TÜRGEV onlar için bir tehditti

TÜRGEV onlar için bir tehditti
 Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TÜRGEV onlar için bir tehditti. Çünkü TÜRGEV, inancını, tarihini, kültürünü bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen,...

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TÜRGEV onlar için bir tehditti. Çünkü TÜRGEV, inancını, tarihini, kültürünü bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten şuurlu gençler yetiştirmek istiyor" dedi.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRGEV'in 17-25 Aralık'ta hedef alındığını belirterek, "Kendi kurdukları ankebut sistem için, güneydeki sevdikleri ülkenin, özellikle de ikamet ettikleri yerdeki destekçilerinin çıkarları için TÜRGEV'i bir tehdit olarak gördüler. Gerçekten de TÜRGEV onlar için bir tehditti. Çünkü TÜRGEV, inancını, tarihini, kültürünü bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten şuurlu gençler yetiştirmek istiyor. Vatanına bağlı, milletine sevdalı gençler yetiştirmek istiyor" dedi.

Erdoğan, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfının (TÜRGEV) ATO Congresium'daki toplu yurt açılış töreninde yaptığı konuşmaya, yurtların TÜRGEV'e, eğitim ve öğretim camiasına hayırlı olmasını dileyerek ve bu hizmetlerin Türkiye'ye kazandırılmasında emeği geçen vakıf yöneticileriyle hayırseverlere teşekkür ederek başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Malatya'da iki uçağın düşmesi nedeniyle şehit olan pilotlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve TSK'ya başsağlığı da diledi.

Bu hizmet kervanının, 1996'da İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı adıyla yola çıktığını, Kadıköy ve Fatih'te açılan kız yurtlarının ilk hizmetler olduğunu, 2008'den sonra yurt açma faaliyetlerinin hızlandığını dile getiren Erdoğan, 2012'den itibaren yurtların Türkiye'ye yayılmaya başladığını, vakfın adının da Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı olarak değiştiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1996'dan bu yana gençliğe ve eğitime hizmet amacıyla TÜRGEV çatısı altında emek verenlerden, bağışlarıyla katkıda bulunanlardan ölenlere rahmet diledi, hayatta olanları kutladı. 

Bugün TÜRGEV'in ülkenin her köşesine yayılmış 20 yurt ve dört misafirhanesiyle hizmetlerini sürdürdüğünü, gündüz bakımevleri, kreş ve ilkokulla eğitim faaliyetlerinin yelpazesini genişlettiğini, öğrencilere yönelik destek programlarıyla yeni Türkiye'yi inşa edecek gençlerin yetişmesi için önemli hizmetler verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TÜRGEV'in önümüzdeki dönemde faaliyete geçireceği üniversitesiyle kreşten yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde hizmet veren bir yapı haline geleceğine inanıyorum. Allah sizlerden razı olsun. Emeğinizin, çabanızın, gayretinizin boşa gitmeyeceğinden emin olmanızı istiyorum" diye konuştu.

Erdoğan, dünyadaki en karlı, verimli ve en hayırlı yatırımın insana yapıldığını vurgulayarak, "İnancını, tarihini, kültürünü bilen aynı zamanda araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten gençler yetiştirme konusundaki çabalarınızda sizlere başarılar diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daima yanınızda olacağımı bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.

-"TÜRGEV, milli kurumlarla hedef alındı"

