Türkiye Ortadoğu'da yalnızlaşıyor
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, gurup toplantısında yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin Ortadoğu'da ve dünyada yalnızlaştığını ileri sürdü.
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Fikri sorulmayan bir ülke var, Türkiye. Dikkate alınmayan bir ülke var Türkiye. Ortadoğu'da, dünyada yalnızlaşan bir Türkiye var. Ben bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Böyle bir Türkiye'yi arzu ediyorsanız, adresiniz belli, gidin AKP'ye oy verin. 'Hayır Türkiye dünyada yalnızlaşmamalı, bölgesinde güçlü olmalı, sözü dinlenmeli' diyorsanız, Türkiye'nin bu hükümetten kurtulması gerekiyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin dış politikasını eleştirdi. Dış politikanın temel özelliğinin, iç politikaya alet edilmemesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Dış politikada, bir satranç oyuncusunun ustalığı ile hareket edersiniz. Her söylediğinizi önceden tartarsınız. Yankıları ne olur, size karşı tepkileri ne olur, bunu değerlendirirsiniz, sonra konuşursunuz. Hamaset edebiyatı dış politikada olmaz" dedi.
İç politikada zaman zaman kırıcı tartışmaların olabileceğini, bu tartışmaların bir süre sonra giderilebileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, dış politikanın böyle olmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, dış politikada kırıcı dil kullanılmasının, iki ülke arasında derin fay hatları oluşmasına yol açacağını kaydetti.
Bunun tipik örneğinin Cezayir olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, Cezayir'in bağımsızlığını BM'de tanımadığını anımsattı. Kılıçdaroğlu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, yıllar sonra ziyaret ettiği Cezayir'de halktan özür dilediğini belirtti.
Türkiye'nin bugüne kadar dış politikada son derece dengeli, yapıcı ve olaylara makro bakan politika izlediğini belirten Kılıçdaroğlu, bu nedenle bir ağırlığının olduğunu dile getirdi. Bugün gelinen noktada ise Türkiye'nin böyle bir konumda olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Dış politikayı iç politikanın malzemesi haline, tarihe bakın diktatörler getirir. Yeni düşmanlar yaratır. İçeride ve dışarıda düşman yaratırlar. Bunu tarihe baktığınızda görebilirsiniz. Benzer tabloyu şimdi Türkiye yaşıyor" diye konuştu.
-"Ortadoğu bataklığından Türkiye'nin kurtulması gerekiyor"
İsrail'il'in Gazze'ye saldırılarına değinen Kılıçdaroğlu, BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun yaptığı son açıklamaya göre, 100'ü aşkın çocuğun, 500'den fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Bölgede ivedilikle bir ateşkesin sağlanması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Peki Türkiye bu konuda bir şeyler yapıyor mu? İktidar sadece konuşuyor. O kadar çok konuşuyor ki neredeyse herkes suçlu bir tek iktidar haklı. Kardeşim, madem konuşuyorsun, eyvallah konuş; peki ne yapıyorsun? Bir cümle istiyorum ben. İsrail ile ilgili ine yaptın sen? Madem Gazze'yi eleştiriyorsunuz, ne yaptın sen? 'Efendim üç günlük yas ilan ettik...' Güzel... Şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum: Orada Türkmenler vardı, öldürüldü. Hiç aklına yas ilan etmek geldi mi gelmedi.
Zaten yastayız, zaten üzülüyoruz. Çocuklar öldürülür de orantısız güç kullanılır da üzülmez miyiz? Üzülürüz. Türkiye bunun neresinde? Türkiye'nin Ortadoğu'da bir ağırlığı var mı?
BM Genel Sekreteri gelecek Ortadoğu'ya. Pek çok ülkeyi gezecek, taraflarla konuşacak. Türkiye hesapta yok. Niye yok? Çünkü Türkiye'nin bölgede ağırlığı kalmadı. Suriye'de mi Irak'ta mı İran'da mı? Bir Katar'da bir Suudi Arabistan'da... Başka bir yerde Türkiye'nin sözü dinlenmiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca dış politikada edindiğimiz bütün itibarı sıfırladınız.
