Tüketilen İstanbul
Tüketilen İstanbul
İstanbul için yazdığım Şiir’de
Boğazda Beylerbeyi Sarayı
Otur önüne seyret deryayı
Bir çağı kapatıp, yeni bir çağı
Açan şehirdir güzel İstanbul
Diye devam ediyordu İstanbul'u çok seviyordum. Orası ecdat yadigarı olup, buram buram tarih kokuyor, birçok açıdan keşfedilmeyi bekliyordu.
Mevcut İmar Kanunu 1984 yılında yürürlüğe girdiğinde, Ankara'da büyük şehirler ve illerin belediye başkanlarının katıldığı imar kanunu açıklama paneli yapılmıştı. İstanbul Belediye Başkanı olarak, Bedrettin Dalan panele katılmıştı. Panel de konuşmasını yapınca, kendisine – “İstanbul'un çeşmeleri, tarihi eserlerini onarmayı düşünüyor musunuz.” diye sorduğumda, tarihi eserlerin onarımını yapabilmek için belediyenin tüm bütçesini bu iş için harcamam gerekir. O zaman da İstanbul için hiçbir yatırım yapamam demişti.
Daha sonraki süreçte, Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul'da çok güzel şeyler yaptı. Vakıf eserlerini onardı. Tabii bu onarımlar sırasın ’da hatalarda oldu. Bazı eserlerin cepheleri sıvanıp, boyanarak tarihi eser olmaktan çıktı. Bu şekilde rezil hale gelen eserler ’de de oldu. Ama bunlar azınlıkta kaldı. İstanbul'un tarihi silueti vardı. Yapılan yüksek binalar, bu güzel silueti ortadan kaldırdılar. Saray Burnu’ndan başlayıp, Marmara Doğru giden yolun sağ tarafında, kıyı kenar çizgisini dahi kale almadan, 30 katlı binalar yaptılar. Arkada bulunan binaların, nefesini kestiler. Bu süreç 2004 yılından sonraki zamanda, yoğun olarak gerçekleşti.
İstanbul'un nüfusu da anormal artış gösterdi. En son Suriyeliler ’de çoğunlukla İstanbul’a yerleşti. Şu anda İstanbul, 18.000.000.- üzerinde bir nüfusa sahip. Problemleri daha ’da büyümüş ulaşım, gıda, güvenlik, eğitim vs. sorun olmuş, hayat pahalılığı hat safhada olup, deniz kenarında bir yere oturup, bir bardak çay içmek beş- on lira arasındadır. Kiralar almış başını gitmiş, İstanbul yaşanacak yer olmaktan çıkmıştır.
Eski İstanbul mumla aranır olmuştur. Ülkemizin Akil aklı tarafından İstanbul ve sorunları masaya yatırılıp, çözüm aranılması gerekir. A-Z kadar bütün konular, makro düzeyde ele alınmalıdır. Emniyetçi bir tanıdığımın şöyle bir ifadesi var.
“İstanbul Türkiye'yi Besler, Türkiye İstanbul'u Besler. Türkiye'de asayişin sağlanması isteniyorsa, İstanbul'da asayişin sağlanması gerekir. Türkiye'de asayiş sağlanmamışsa, İstanbul'da asayiş sorunu var demektir. Sorun hat safhadadır. Gün geçmiyor ki, asayiş ile ilgili haberler televizyonda yayınlanmasın. Her türlü örgüt ve yapılanmanın merkezi İstanbul’dur. İstihbarat örgütlerinin cirit attığı yer İstanbul’dur. Kara paranın aklandığı yer, İstanbul’dur. İstanbul’da sorun biterse, ülkemiz yaşanacak yer halini alır. Sorun bitmezse, ülkede huzur ve sükûnda olmaz.
Gönlümüz istiyor ki; güzel İstanbul’umuzda sorunlar çözülsün. Orman ve imar talanına son verilsin. Eski İstanbul silueti ile yeniden yaşar hale gelsin. ÜLKEMİZDE YAŞANILACAK YER HALİNE GELSİN.
Mustafa Yolcu- 08.09.2019
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.