TÜRGEV'in, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün en önemli hedeflerinden biri olduğunu anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Böylesine güzel, önemli, böylesine hayırlı hizmetler yapan bir kurum niçin hedef alınır? Bu soruyu sormak ve cevabını aramak durumdayız. Bu kurumun hizmetleri niçin iftiralarla engellenmek istenir? Bu kurumun hizmetlerine destek veren insanlar özel olarak tespit edilip niçin saldırıya uğrar? Yetimin, öksüzün, fakir fukaranın evlatlarının sığındığı bu kapıya niçin kilit vurulmaya çalışılır? Üstelik de tüm bunlar, yolsuzluk gibi gerçekten alçakça, gerçekten ahlaksızca bir kılıfla niçin yürütülür? Aslında cevap kendi içinde gizli. Dikkat ederseniz, Türkiye'nin ne kadar milli kurumu, milli projesi varsa hepsiyle birlikte TÜRGEV de hedef alınmıştı. Halkbank'tan ne istedilerse, Türkiye'nin küresel projelerinden niçin rahatsız oldularsa TÜRGEV'in üzerine de aynı sebeple gittiler.

Kendi kurdukları ankebut sistem için, güneydeki sevdikleri ülkenin, özellikle de ikamet ettikleri yerdeki destekçilerinin çıkarları için TÜRGEV'i bir tehdit olarak gördüler. Gerçekten de TÜRGEV onlar için bir tehditti. Çünkü TÜRGEV, biraz önce ifade ettim, inancını, tarihini, kültürünü bilen, araştıran, sorgulayan, öğrenen, üreten şuurlu gençler yetiştirmek istiyor. Vatanına bağlı, milletine sevdalı gençler yetiştirmek istiyor. Bunu hazmedemediler. Halbuki onlar kayıtsız şartsız kendilerine tabi olacak, mankurtlaştırılmış, bu vasıfların tam tersi mahiyette bir nesil istiyorlar. Yani biri ak diyor diğeri kara. Böyle olunca anlaşabilmeleri elbette mümkün değildi. Nitekim olmadı."

-"Milletin tokadını yiyip yerlerine oturdular"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "paralel yapı"nın, milletin hayır, hasenat, eğitim konusundaki duygularını, hassasiyetini yıllarca istismar ettiğini, "yardım, kurban, zekat" diyerek topladıkları paraları yurtiçinde ve yurtdışında Türkiye aleyhindeki lobilere, milletin değerleriyle hiçbir zaman barışamamış olan partilere aktardığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"Sadece yurtiçinde değil aynı şeyi yurtdışında da yaptılar. Ülkemiz aleyhine oralarda lobiler oluşturmak için bu paraları harcadılar. 'Allah rızası için' diyerek adeta karın tokluğuna çalıştırdıkları insanların emeklerini karanlık güçler adına oynadıkları oyunların malzemesi yaptılar. Sonunda kendi elleriyle kendi kuyularını kazdılar. Milletin feraset duvarına çarpıp, milletin tokadını yiyip yerlerine oturdular. Bu milletin gönlünden sildiği hiç kimse, hiçbir kurum bir daha iflah olmaz, bir daha ayağa kalkamaz. Milletimiz bunları gönlünden sildi."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Buyrun şu anda Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı. Beraber kontak kurdukları kişilerin yakalama emirleri çıkıyor. Ne oluyoruz, nereye gidiyor bu iş? Şimdi 17-25 Aralık'ın sırları ortaya çıkmaya başladı, görüyoruz. Türkiye'de kendilerine payandalık yapan, yol arkadaşlığı yapanlardan da boşuna medet ummasınlar. Millet asla onlara bu ülkenin kaderini teslim etmez, bu ülkenin yönetimini teslim etmez. Bunu böyle bilsinler'' dedi.

Erdoğan, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfının (TÜRGEV), ATO Congresium'daki toplu yurt açılış töreninde yaptığı konuşmada, tüm sivil toplum kuruluşlarına, gönüllü teşekküllere, vakıflara, derneklere yurtiçinde ve yurtdışında çok büyük, önemli görevler düştüğünü belirtti.