Mahmut Abbas, Türkiye'ye davet edildi. Mahmut Abbas'ın yaptığı açıklama çok önemli. Mahmut Abbas, 'Bu olaylar gerçekleştikten sonra biz tüm dünya ülkeleri ile bu ateşkesin sağlanması için çabalarımızı devam ettiriyoruz. Aynı şekilde Batı Şeria'da sürekli bir şekilde Filistinli gençlerle İsrailliler arasında çatışmalar meydana gelmektedir. Tabii ki bizim talebimiz üzerine, Mısırlı kardeşlerimiz de girişimde bulundular. Bunun temel amacı ateşkesin sağlanmasını amaçlamak. Bu esasen 2012 yılındaki anlaşmaya tıpatıp benzemektedir. İsrail tarafı bunu kabul etti. Bizim de kabul etmemiz gerekiyor ki İsrail tarafını sıkıntıya sokalım' dedi. Çok açık ve net. 'Mısır'a gittik söyledik, (Araya gir, ateşkesi sağla.) Mısır araya girdi, 2012'nin koşullarını İsrail kabul etti. Dolayısıyla bizim de bunu kabul etmemiz lazım. Kabul edersek İsrail sıkıntıya girecek, ateşkes sağlanacak.' Çok net ve açık.
Bunu niye söylüyor? Mısır Dişişleri Bakanı'nın yaptığı bir açıklama var. 'Ateşkesi sağlayacağız, Türkiye ve Katar engel oluyor.' Mahmut Abbas da diplomatik bir dille bunu söylüyor. Şimdi soruyorum: Katar'la beraber hangi haltları işliyorsunuz siz? Ölen her çocuğun sorumlususunuz siz. Mahmut Abbas gayet açık ve net söylüyor. Bunu kabul etmemiz lazım.
Fikri sorulmayan bir ülke var, Türkiye. Dikkate alınmayan bir ülke var, Türkiye. Ortadoğu'da, dünyada yalnızlaşan bir Türkiye var. Ben bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. Böyle bir Türkiye'yi arzu ediyorsanız, adresiniz belli, gidin AKP'ye oy verin. 'Hayır Türkiye dünyada yalnızlaşmamalı, bölgesinde güçlü olmalı, sözü dinlenmeli' diyorsanız, Türkiye'nin bu hükümetten kurtulması gerekiyor. Ortadoğu bataklığından Türkiye'nin kurtulması gerekiyor."
-"Bol miktarda laf var ama yapılan hiçbir iş yok"
Dış politikanın çok kötü bir noktaya geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin artık sözünün dinlenmediğini, dikkate alınmadığını ileri sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Söylemi ile eylemi tutarlı olursa bir başbakanın, hiçbir sorunumuz olmaz. Ama söylem ve eylem arasında farklılık varsa onun kaynağını güvensizlik oluşturur. Şu anda Türkiye için oluşan güvensizliğin temel nedeni bol miktarda laf var ama yapılan hiçbir iş yok" dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Konuşuyor... Sabah, öğle, akşam. Peki ne yapıyorsun? Hiçbir şey. Niye konuşuyorsun? Dış politika konuşmakla çözülmez. Eğer dış politikada gereğini yapmıyorsanız, o sadece dedikodudan ibaret olur. Geldiğimiz nokta budur.
Ortadoğu'da akan kanın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisidir. Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi İstanbul'da bir toplantı yaptı. Erdoğan da katıldı o toplantıya. Yaptığı konuşmaya bakın. Ortadoğu'daki örgütleri anlatıyor, 'Bu örgütler, gidip Müslüman kardeşlerini katlediyorlar. Akan kan, Müslüman kanıdır. Kan akıtan yine Müslümandır.' diyor. Doğru mu doğru. Dün Genel Başkan Yardımcımız Bülent Tezcan bir dosyanın kapağını araladı. El-Kaide ve IŞİD'e giden silahlar. Diyorlar ki 'Biz oraya ilaç gönderiyoruz. İnsani yardım malzemesi gönderiyoruz. Onun için çok gizli gönderiyoruz. Kimse görmesin istiyoruz.' Giden, insani yardım malzemesi değil, füzeler, silahlar. El-Kaide'ye ve IŞİD'e gidiyor. Ne diyor, 'Müslüman Müslümanı öldürüyor' diyor. Öldüren sensin. Onun eline silah veren sensin. Utanmadan böyle konuşan da sensin.
