Toros, meslek odalarının maskesini tek tek ortaya döktü.

Bugün Gazetesi yazarı Tarık Toros ses getirecek tespitlerle dolu bir yazı kaleme aldı. Toros, meslek odalarının maskesini tek tek ortaya döktü.

İşte o çarpıcı yazı:

Deve misin, kuş mu?

Pek telaffuz edilmiyor ama dalga dalga operasyonlarla gündemde olan 28 Şubat sürecinin en önemli ayaklarından biri "5'li Sivil İnisiyatif"ti.

Elbette bir ayağı Asker'di, diğer ayağı da medya... Medyayla bağlantılı olarak iş dünyasının 5 büyük kuruluşu bir araya gelmiş, postmodern darbenin sivil ayağını oluşturmuştu.

Kimlerdi bunlar:

Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK),

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK),

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB),

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK- İŞ),

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK).

Kamuoyu bunlara "5'li Çete" adını taktı. Sırasıyla başkanları Refik Baydur, Derviş Günday, Fuat Miras, Bayram Meral ve Rıdvan Budak'tı. Hatta Refik Baydur, "Bizim Çete" diye kitabını bile yazdı.

Bunların üçü daha sonra CHP ve DSP'den milletvekili seçildi. Eski etkinliklerini ve güçlerini hiç bulamadılar.
Esasen, bu 5 büyük örgüt de bir daha kendine gelemedi.

Bu 5 örgütün ikisi meslek odalarının tepe örgütleriydi: TOBB ve TESK.

Adı meslek odası ama... İşlevi siyasetten öteye gitmeyen örgütlerdi bunlar.

Odalar köşe olmuş!

Meslek Odaları maalesef son dönemde, kendine bağlı meslek mensuplarının eğitimine para harcaması gerekirken, aidat toplamaktan başka bir şey yapmayan kapalı devre bir kurum haline geldiler.

"Olur" belgeleriyle adeta para basıyor. Bu gelirleri yurtiçi ve dışı gezilerde, gösteri yürüyüşlerine, medyaya harcıyorlar. Ne bir yere hesap veriyorlar ne de adam akıllı denetleniyorlar.

Zira... Odalarda denetim, disiplin ve yönetim aynı grubun elinde.

Denetim güya genel kurullarda yapılıyor ama orada da yönetimler blok listeyle tulum çıkarıyor. Demokratik seçim yapılmıyor. Mühendislerin, "nispi temsil" önerisi dikkate alınmıyor. Misal, 1200 oy alan grup yönetimi ele geçiriyor. 800 oy olan grubun temsil hakkı bulunmuyor.

AK Parti iktidarı, bu saltanata karşı 10 yıl içinde yalnızca iki minik düzenleme yapabilmiş, o kadar.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na mühim iş düşüyor. Zaten devreye de girdiler. Artık üyelerinden sadece para toplayan odaların kapısına kilit vurulacak. Yarım asırlık kanun da değiştirilecek.

Üyesi bulunan meslek erbabı üzerinden siyaset yapanlara gelince... Onu da başlığa havale ediyoruz.
Hani, devekuşuna sormuşlar, deve misin, kuş mu?

O da, "deveyim" demiş. O halde "koş" demişler; "Ben kuşum, koşamam."
"Madem kuşsun, o halde uç" demişler; "Ben deveyim, uçamam."

Sen de karar vereceksin: Meslek odası mısın, siyasi parti mi?

Siyaset yapacaksan yeri belli.

Oda yöneteceksen, üyeni haraca bağlayıp üzerinden rant devşirmeyeceksin.

Açıklamada cevap yok!

BUGÜN Gazetesi, birkaç gündür bu tekelleşmenin üzerinde duruyor.

Görüşülen tüm uzmanlar ve akademisyenler "Meslek odalarında reform gerekiyor" görüşünde birleşti.

Manşeti de onlar attı.

O arada, enteresan tanıklıklar okuduk.

Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Osman Kolay referandumda "evet" oyu kullanacağını açıkladı diye TMMOB'un hışmına uğradı. Diyor ki, "Halk oylamasına sunulan Anayasa'da mesleklerle ilgili fazla bir şey olmamasına rağmen 'hayır' demem konusunda yoğun baskılara maruz kaldım."

Yine... Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, "Odalar para ödeme yeri haline geldi. Yarı devlet kurumu iken, kendilerini sivil toplum örgütü sayıyorlar. Bu ciddi bir garabet" diyor.

TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) demişken... Gazetemizin ilk günkü haberinde, buraya ödenen aidatlar, onay belgesi ücretleri söz konusu olunca... TMMOB yönetimi bir açıklama yaptı.

Açıklamadan ne beklenir peki... Üye sayısı, aidatların nereye gittiği, onay belgesi ücretleri, gelirlerin nasıl değerlendirildiği, hangi faaliyetlere hangi harcamaların yapıldığı gibi sorular cevaplanmış mı, ona bakarsınız.

Yine... Bu harcamalar ve faaliyetler denetime açık mı, değil mi?.. Bunun yanıtını ararsınız.

TMMOB açıklamasında bununla ilgili tek satır olmadığı gibi, haberi yapan BUGÜN Gazetesi'nin bağlı olduğu gruba yönelik asılsız, maksatlı, eski bilgi ve hurafeler mevcut.

Keşke, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı böyle bir açıklamanın altına imza atmasaydı ya da uzmanlarına inceletip doğrulatsaydı.

Diyor ki... "BUGÜN Gazetesi'nin sahibi, Eti-Gümüş ihalesine girdi."

Doğru değil. Koza-İpek Grubu bu ihaleye girmedi.

Diyor ki, "Koza Altın İşletmeleri A.Ş'nin yüzde 60 oranında ortağı Amerikan şirketi..."

Hayır... Koza Altın, yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket.

Diyor ki, "Odaların, Bergama-Ovacık Altın Madeni'nin işletilmesine ilişkin ürettiği bilimsel raporlar, açmış olduğu davalar nedeniyle Koza Altın İşletmeleri Anonim Şirketi rahatsız."

Ne alaka! Bilakis, Koza Altın hakkındaki tüm bilirkişi raporları ve bilimsel raporlar olumlu. Hatta, Avrupa Madenciler Birliği tarafından dünya madencilerine örnek gösterilmiş bir işletme. En iyi çevre tekniklerini uygulayan ve bünyesinde yüzlerce TMMOB üyesi mühendisin görev yaptığı bir şirket.

Lafta demokrasi!

Açıklamanın neresini tutsanız, elinizde kalıyor.

Yapılan habere, haberdeki iddialara tek bir cevap bile vermiyorsunuz. Geçen yüzyılda kalmış, sararmış şişirme gazete kupürleri üzerinden eski siyasetinizi sürdürüyorsunuz.

Mehmet Soğancı'ya yine kendi açıklamasından bir paragrafla cevap verip bitirelim.

Zira... O açıklamada yer alan; "yalan", "linç", "alçakça saldırı", "işbirlikçi sermaye", "yandaş", "maşa" gibi seviyesiz kelime girdabına kapılmayacağız.

Soğancı diyor ki:

"TMMOB, karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı odaları ile birlikte mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder."

İşte biz tam da bunu istiyoruz. Fakat siz sadece lafta bu noktadasınız.