Hiçbir yerde, bu yapının ortadan kalkmasıyla, herhangi bir hizmetin kesintiye uğramasına izin vermeyeceklerini dile getiren Erdoğan, ''Hiçbir insanın, hiçbir evladımızın mağduriyetine asla göz yumamayız. Daha çok çalışacağız, daha çok koşturacağız, daha çok mücadele edeceğiz. Meselenin özünden, amacından en küçük bir sapmaya mahal vermeden, bu hizmetleri daha iyisiyle, daha başarılı bir şekilde, daha fazlasıyla yürüteceğiz. Buna mecburuz'' diye konuştu.

Millet, vatan ve geleceğin teminatı çocuklar için buna mecbur olduklarını belirten Erdoğan, yurtdışındaki okullar için Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) yaptığı hazırlığı hükümete sunduğunu, MEB'in öncülüğünde ama tamamen sivil yapıya sahip "Maarif Vakfı" adıyla bir vakıf kurulacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Oralardaki eğitim hizmetlerini artık bu vakıf yürütecek. 'Yurtdışında acaba ne olacak?' sorusu, cevabını böylece buluyor. Yurtiçinde de ne barınma, ne burs, ne diğer eğitim ve yardım hizmetleri konusunda en küçük bir aksamaya yol açılmayacağına inanıyorum. Az önce Bakanımız 400 bin öğrenci kapasitesine, Kredi ve Yurtlar Kurumunun ulaştığını zaten ifade ettiler'' diye konuştu.

Bu konuda diğer kuruluşlarla TÜRGEV'e, kız öğrenci yurtlarını inşa, ihya eden STK'lara çok büyük görevler düştüğünü belirten Erdoğan, ''Arkadaşlarımızın meselenin künhüne vakıf olduklarını biliyorum. Yeni yurtlarla, yeni okullarla, üniversiteyle kendi alanında ülkemizin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olma yolunda yürüttüğünüz çalışmalarda sizlere başarılar diliyorum'' dedi.

-''TÜRGEV milletimizin gönlünde müstesna bir yer etti''

Vakıf geleneğinin Türklere özgü olduğunu belirten Erdoğan, ''Ecdadımız tarafından oluşturulan ve geliştirilen bu kurumsal yapı, bugün Amerika başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde başarıyla uygulanıyor. TÜRGEV'in nispeten yeni, genç bir vakıf olmasına rağmen samimi ve titiz çalışmalarıyla kısa sürede milletimizin gönlünde müstesna bir yer etmeye başardığını görüyorum'' ifadesini kullandı.

TÜRGEV ve Ensar Vakfının müşterek oluşturduğu "Turken Foundation" adlı vakıfla da Amerika'da atılan adımın önemine değinen Erdoğan, ''Orada master ve doktora öğrencileri için şu anda inşa edilecek bu yurt ile inanıyorum ki çok çok farklı bir gelişme başlamış oluyor. Bundan dolayı da burada, bu oluşuma destek veren tüm hayırseverlerimizi tekrar kutluyorum'' dedi.

TÜRGEV olarak Türkiye'de sadece yurt binalarının açılmadığını vurgulayan Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:

''Aynı zamanda ecdadımızın bize bıraktığı emanete, medeniyetimizin önemli bir mirasına da sahip çıkıyoruz.  28 Şubat 1997'de ... 28 Şubat geliyor, yad edeceğiz. Ama bu defa farklı yad edeceğiz. Nerelerden nerelere. Kudret, kuvvet sahibi olan Allah'tır. Bugünleri gördük. Şimdi 17-25 Aralık 2013'te köklerinden sarsılmak, köklerinden kopartılmak istenen bu mirasa sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Zahirde farklı gözükse de aslında her iki teşebbüs de aynı amaca yönelikti. Amaç bu milletle kadim tarihi, kadim medeniyeti arasındaki bağları koparmaktı. Böylece milletimiz, istikametsiz, hedefsiz bir topluluk haline dönüştürülecekti. İşte o zaman bu milletin ne kendisi, ne yakın coğrafyasındaki kardeşleri, ne de diğer tüm mazlum halklar için dünyada seslendirebileceği hiçbir iddiası, hiçbir itirazı kalmayacaktı. Biz buna izin vermedik, biz kendi geleceğimiz için değil, milletimizin ve tüm kardeşlerimizin istikbali verdik ve veriyoruz.''