Böyle bir tablo olablir mi? Silah gönderiyorsun. Adana MİT Bölge Başkanı'nın haberi yok. TIR'ları yüklemişsin götürüyorsun. Bir değil bir kaç sefer götürüyorsun. Ramazan ayındayız. Bütün vatandaşlarıma söylüyorum: İslam dünyasında neden kan akıyor? Neden insanlar birbirlerini gırtlaklıyorlar? Eğer bu dış politika ile gidersin tablo kaçınılmazdır. Yarın onun faturası bu millete kesilecek. Bu tablodan hepimizin ders çıkarması gerekiyor. Yarın sandığa gideceğiz. Ya felakete ortak olacağız ya da Türkiye'nin refahı için çalışacağız. Ya Ortadoğu bataklığına sürükleneceğiz ya da Ortadoğu bataklığından çıkacağız. Herkes elini vicdanına koyup sandığa öyle gitsin."
-"Cezalandıracaksan, adam gibi kararını alacaksın"
Silahların Türkmenlere gittiği yönündeki açıklamaların doğru olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, bunların El-Kaide ve IŞİD'e gittiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, Türkmenlerin öldürüldüğünü, ancak kimsenin sahip çıkmadığını söyledi.
Türkiye'nin İsrail'e yakıt sağladığı iddialarına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Gazze'de insanlar öldürülüyor. Yakıtı bunlar veriyorlar. 'Efendim, biz yakıt vermiyoruz.' Geçiniz onları siz. Ne yaptın sen? İsrail ile ticari ilişkilerini mi kestin? Hayır. Askeri ilişkilerini mi kestin? Hayır. Yapacağın bir şey var, adres de verdik. Malatya'da Kürecik radar istasyonu var. Radarı kapatırsın. Yapabilir mi? Kürecik'in yanına bile gelemez. 'Bu NATO'nun' diyor. Yine yalan söylüyor. 2014 sonunda bu NATO'ya devredilecek.
10 Şubat 2012'de ABD ile İsrail ortak tatbikat yaptı. Kürecik Radar İstasyonu ile İsrail'deki benzeri ile haber konusunda bir aksama çıkar mı çıkmaz mı test ediyorlar. Her türlü bilgi oraya aktarılıyor. Orada istasyonun neden kurulduğunu biz çok iyi biliyoruz. İran ile İsrail arasındaki gerginlik nedeniyle, İran'dan atılacak bir füzenin önceden bildirilmesi gerekiyor. Kurulma nedeni bu. NATO'nun falan da değil. Cezalandıracaksan, adam gibi kararını alacaksın, cezalandıracaksın. Hep beraber de arkanda dururuz."
-"Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor"
BM Güvenlik Konseyi'nin toplanması için çağrıyı Ürdün'ün yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bakın, dünyanın her tarafından Türkiye dışlanmış durumda. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor" dedi.
Türkiye'de 1,5 milyon Suriyeli'nin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 81 ilde Suriyeli dilenci çocukların görüleceğini kaydederek, "O çocukları kendi vatanından kim etti? Silahla oraya militan sokan hangi ülkeydi. Yazık, günah değil mi? Gazze'de, Suriye'de, Türkiye'de dram var. Ama sadece bir şey yapılıyor, sadece konuşuluyor" ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, yeniden sözü dinlenen bir ülke konumuna gelmek istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini Ekmeleddin Bey'den yana yapmak durumundadır" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Ortadoğu'daki sorunun çözümü açısından önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
İhsanoğlu'nun, Ortadoğu'da, İslam dünyasında ve Batı'da ağırlığının olduğunu, sözünün dinlendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Önemli bir fırsatı yakalamış durumdayız. Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, yeniden sözü dinlenen bir ülke konumuna gelmek istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini Ekmeleddin Bey'den yana yapmak durumundadır. Eğer bu tercihi yapabilirsek Ortadoğu'daki rolümüz, saygın bir rol olacak. Herkese büyük görevler düşüyor. Şikayetçiysen, sorunun çözülmesini istiyorsan, ağırlığı olan birisi olsun istiyorsan, dünyada itibarı olan birisi olsun istiyorsan, 57 ülke üzerinde ağırlığı olan birisini istiyorsan tercihimiz açık, yönümüz belli, Ekmeleddin İhsanoğlu Bey'den yana oyumuzu kullanmak zorundayız."
