'Türkiye, Suriye'de kendi adımını atacak kudrete sahiptir'

'Türkiye, Suriye'de kendi adımını atacak kudrete sahiptir'
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Türkiye, Suriye'de kuşkusuz kendi adımını kendi atacak kudrete, kapasiteye sahiptir." dedi.

'Türkiye, Suriye'de kendi adımını atacak kudrete sahiptir'

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Türkiye, Suriye'de kuşkusuz kendi adımını kendi atacak kudrete, kapasiteye sahiptir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Suriye'de güvenli bölge oluşturulmasıyla ilgili "Türkiye mazlumlara şemsiye olacak, bölge barışına ve dünya barışına katkıda bulunacak bir güvenli bölge, bir barış koridoru arayışı içerisindedir. Ulusal güvenliği için ortaya koyduğu bu arayış bölge güvenliği ve dünyanın güvenliği için de son derece elzemdir." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fırat'ın doğusu ile ilgili belirttiği gelişmelerin, Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda artık adım atma konusundaki takviminin son derece kısaldığı bir döneme girildiğini gösterdiğini belirten Çelik, "Tabii Türkiye burada gerek diyalogla, gerek diplomasinin yumuşak güç unsurlarıyla gerek zorlayıcı diplomasiyle gerektiğinde de fiili güç kullanarak kendi ulusal güvenliğini savunmada kararlı olduğunu açık bir şekilde belirtiyor." ifadelerini kullandı.

Fırat'ın doğusunda bazı devletlerin destek faaliyetlerinin teröristlere güvenli liman olacak bir bölge oluşumu yönünde görüldüğüne değinen Çelik, "Türkiye ise mazlumlara şemsiye olacak, bölge barışına ve dünya barışına katkıda bulunacak bir güvenli bölge, bir barış koridoru arayışı içerisindedir. Ulusal güvenliği için ortaya koyduğu bu arayış bölge güvenliği ve dünyanın güvenliği için de son derece elzemdir." diye konuştu.

Türkiye'nin müttefiklerinden son derece olumlu bir yaklaşım beklediğini bildiren Çelik, şöyle devam etti:

"Esasında NATO çerçevesindeki müttefikliğimiz, güvenliğin bölünmezliği ilkesine dayanır. Burada ittifak dayanışması temeldir, adil bir şekilde risk paylaşımı olması lazımdır. Dünyanın başka yerlerinde başka devletleri doğrudan ilgilendiren riskler söz konusu olduğunda NATO dayanışmasının altını yüksek hassasiyetle çizenlerin, Türkiye söz konusu olduğunda güvenliğin bölünmezliği ilkesini zedeleyen ittifak dayanışmasının ruhuna karşı hareket eden, Türkiye'nin yaklaşımını, ulusal güvenliği ile ilgili kaygılarını geri plana itmeye çalışan yaklaşımlar hiçbir şekilde kabul görmeyecektir. Müttefiklik ilişkisine de zarar verecektir. 

Güney sınırımızdaki terör bölgesi oluşturulma faaliyetlerine karşı müttefiklerimizle birlikte Türkiye'nin kontrolünde bir barış koridoru, güvenlik bölgesi kurmak isteriz ama bu söz konusu olmuyorsa Türkiye'nin önüne sürekli olarak uzatmalar, bir takım oyalamalar, Türkiye'nin ulusal güvenlik kaygıları için alınması gereken ihtiyaçları sündürmeye dönük tavırlar söz konusu oluyorsa da Türkiye, burada kuşkusuz kendi adımını kendi atacak kudrete, kapasiteye sahiptir. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bunun altı bir kez daha çizilmiştir. Dolayısıyla Türkiye'nin burada ulusal güvenlik ihtiyacını karşılayacak şekilde adım atma, bölge mazlumlarına şemsiye olma, bölge ve dünya barışına katkıda bulunma şeklindeki yaklaşımının takviminin son derece kısaldığını belirtebiliriz."

