Suudi Veliaht Prens'e yakın isimler ABD'nin yaptırım listesinde
Suudi Veliaht Prens'e yakın isimler ABD'nin yaptırım listesinde
ABD Dışişleri Bakanlığının, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ülkeye girişini engellediği 16 Suudi vatandaşı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a yakın kişilerden oluşuyor.
ABD Dışişleri Bakanlığının, Cemal Kaşıkçı cinayetinde rolleri olduğu gerekçesiyle yaptırım uyguladığı 16 Suudi vatandaşı, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yakın ekibindeki isimlerden oluşurken, uluslararası basında cinayetten Veliaht Prens Bin Selman'ı sorumlu tutan görüşler yer almaya devam ediyor.
Orta Doğu'nun en etkin gazetecilerinden Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın, 2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesinden 6 ay sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, cinayette rolleri olan 16 ismi yaptırım listesine aldı.
ABD'ye girişleri yasaklanan bu 16 kişi arasında Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın devlet mekanizmasında ipleri tamamen ele geçirmesinin ardından kurduğu ekipten isimler yer alıyor. Bu nedenle de Kaşıkçı cinayetini planlayan, organize eden ve cinayette görevler üstlenen infaz timi, "Prens'in adamları" olarak nitelendiriliyor.
İstanbul'a cinayet planını uygulamaya gelen infaz timinin kimliğinin ifşa olmasıyla dünya basınında bu kişilerin Veliaht Prens'e yakın isimler olduğuna ilişkin pek çok bilgi ve görsel paylaşılmaya devam ediyor.
Cinayeti yöneten eski danışman Kahtani
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptırım listesinde öne çıkan figürlerden ilk isim, Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman'ın eski danışmanı Suud el-Kahtani.
Sosyal medyada özellikle Suudi Arabistan'ın Bin Selman liderliğindeki yeni yönetimine muhalif olan veya bu potansiyeldeki kişi ve kurumları karalayan, bunlara karşı ciddi bir kampanya yürüten "Elektronik Sinekler"in lideri olarak bilinen, "gizli enformasyon bakanı" Kahtani, Suudi Arabistan Kraliyet Divanı'nda bakan düzeyinde görev yapıyordu.
Kahtani, Kraliyet Mahkemesinde 10 yıl görev yaptı ve zamanla saray içindeki dinamiklere, bağlantı ve sırlara hakim olarak kariyer basamaklarını hızla tırmandı.
Kraliyet Divanı Danışmanı ünvanıyla Veliaht Prens'in basın işleri ve imaj yönetimi çalışmalarını yöneten Kahtani, sosyal medyada kurduğu binlerce kişilik "trol ordusuyla" aralarında Kaşıkçı'nın da bulunduğu muhalifleri tehdit etti.
Kahtani'nin ayrıca, Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin Suudi Arabistan'da alıkonularak istifaya zorlanmasında önemli rol oynadığı biliniyor.
Suudi Arabistan ve BAE öncülüğünde Katar'a yönelik başlatılan baskı ve ambargo sırasında sosyal medyadaki karalama ve propaganda operasyonlarının başında bulunan Kahtani, Muhammed Bin Selman'ın 2017'de iktidarı fiilen ele almasıyla Suudi hanedan üyeleri ve büyük iş adamlarına karşı başlatılan gözaltı operasyonlarında sorgulamalara katıldı.
Uluslararası basında Kahtani'nin Kaşıkçı'nın öldürülmesi için İstanbul'a gönderilen suikast timini denetlediği ve aynı zamanda ekibin İstanbul'daki lideriyle doğrudan iletişim halinde olduğu şeklinde çok sayıda haber yer aldı.
Suudi yönetimi, cinayet skandalının patlak vermesi üzerine Kahtani'yi görevden almak zorunda kaldı ve yurt dışına çıkma yasağı getirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Kaşıkçı cinayeti soruşturması kapsamında ise eski Kahtani hakkında ''tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme'' suçundan tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.
Bu arada Suudi yetkililer, Kaşıkçı cinayetinde başlıca şüpheli olarak adı geçen Kahtani'ye tam olarak ne olduğuna dair birbiriyle çelişkili açıklamalar yapmaya devam ediyor.
İnfaz timinin elebaşı: Mutreb
Suudi Arabistan istihbarat servisindeyken Veliaht Prens Bin Selman'ın yakın ekibine dahil olan Mahir Abdulaziz Mutreb, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptırım listesinde öne çıkan bir diğer isim.
Kraliyet Muhafızları içinde albay rütbesiyle Veliaht'ın yanında boy göstermeye başlayan Mutreb'in, Veliaht Prens ile birçok yeri ziyaret ettiğine dair fotoğraflar basında yer aldı.
İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde casus yazılım teknolojisi öğrenmek için çeşitli eğitimler adlığı iddia edilen Mutreb, zamanla Veliaht Prens'e en yakın isimlerden biri oldu.
Mutreb'in 2017'de Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçiliğinde güvenlik ataşesiyken Kaşıkçı ile tanıştığı iddiaları gündeme gelmişti.