Diyarbakır'dan gelen bir davet üzerine sivil toplum örgütlerinin toplantısına katıldığını, sordukları sorulara, bütün samimiyetiyle cevap verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan kalktı, 'Bu Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'a gitti, otelde konuştu' dedi. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. Nerede konuşsaydık?" diye sordu.
Çözüm süreci konusunda düşüncelerini sivil toplum kuruluşlarına anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, karşılıklı saygı ölçüleri içinde düşüncelerin aktarıldığını söyledi.
-"Haram medyadan da al gel"
İktidarın, "biz sorunu çözeceğiz, CHP karşı çıkıyor" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu kozu elinden aldık, elinden alınca beyefendi rahatsız oldu. Şimdi ben ona söylüyorum, eğer sen benim yaptığımı yapabilirsen, seni kutlayacağım. Sen de o sivil toplum kuruluşlarının davetine icabet et, seni de çağırdılar. Git sende aynı otelde, ama istiyorsan meydanda, onlar sana soru sorsunlar, sen de cevabını ver. Yapabilir misin? Bunu yapmak için adamda yürek, cesaret lazım, olaylara adam gibi bakmak lazım, sorunları çözmede samimi olmak, içten pazarlı olmamak lazım. Biz böyle bir partiyiz. Gittim, konuştum, bütün sorulara da yanıt verdim. Şimdi sıra sende, cesaretin varsa git. Ama istiyorsan havuz medyasını da al, havuz medyası diyoruz bazı arkadaşlar itiraz ediyorlar, 'havuz güzel bir şey, bu haram medya' diyorlar, haram medyadan da al gel. Bizim düşüncelerimiz açık. Kapalı kapılar arkasında farklı, kapının önünde farklı konuşmayız. İster iç politika olsun, ister dış politika olsun, düşüncelerimiz gayet açık, net, herkesin önündedir."
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a seslenerek, "Yüreğin, cesaretin varsa davetlisin, sen de git sorulara cevap ver" diye seslendi.
-"İnşallah bana kardeşim demez"
Dışişleri Bakanlığı'nın 15 Temmuz'da, "Libya'ya gitmeyin, orada yaşayan Türkler de buraya gelsinler" diye açıklama yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıl dönümüydü 20 Temmuz. Sayın Cumhurbaşkanı gitti, bizden de arkadaşlar gittiler. Kıbrıs Barış Hareka ile Libya arasında özel bir dostluğumuz oluştu. Batılılar bize ambargo uyguladılar, uçak yakıtı, jetlerimize tekerlek vermediler. Bütün bunları aşmamıza yol açan rahmetli Kaddafi'ydi. Kaddafi, bütün hangarlarını açtı, bize uçak yakıtı da gönderdi, jetlerimiz için tekerlek de gönderdi, her türlü ihtiyacımızı karşıladı. Özel bir dostluk Libya halkı ile Türkiye halkı arasında oluştu. Ama bunlar geldiler, Kaddafi'yi sırtından bıçakladılar ve linç ettiler. Davutoğlu, bavuluna para doldurup, Kaddafi'nin öldürülmesinden sonra koşa koşa Libya'ya gitti, 'acaba bir şeyler kapabilir miyiz?' diye. Suriye'de ne olduysa, Libya'da da aynı şey oldu. Kime 'kardeşim' dediyse, oraya felaket getirdi. O nedenle söylüyorum, inşallah bana kardeşim falan demez."
"Bugün grup toplantısı yapmış, önceden de açıklamış, 'Kılıçdaroğlu ile ilgili bir film göstereceğiz' diye. Bizde meraklı bekledik, nedir acaba diye. Oğlumla çünkü 'parayı sıfırla' diye bir konuşma yapmadım, ablasını göndermedim, bir şey yapmadım, rüşvet, haram yemedik. Acaba nedir bu diye bende merak ettim" diyen Kılıçdaroğlu, görüntünün, Savaş Ay'ın yaptığı bir programdan olduğunu söyledi.
