'Türkiye Okuma Kültürü Haritası' açıklandı

'Türkiye Okuma Kültürü Haritası' açıklandı
"38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı" kapsamında düzenlenen "Aslında Okuyoruz: Türkiye'nin Güncel Okuma Kültürü Araştırması" başlıklı panelde Türkiye'de kitap okuma oranının 11 yılda yüzde 30'dan yüzde 42'ye yükseldiği açıklandı.

'Türkiye Okuma Kültürü Haritası' açıklandı

"38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı" kapsamında düzenlenen "Aslında Okuyoruz: Türkiye'nin Güncel Okuma Kültürü Araştırması" başlıklı panelde Türkiye'de kitap okuma oranının 11 yılda yüzde 30'dan yüzde 42'ye yükseldiği açıklandı.

İSTANBUL (AA) - "38. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı" kapsamında düzenlenen etkinlikte "Türkiye Okuma Kültürü Haritası" açıklandı.

Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen fuar kapsamında "Aslında Okuyoruz: Türkiye'nin Güncel Okuma Kültürü Araştırması" başlıklı panel düzenlendi.

Türkiye Yayıncılar Birliği ve Okuyay Platformu tarafından gerçekleştirilen etkinlik, Konda analisti Aydın Erdem'in araştırmaya ilişkin sunumuyla başladı.

"Türkiye Okuma Kültürü Haritası"na ilişkin araştırma sonuçlarını grafiklerle anlatan Erdem,
araştırmanın nasıl yapıldığına, sorular sorulara ve cevapların nasıl değerlendirildiğine ilişkin bilgi verdi.

Kitap okuma oranı yüzde 42'ye yükseldi

Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, panelde yaptığı konuşmada 2008'de yaptıkları araştırmaya göre Türkiye'de kitap okuma oranının yüzde 30 olduğunu anımsatarak, "Araştırmanın önemli bulgularından biri Türkiye'de kitap okuma oranının 2008'den 2019'a kadar yüzde 30'dan yüzde 42'ye yükselmesi" ifadesini kullandı.

Karamsar düşünmenin ve konuşmanın doğru olmadığının altını çizen Ağırdır, "Ben kendi hesabıma hayattan ve ülkeden umutluyum. Kendi gözlemlerimize takılı kaldığımız için çoğu zaman bütünü gözümüzden kaçırıyoruz. Türkiye'de 2008'den bu yana elimizde sayılar var. Arzuladığımız hızda olmayabilir ama elimizdeki 11 yıllık bütün sayılarda her şey iyiye doğru gidiyor. Yavaş da olsa, hızlı da olsa. Burada da aynı şeyi görüyoruz 30'dan 42'ye artmış." diye konuştu.

Ağırdır, okumanın yararı konusunda toplumda genel bir kabul olduğunu, Türkiye'de insanların daha iyi bir hayata ulaşma arzusunun taşıyıcısı olarak sadece eğitimi gördüklerini vurguladı.

Gençlere yönelik olumsuz bir ön yargının bulunduğunu ve bunun yanlış olduğunu anlatan Ağırdır, "30 yaş altı 19 milyon gencin en az yarısından fazlası, efsanelerdeki gibi beceriksiz çocuklar değil, dünyaya açık, hayata açık ve başarmak için yırtınan çocuklar." dedi.

Araştırmanın sonuçlarının da bu yönde olduğunu anımsatan Ağırdır, "Avrupa'dan farklı olarak en önemli bulgu şu, Batı Avrupa'da sosyal medyanın etkisiyle görselliğin ağırlık kazanması nedeniyle gençlerde kitap okuma azalırken, bizde tam tersi her ikisi birden artıyor. Çünkü bu gençlerin başarılı olmak için okumak ve kendilerini geliştirmenin dışında şansları yok." değerlendirmesini yaptı.

Tarih kitaplarına ilgi artıyor

Ağırdır, araştırmaya göre en çok okunan kitap türünün tarih kitapları olduğunu anımsatarak, toplumda farklı tarih anlayışlarının bulunduğunu, herkesin doğruyu öğrenme çabasıyla tarih kitaplarına yöneldiğini söyledi.

Daha önceki araştırmalarla karşılaştırıldığında bu çabanın altında sınıf atlama arzusunun dışında farklı bir durumun bulunduğunu ifade eden Ağırdır, şunları kaydetti:

"Türkiye gecikmiş bir modernleşme yaşıyor. Son 11 yılda 2008'den bu yana dahi yüzde 10'a yakın insanımız göç etmiş. 1980'den bu yana yetişkin nüfusun yarısı göç etmiş. Modern tarihte hiçbir Batı toplumunda böyle bir hareket yok. 60-65 milyon yetişkin, 15 yaş üstü nüfusun yarısı 1980'den bu yana göç etmiş. 2008'de apartmanlarda oturanlar yüzde 30 iken 11 yılda yüzde 60'a çıkmış."

Bu mekansal değişimin toplumun zihin dünyasının da değiştirdiğini ve etkilediğini belirten Ağırdır, "İstesek de istemesek de, gündelik hayatın ritmindeki değişmeyle beraber gündelik hayat pratiklerimiz de değişiyor. Bir yandan bireyselleşiyoruz ama bir yandan da kalabalıkların içinde sosyalleşmeye çalışıyoruz. Mekansal değişimden dolayı artık komşularımızı tanımıyoruz, aynı binada oturuyoruz ama komşumuzun ismini bilmiyoruz." şeklinde konuştu.

Sosyal medyada takip edilen kişilerle ilgili apartman komşularından daha çok şey bilindiğini aktaran Ağırdır, "Çocuklarımız da biz de şimdi sosyal medyada takip ettiğimiz insanlarla komşuluk ilişkisi kuruyoruz. Bu apartman tarlaları içinde, mahalle kavramının olmadığı bir yerde mahalle kitapevlerinin hayatta kalması da çok zor."

Türkiye'de gençlerin daha fazla okuduğu sonucunun çıktığı araştırmaya göre, okuma oranının yüksekliğinde birinci etken aileden gelen destek. Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Platformu (Okuyay) tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarının derlenerek, gelecek haftalarda detaylı olarak açıklanması planlanıyor.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.