Kaşıkçı cinayetini uygulayan infaz timini oluşturan ekibin başı olarak bilinen Mutreb'in 2 Ekim'de Cemal Kaşıkçı'dan birkaç saat önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdiğine dair fotoğrafları yayımlanmıştı.
Bunların yanı sıra uluslararası basında Mutreb'in, Kaşıkçı can verdikten hemen sonra Riyad'ı arayarak, "Patronunuza söyleyin, adamlar işlerini bitirdi." dediği öne sürülmüştü.
Delilleri ortadan kaldıran cinayet uzmanı: Tubeyki
ABD Dışişleri Bakanlığı'ın ülkeye giriş yasağı getirdiği bir diğer kişi Salah Muhammed Abduh et-Tubeyki, Muhammed Bin Selman'ın "adamı" olarak bilinen bir diğer isim.
Tubeyki, İngiltere'nin prestijli okullarından Glasgow Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde adli tıp alanında yüksek lisans yapmak üzere 2004'te Suudi Arabistan'dan ayrıldı. Daha sonraki beş yıl boyunca Riyad ve Dammam kentlerinde adli patolog olarak çalışan Tubeyki, Suudi Arabistan'daki cinayet vakaları üzerine bazı makaleler yayınladı.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Suudi Adli Tıbbı Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüten Tubeyki, Suudi Arabistan’ın önde gelen adli tıp bilimcileri ve tıp etiği uzmanlarından biri sayılıyor.
Suudi Arabistan Adli Tıp Kurumu Başkanı olan Tubeyki, Kaşıkçı cinayeti için İstanbul'a gelen 15 kişilik Suudi ekibin içinde, "delilleri yok etmek üzere" uzman olarak bulunuyordu.
İnfaz timindeki Tubeyki'nin, Kaşıkçı öldürüldükten sonra cesedi parçalayarak delilleri yok ettiği biliniyor.
Dublör Medeni
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptırım listesinde yer alan bir diğer kişi Mustafa el-Medeni, Kaşıkçı ile benzerliğinden ötürü İstanbul'da işlenen cinayette dublörlük yapmaya gelmişti.
Asıl mesleği Petrol ve Mineral Mühendisliği olan Medeni'nin Suudi istihbaratında Krallığa danışmanlık yaptığı ve Veliaht Prens Bin Selman'ın bazı önemli ziyaretlerine eşlik ettiği biliniyor.
Medeni, suç mahallinden cinayet işlendikten hemen sonra Kaşıkçı'nın kıyafetlerini üzerine giyip çıkmıştı. Kaşıkçı'nın saatini ve gözlüklerini takan Medeni'nin ayakkabısını değiştirmediği belirlenmişti.
Kaşıkı'nın Başkonsolosluktan ayrıldığı izlenimini vermek üzere etraftaki kameralara görüntü vererek dolaşan Medeni'nin ayrıca infaz timi arasında istihbarat paylaşımında bulunduğu iddiası basında yer aldı.
İnfaz timinin diğer üyeleri de yaptırım listesinde
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptırım listesine aldığı diğer Suudi vatandaşları Meshal el-Bostani, Naif al-Arifi, Muhammed el-Zahrani, Mansur ebu Huseyin, Halid el-Uteybi, Abdulaziz el-Hawsawi, Velid el-Sehri, Thaar el-Harbi, Fahad el-Balawi, Badr el-Uteybi, Saif el-Kahtani ve Turki el-Sehri de cinayet için İstanbul'a gelen ekibin içinde yer alıyor.
İnfaz timinde lojistik, haberleşme ve istihbari görevler üstlenen bu kişilerin akıbeti hakkında Suudi yetkililer hala net bir açıklama yapmış değil.
Başkonsolos Uteybi ve İstihbarat Başkan Yardımcısı Asiri listede yok
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığının duyurduğu 16 kişilik listede, geçen yıl kasım ayında ABD Hazine Bakanlığının açıkladığı listeden bir ismin yer almaması da dikkati çekiyor.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi, Hazine Bakanlığının listesinde yer almasına karşın Dışişleri Bakanlığının yaptırım listesinde yer almadı.
Uteybi, Kaşıkçı'nın Başkonsolosluk'ta bulunmadığını göstermek için bazı basın mensuplarını yerleşkeye alarak dolap ve elektrik panolarını açıp içlerini göstermek suretiyle kendini savunmaya çalışmıştı. Uteybi'nin bu hareketi uluslararası kamuoyunda büyük tepki toplamıştı.
Bunun yanı sıra Kaşıkçı cinayetini Kahtani ile planlayan isim olarak öne çıkan Suudi Arabistan İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri de ABD'nin yaptırım listesinde bulunmuyor.
Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetler Kurmaylığı ve Komutanlığı Fakültesi'nde eğitim gören Asiri, 2015'te Yemen operasyonu için kurulan koalisyonun sözcülüğünü yaparken tanınmıştı.
Suudi Başsavcılığı, Kaşıkçı iddianamesinde Asiri'nin Kaşıkçı için "ülkeye dönmeye ikna edin, ikna olmazsa zor kullanın" emri verdiğini ama cinayetten bilgisi olmadığını öne sürmüştü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.