'Suriye'nin zenginlikleri üzerinde hiç kimsenin hakkı yoktur'

'Suriye'nin zenginlikleri üzerinde hiç kimsenin hakkı yoktur'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin, özellikle petrol rezervleri için Suriye'de bulunduğunu itiraf ettiğini belirterek, "Suriye'nin zenginlikleri üzerinde (Suriye halkı dışında) hiç kimsenin hakkı yoktur." dedi.

'Suriye'nin zenginlikleri üzerinde hiç kimsenin hakkı yoktur'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin, özellikle petrol rezervleri için Suriye'de bulunduğunu itiraf ettiğini belirterek, "Suriye'nin zenginlikleri üzerinde (Suriye halkı dışında) hiç kimsenin hakkı yoktur." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin, özellikle petrol rezervleri için Suriye'de bulunduğunu itiraf ettiğini belirterek, "Suriye'nin zenginlikleri üzerinde (Suriye halkı dışında) hiç kimsenin hakkı yoktur." dedi. 

Bakan Çavuşoğlu ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreteri Hadi Soleimanpour, EİT 24. Bakanlar Konseyi Toplantısının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), ABD'nin Suriye'de kontrol ettiği petrol sahalarının gelirinin terör örgütü YPG/PKK'nın ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) gittiği yönündeki açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Çavuşoğlu, ABD'den yapılan söz konusu açıklamaları dikkatlice takip ettiklerini bildirdi. 

Çavuşoğlu, "Özellikle oradaki petrol rezervleri için bulunduklarını da itiraf ediyorlar, açıkça söylüyorlar. Başka bir ülkenin petrol zenginlikleri için, ona el koymak için burada olduğunu saklamayan bir ülkeden bahsediyoruz ve özellikle de buradan elde edilen gelirle de YPG, PKK gibi terör örgütlerinin desteklendiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Daha önce terör örgütü DEAŞ'ın yaptığı gibi YPG/PKK'nın da petrol kaçakçılığı yaptığını kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'nin zenginlikleri üzerinde hiç kimsenin bir hakkı yoktur. Biz Türkiye olarak, diğerleri gibi, ABD'nin de itiraf ettiği gibi Suriye'deki Barış Pınarı Harekatını Suriye'nin zenginliklerine el koymak için değil, teröristleri temizlemek için başlattık ve Suriye'nin bölünmesinin önüne geçtik ki Suriye'nin toprak bütünlüğünü çok güçlü şekilde destekliyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu bölgenin istikrara kavuşması için çalışmaya devam edeceğiz." 

Çavuşoğlu, ABD'nin, on binlerce kilometre uzaktan gelerek, "Suriye'nin petrol rezervlerini biz değerlendireceğiz" demesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizerek, "Biz de buna karşıyız. Buralar Suriye halkınındır ve Suriye halkının faydalanacağı şekilde değerlendirilmesi lazım." dedi. 

Çavuşoğlu, yaptığı konuşmada, dönem başkanlığını başarılı şekilde yürüten Tacikistan'a teşekkür ederek, Türkiye olarak dönem başkanlığını üstlendiklerini bildirdi.

Bir gazetecinin, ABD Temsilciler Meclisinin sözde soykırım kararı alması ve Azerbaycan topraklarında yaşanan soykırımı Türkiye dışında kimsenin gündeme taşımamasına ilişkin sorusu üzerine Çavuşoğlu, her konuda olduğu gibi bu konuda da çifte standart ve iki yüzlü platform gördüklerini söyledi.