Türkiye için ulusal güvenlik sorunu 

Suriye'nin kuzeyindeki durumun Türkiye için büyük bir ulusal güvenlik sorunu olduğunu herkesin kabul ettiğine işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

"Ama bunu kabul ettikten sonra bu ihtiyacın karşılanması ile ilgili atılması gereken adımlar konusunda maalesef yanlış yaklaşımlar içerisine giriyorlar. Tabii yabancı devletlerin bu tavırlarını anlayabiliriz fakat CHP'den geçtiğimiz günlerde doğrusu şaşırmaktan usandığımız ama bizi bir kez daha şaşırtan bir tavır geldi. Fırat'ın Doğusu'na operasyon ifadesi dillendirilmeye başlandığı andan itibaren, Sayın Cumhurbaşkanımızın bunun daha kuvvetli bir şekilde altını çizmesinden sonra CHP yönetimi, Fırat'ın doğusuna bu hazırlıklarla ilgi, 'Sırada seçim mi var, saf mı sıklaştırılmaya çalışılıyor?' şeklinde son derece basiretsiz, Türkiye'nin milli güvenlik ihtiyaçlarına karşı saygısız bir ifade kullandı.

Uzun zamandır ifade edilen ve ortada fiili bir durum olan bu konu hakkında meseleyi, 'Seçim mi var, saf mı sıklaştırılıyor' gibi basit bir polemikle geçiştirmeye çalışmak insanın aklına başka şeyler getiriyor. Niye Türkiye, Suriye ile ilgili güvenlik ihtiyaçlarını gidermek için her adımı attığında Suriye'den önce CHP yönetiminde bir tansiyon yükselmesi oluyor? Ne için bu kadar stresli açıklamalar yapıyorlar? Doğrusu bu giderek daha dikkat çekmeye başlamıştır. Bu son açıklama bunun doruk noktası haline gelmiştir." 

"Bütün partilerin milli duruş sergilemesi elzemdir"

AK Parti Sözcüsü Çelik, CHP'ye yönelik eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:

"Daha önce de bizzat genel başkanları (Kemal Kılıçdaroğlu), Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye herhangi bir tehdit olmadığını, YPG'nin Türkiye'ye saldırmayacağı gibi bir takım açıklamalar yapmıştı. Halbuki çok canımızı yakan Ankara Garı patlamasının kuzey Suriye'den topraklarımıza giren birtakım unsurlarca gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Dolayısıyla bu durumda tabii ki TBMM'deki bütün partilerin milli bir duruş sergilemesi elzemdir fakat CHP'nin sürekli olarak frenleyici, şaşırtmacaya dönük olarak gündemi başka odağa kaydırmaya yönelik olarak bu şekilde bir açıklama yapması maalesef üzücüdür.

Bu açıklamaları yapanlar, böyle bir milli duruştan, hassasiyetten yoksunsalar bile orada görev yapan TSK unsurlarına buradan verilen mesajların öneminin farkında olmalıdırlar. Allah'a şükür ordumuz, dünyada moral ve motivasyonu en yüksek ordudur. Buradan gidecek güçlü mesajlar, onların bu güçlü moral motivasyonuna katkı sağlayacaktır. Buradan yapılacak açıklamaların, oradaki askerimizi nasıl etkilediği, bu operasyona katılacak askerlerimizi nasıl etkilediği dikkatli bir şekilde düşünülmelidir. Bütün milletimiz, TSK unsurlarının arkasındadır."

Erken seçim iddialarına da cevap veren Ömer Çelik, "Türkiye'nin önünde seçim yok. Türkiye dış politikadaki ihtiyaçlarını, iç politikadaki reform süreçlerini sürdürmeye kararlı." şeklinde konuştu.

"Çevre hassasiyetimiz çok yüksek"

Çelik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Kaz Dağları ya da Türkiye'nin herhangi bir yerindeki çevre meselesiyle ilgili olarak çok yüksek bir hassasiyete sahibiz. Burada kesilen ağaçların yerine tamamı miktarınca fidan başka bir alana dikilmiştir. Söz konusu firmanın sözleşmesi gereği yapılacak işlemler bittikten sonra buranın ağaçlandırılması da tam olarak gerçekleştirilecektir. Gerçek çevreci dostlarımıza kapılarımız her zaman açıktır. Herhangi bir diyalog eksikliği söz konu değildir. Kaz dağlarında altın arama izinleri iktidarlarımız öncesinde 2001 yılında verilmiş. Mimarlar Odası üyesi, CHP'den defalarca milletvekili adayı olmuş bir şahıs tarafından SİT izninin kaldırılması sağlanmış." 

Siyasi etik kanun teklifi 

Çelik, siyasi etik kanun teklifiyle ilgili de, "Bir partinin siyasi etikle ilgili laf etmesi için toksinlerini atması lazım. CHP için bunun başlangıcı İşBankası hissesini Hazine'ye devretmek." diye konuştu.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.