-"Kimse eline su dökemez"
Erdoğan'ın, "Gafil Kılıçdaroğlu, şerefli ol, omurgalı ol, ecdadından dik durmayı öğren" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ben şerefli olmayı babamdan öğrendim, omurgalı olmayı ailemden, çevremden, arkadaşlarımdan, öğretmenlerimden öğrendim, ecdadımdan dik durmayı öğrendim, çünkü ben hiçbir zaman bizim askerin başına çuval geçirilirken çark etmedim. Söylediği sözleri hiç meraklanma ben biliyorum da bu nitelikler sende var mı acaba? Ben onu merak ediyorum.
Yalan desem, kimse eline su dökemez, şereften bahsediyor, hangi şeref? Herhalde bir arkadaşı şeref var ondan bahsediyor. Omurgalı olmaktan... Omurgan yok ki, bugün söylediğini yarın yalanlıyor. Eşini, ailesini, ülkesini kişisel kariyeri için kullanıyor. Çocuklarını bile kişisel kariyeri için kullanıyor. Yalanın büyük ustası, sadece ben söylemiyorum, bütün dünya biliyor."
Başbakan Erdoğan'ın, "Kılıçdaroğlu'nu Rahşan affı kurtardı" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bürokraside 27,5 yıl çalıştığını, Maliye Bakanlığı'na, Bağ-Kur'a, hesap uzmanlığı dönemine bakmalarına rağmen bir şey bulamadıklarını söyledi.
-"Erkeksen karşıma çıkarsın"
Teftiş Kurulu'nun, SGK'nın genel müdürü olduğu dönemdeki bütün inşaat ihalelerini incelediğini anlatan Kılıçdaroğlu, burada da yapılacak herhangi bir işlemin bulunamadığını aktardı.
"Bütün uğraşmasına rağmen bir şey bulamadı, bulamazsın kardeşim. Çünkü bana haram yememeyi, kul hakkına el uzatmamayı, yalan söylememeyi öğrettiler" diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Başbakansın, devletin bütün imkanları elinde, her şey var. Bir Kasımpaşalı gibi söyleyelim, erkeksen, senin istediğin havuz medyasıyla, pardon afedersiniz, haram medyasıyla, senin istediğin gazetecilerle, sadece Sosyal Sigortalar Kurumu'nu görüşmek üzere oturalım. Sen soracaksın, istediğin soruyu sor. Arzu ediyorsan yanına Melih Gökçek'i de alabilirsin. Çıkarız, ben sana sadece bir soru soracağım ama sen, sınırsız istediğin soruyu sorabilirsin. Her soruya verilecek cevabımız var, çünkü bizim alnımız kirli değil. Ben ona sadece bir soru soracağım; Sen gittin Libya'ya, İnsan Hakları Ödülü aldın, sana 250 bin dolar para verdiler. Sen dedin ki, 'ben bu 250 bin doları hayır kuruluşlarına vereceğim.' Sana sorum şu; önceden söylüyorum ki hazırlık yap. Çünkü bizde öyle gizli kapaklı işler yok, adam gibi soru soruyoruz, adam gibi cevap isteyeceğiz. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Çıkabilir mi televizyona? mümkün değil. Eğer erkeksen karşıma çıkarsın. Kıvırmak, arkadan konuşmak yok."
Erdoğan'ın davet etmesi durumunda kendisinin de gelebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Çünkü bizim yolsuzlukla işimiz yok. Yalan dolanla, malı götürmekle, memleketi pazarlamakla, kişisel kariyer peşinde koşmak gibi bir düşüncemiz yok. Biz sadece bu ülkede insanların huzur içinde yaşamasını, siyasetin ahlaklı olmasını istiyoruz" dedi.
-Salonda arbede
Kılıçdaroğlu herkese, mutlu, huzurlu bir bayram diledi.
Bu arada, Kılıçdaroğlu salondan ayrılırken, eski Samsun CHP Asarcık İlçe Başkanı Bülent Baskın, işsiz olduğunu ve evine ekmek götüremediğini ifade ederek, Kılıçdaroğlu'ndan yardım istedi.
Korumaların ve partililerin müdahale etmesiyle kısa süreli arbede yaşanırken, Baskın salondan çıkarıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.