-''Bu nasıl çarpık bir ilişkidir''

Meseleyi, ''Tayyip Erdoğan'ın kişisel meselesi'' gibi göstermeye çalışanların, aslında bu yapının kendilerine de düşman olduğunu gayet iyi bildiğini belirten Erdoğan, "(Düşmanımın düşmanı, dostumdur) gibi basit bir mantıkla yanında yer aldıkları yapı, eğer darbe teşebbüsünde başarılı olabilseydi hepsini esir alacaktı" dedi.

Erdoğan, ''Şantajla esir alacaktı, kasetle, montajla, dinlemeyle esir alacaktı. Biz aslında Türkiye ile birlikte, milletimizle birlikte onları da bu büyük tehditten kurtardık. Bu, çok önemli. Ama gittiler kendi ayaklarıyla o yapıya teslim oldular. Sen kendi ayağınla gidersen, o da seni hem kullanır hem de şantajını yapar'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İşte günlerdir gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Görüyorsunuz yaşanan rezilliği. Biri diğerine montajlı, dublajlı kasetler veriyor, öteki ona biatını bildiriyor. Arada birbirlerini tehdit etmekten, hakaret etmekten, alaya almaktan da geri durmuyorlar. Bu nasıl hastalıklı bir ilişkidir? Bunu 30 Mart'ta gördük mü, gördük. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük mü, gördük. Şimdi hedef, 7 Haziran. Bu nasıl çarpık bir ilişkidir? Ama her iki tarafa da yakışır. Çünkü cibilliyetlerinin gereği bu. Varsın onlar kendilerine icazetli şakirtler yetiştirsinler, varsın onlar 'inadına dekolte, inadına mini etek' diye feveran etsinler. Biz TÜRGEV ile diğer vakıflarımızla, derneklerimizle birlikte inancına, tarihine, kültürüne bağlı nesiller, düşünen, tartışan, üreten gençler yetiştirmek için çalışmaya, çabalamaya devam edeceğiz.''

-''Bu bir dürüstlük ilkesidir''

''Dün, yok etmek için üzerine saldırdıkları TÜRGEV burada hamdolsun, işte burada'' diyen Erdoğan, vakfın hizmetleriyle, çalışmalarıyla dimdik ayakta durduğunu vurguladı.

Erdoğan, ''Onların ise Pensilvanya'dan başka sığınacak yerleri, kendilerini kabul edecek kapıları kalmadı. Buyrun şu anda Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı. Beraber kontak kurdukları kişilerin yakalama emirleri çıkıyor. Ne oluyoruz, nereye gidiyor bu iş? Şimdi 17-25 Aralık'ın sırları ortaya çıkmaya başladı, görüyoruz. Türkiye'de kendilerine payandalık yapan, yol arkadaşlığı yapanlardan da boşuna medet ummasınlar. Millet asla onlara bu ülkenin kaderini teslim etmez, bu ülkenin yönetimini teslim etmez, bunu böyle bilsinler'' diye konuştu.

Türkiye'de çok farklı bir hedefi oluşturmanın, gerçekleştirmenin gayreti içinde olduklarının altını çizen Erdoğan, ''Bizim ilişkimiz tarihimizle, bizim ilişkimiz tarihten aldığımız ilhamla geleceği inşa etmek, yani 'kökü mazide olan ati anlayışı'nın gereğini yerine getirmek. Biz bunların tabiatının, bunların cibilliyetinin gereğini tamamen bir kenara koyan ve tam anlamıyla eşrefi mahlukat olan insana yakışanı yapmanın gayreti içindeyiz. Bu bir dürüstlük ilkesidir. Bu Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefidir'' açıklamasında bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.