü ihtimalin de masaya yatırılarak terör örgütünün, DAEŞ’in söz konusu örgüt olarak Türkiye'ye zarar veremeyecek hale getirilmesi" değerlendirmesini yaptı.
Başbakanlık tarafından 5 milyon ve sonra 5 milyon daha olmak üzere 10 milyonluk ekonomik destek paketinin Kilis halkına sunulmak üzere valiliğe aktarılacağını dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Ayrıca sosyal destek programlarımız olacak. Bu tedirginlik içinde halkımıza özellikle çocuklarımıza okullarımız üzerinden sosyal, psikolojik desteklerin verilmesi sağlanacak. İlave sağlık hizmetlerinin yapılması, mesela zırhlı ambulansların bölgeye gönderilmesi ve ayrıca yeni bir hastanenin yapılmasıyla ilgili talimatların hemen verilmesi şeklinde tedbirler alınacak. Kilis halkı ile dayanışma içerisinde inşallah bu zor zamanları geride bırakacağız. Tekraren söylüyorum, aman dikkat edelim, Kilis halkımız dikkat etsin, kurtlar bu tür ortamları, puslu havaları sever."
Kilis'e atılan roketlerle insanların canlarına kastedildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şimdiye kadar hiçbir olayın yaşanmadığı Kilis'te de birtakım olayların fitilinin ateşlenerek halkın toplumsal bir huzursuzluğun içerisine itilmeye çalışıldığını ifade ederek, "Dolayısıyla burada kamu görevlileriyle, devletle, millet birlik içerisinde Kilis'te huzuru, barışı, sükuneti sağlamaya devam edeceğiz." dedi.
"Kılıçdaroğlu'na verilecek bir cevap bulamıyorum"
Kurtulmuş, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşmasında, bu konuya ilişkin hükümeti suçladı. Neden sesleri çıkmıyor çünkü karşıda DAEŞ var, oraya silah yardımı yapılıyor vesaire bildiğiniz zaten silah gönderme eleştirilerini yineledi. Ne diyorsunuz muhalefetin bu açıklamaları konusunda" sorusuna karşılık şöyle konuştu:
"Bir ana muhalefet partisi liderinin, bu kadar desteksiz bu kadar usul ve üsluba uymadan, kendi devletini suçlayacak sözler sarfetmesine verilecek bir cevap bulamıyorum. Buna söylenecek bir söz yok. Dünyada hiçbir devlet DAEŞ'i bir terör örgütü olarak neredeyse kabul etmiyorken Türkiye DAEŞ'le mücadele etmiştir. Türkiye yaklaşık 5 bine yakın DAEŞ'liyi sınır dışı etmiştir. 41 bine yakın DAEŞ'li olduğu iddiasındaki insan, Türkiye sınırları içerisine sokulmamıştır. Ayrıca birçok operasyon hazırlıkları içerisinde yakalanmış olan çok sayıda DAEŞ'li de mahkemelere çıkarılmış önemli bir kısmı da tutuklanmıştır. Çok sayıda canlı bomba, çok sayıda bombalı araçlar ve yelekler yakalanmıştır. Allah aşkına bunları görmeyen ana muhalefet partisi lideri hangi bilgiyle hangi izanla tutuyor da Türkiye’yi DAEŞ’le işbirliği halinde olmakla suçluyor. Bu kabul edilebilir bir şey değildir."
"Eylem planının mantığı yeniden imar ve inşadır"
Kurtulmuş, "Çözüm Süreci ne aşamada? Güneydoğu Anadolu bölgesinde ne yapılacak bundan sonra bir plan var mı ne yapılacağına dair?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Tabii ki var. Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı dediğimiz plan bundan sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ne yapılacağının yol haritasıdır. 80 maddelik bu planın ilgili bakanlıklar arasında koordinasyonunu sağlıyoruz, her hafta yapılanlar burada iş formu üzerinde işaretleniyor. Bunların önemli bir kısmı 30-31 maddesi şimdiye kadar zaten yapılmış vaziyette. Uzun sürecek olanlar var. Bu eylem planının mantığı şudur, yeniden imar ve inşadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da terör dolayısıyla bazı il ve ilçelerde yaşadıklarımız ümit ediyoruz ki geçici bir dönemdir. Çok kısa bir süre içerisinde terör sonlandırılacaktır."
"Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin firesiz oy kullanacağız"
Dokunulmazlıklara ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, kapı önünde başka arkasında başka konuşmayacaklarını söyledi.
Mecliste bekleyen tüm dosyalarda dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifi verdiklerini anımsatan Kurtulmuş, dokunulmazlıkların siyasi manipülasyon aracı olmaması ve konuya ilişkin kararı Meclisin değil mahkemelerin vermesi gerektiğini belirtti. Kurtulmuş, "Anayasa değişiklik teklifi en kısa zamanda parlamentoya geldiğinde, AK Partili 316 milletvekili olarak Mecliste olacağız, eksiksiz, firesiz bir şekilde dokunulmazlıkların kaldırılması için oy kullanacağız" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.