"Yaptırımlar bizi etkilemeyecek"

Farklı ülkelerin bu konudaki yaklaşımını eleştiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Öncelikle bu kararları niye alıyorlar. Çünkü Barış Pınarı Harekatı'yla büyük bir oyunu bozduk. İsrail'in de başını çektiği bir grup ülke, Suriye'nin kuzeydoğusunda bir terör devleti kuracaklardı. Biz Barış Pınarı Harekatı ile bu oyunu bozduk, rahatsızlıkları ondandır. Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattığımız zaman da bazı tepkiler geldi. Hangi terör örgütüne yönelikti? Zeytin Dalı Harekatı YPG, PKK'ya yönelikti. Ama bu kadar tepki gelmedi. Sonra biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sahada ve masada kararlı duruşumuzla gerekli adımları attık, hem sahada hem masada. Bunu hazmedemediler, güya bu kararlarla bizi cezalandırmak istiyorlar. Yaptırımların bizi etkilemeyeceğini defalarca söyledim. Her seferinde de hatırlıyoruz."

Bunu, Ankara'ya geldiklerinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve arkadaşlarının yüzüne de söylediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Bizimle yaptırım diliyle konuştuğunuz zaman bir yere varamazsınız. Ama oturup konuşacaksanız oturup konuşur, anlaşırız. Nitekim anlaştık da. Beş gün içinde hem ABD hem Rusya ile anlaştık. Bu yaptırım kararlarından biz hiç çekinmeyiz. Sözde soykırımla ilgili karar almalarının da sebebi bu. Madem bu konuda samimisiniz gözünüzün önünde PKK, YPG etnik ve ideolojik temizlik yaptı Suriye'de. İdeolojik olarak Suriye'nin Kürtlerini sürgüne gönderdi. Bizde 350 bin, Kuzey Irak'ta 300 bin, Avrupa'da 100 bin civarında yaklaşık 750 bin Suriyeli Kürtü, YPG sürgüne gönderdi. Madem bu konularda hassassınız, diğer Hristiyan azıklıkların hepsine zulmettiler, niye görmezden geliyorsunuz? 

Eğer bugün soykırımdan bahsedeceksek, bir olay soykırım ise sizin de söylediğiniz gibi yakın tarihte Hocalı'da yaşanan soykırımdır. Çünkü orada Ermeniler Hocalı'daki tüm Azeri kardeşlerimizi temizlemek istediler. Halen kayıp insanlar var. Kaçanlar kurtulabildi ama kalanları, herkesi hunharca katlettiler. 613 Azerbaycanlı kardeşimizden bahsediyoruz. 106 kadın ve 183 çocuğun kafataslarını yani derilerini yüzecek kadar vahşi şekilde öldürdüler. Etnik temizlik, soykırım buna denir. Niye bunları görmezden geliyorsunuz?"

"Washington'da bu konuları gündeme getireceğiz"

ABD'nin terörizmle mücadele raporunu eleştiren Çavuşoğlu, "Başka çifte standart, komik olay da ABD her sene terörizmle mücadeleyle ilgili rapor hazırlar ve ülkelerle ilgili değerlendirmelerde bulunur. Her şeyden önce bu gibi ülkelerin önce aynaya bakması lazım. Yani terörizmle mücadelede başkalarına ders vermek için senin öncelikle terörizme destek vermemen lazım." dedi.

ABD'nin çok açık ve net şekilde YPG ve PKK terör örgütüne destek verdiğini bunu da saklamadığını aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde bugün FETÖ elebaşı nerede yaşıyor? Amerika'da yaşıyor. Tüm taleplerimize rağmen FETÖ'nün iadesini bırakın, onların orada huzurlu şekilde yaşaması için destekler veriliyor. Sen terörle mücadelede birçok zaafiyet içindesin, terörü destekliyorsun sonra da tutup başka ülkelere akıl veriyorsun ya da raporunda onları eleştiriyorsun. Türkiye gibi ülkeler de artık bu konularda sessiz durmuyor ve sesini yükseltiyor. Bizden rahatsız olmalarının sebebi de bu. Biz sesimizi her zaman yükseltmeye devam edeceğiz, Cumhurbaşkanımız bu konuları doğrudan Başkan Trump'a söylüyor, inşallah 13 Kasım'da Washington'da bu konuları gündeme getireceğiz."  

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.