Suriye’den Hasan Kalyoncu Üniversitesine Uzanan Yol

Suriye’den Hasan Kalyoncu Üniversitesine Uzanan Yol
Suriye’de çıkan iç savaş ve karışıklıkla beraber, Türkiye’ye ailesi ile berabergöç etmek zorunda kalan“Ravdanur Cumha” Türkiye’ye ve Hasan...


Suriye’de çıkan iç savaş ve karışıklıkla beraber, Türkiye’ye ailesi ile berabergöç etmek zorunda kalan“Ravdanur Cumha” Türkiye’ye ve Hasan Kalyoncu Üniversitesine hayranlığını anlattı.

Suriye’de yaşanan iç savaştan kaçarak ailesi ile beraber Türkiye’ye gelen Ravdanur Cumha; hayatını anlatarak yaşadığı birçok sıkıntıya rağmen, Türkiye’deki hayatının çok güzel olduğunu ve herşeye rağmen yaşamın çok güzel olduğunu belirtti. Türkiye’ye yerleştikten sonra çok kısa bir sürede, çok iyi seviyede Türkçe öğrenen Cumha, kendisini tanımak adına sorulan sorulara cevap vererek; Türkiye’ye, Gaziantep’e ve üniversite öğrenimini gördüğü Hasan Kalyoncu Üniversitesine hayran olduğunu belirtti ve şunları dile getirdi:

“Ben Ravdanur Cumha, şuanda Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde okuyorum.10.07.1995’te Suriye’nin İdlip şehrinde doğdum.9 çocuklu kalabalık bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Annem ev hanımı, babam uluslararası tır ticareti ile uğraşan bir işadamı.Her sabah uyandığımda güneşe bakarım. Güneşin gülümsemesi bana enerji ve mutluluk verir. Ben idealleri olan, geleceğe dair hayallerinin peşinde koşan, çalışkan, zeki ve azimli birisiyim”.

“Suriye’de yaşarken Türkiye’nin bu kadar iyi bir ülke olduğunu bilmezdik”

Ravdanur Cumha’ya sorulan “Suriye’de yaşarken, Türkiye hakkında neler düşünüyordun?” sorusuna ise: “Ben Suriye’de yaşarken Türkiye hakkında hiç iyi şeyler düşünmezdik. Çünkü kitaplar Türkiye’nin Osmanlı zamanından beri Suriye’ye zarar verdiği gibi ifadelerle anlatırdı ve biz bunlara inandırıldık. Ancak Türkiye’ye geldikten sonra bu fikrimiz tamamen değişti. Çünkü Türkiye’nin ne kadar misafirsever bir ülke olduğunu öğrendik. Birçok Müslüman ülke bizlere sırtını dönerken, Türkiye bize kapılarını açtı. Türkiye’nin bu kadar iyi bir ülke olduğunu buraya yerleştikten sonra öğrendik. Ayrıca çok önemli bir şey daha öğrendik ki; bizlere ülkemizde Türkiye ile ilgili anlatılan tüm kitaplar yalanmış, artık benim ülkemin eğitimine güvenim kalmadı” şeklinde cevap verdi.

Yeni bir başlangıç, yeni umutlar için…

Suriye’den Türkiye’ye gelme kararını nasıl verdiklerini açıklayan Ravdanur Cumha: “Suriye’deki hiç hesapta olmayan iç savaş herşeyi altüst etti. Bize ve tüm Suriyeli kardeşlerime çok zor, korku dolu ve endişeli günler yaşattı. Evlerin bazılarını, bombalardan dolayı yıkılmış halde gördüm. Gökyüzünü siyah dumanlar sarmıştı, her yerden bomba sesleri geliyordu. İnsanlar korkudan bağırıyor, elbiseleri kanlı çocuklar ağlıyor, ayakkabısız ve üstleri perişan bir şekilde koşuşuyorlardı. Havada kuşlar yerine bombalar vardı. Arkadaşlarım gözümün önünde feci şekilde can veriyordu, okulumuz bombalanmıştı.

Gördüklerime hiç inanamıyordum, şaşkın ve korku içinde ne olduğunu anlamakta zorlanıyordum. Hayatım boyunca görmediğim şeyler görüyordum. Ben her gün alıştığım gibi uyanıp güneşe bakmak istediğim zaman, artık bakamıyordum, Sonra babamdan “hadi burayı terk etmek zorundayız” diye bir cümle duydum. Neden terk edeceğiz? Nereye gideceğiz? Peki neden? Sebep nedir? Burası bizim değil mi? iye babama sormaya başladım. Huzurumuz, mutluluğumuz, hayallerim ve ideallerim yoktu artık. Çünkü babamın anlatmaya çalıştığı savaşı yaşıyorduk hep birlikte. Suriye’de güneş umutla doğmuyordu, insanların ve benim geleceğimi, yarınlarımı aydınlatmak için doğmuyordu. O heyecan dolu azimli doludizgin Ravda bu durumdan çok etkilenmişti. Sanki hayallerini yitirmişti, ideallerinin ışığı sönmüştü, azmini yitirmiş ve gelecek planları suya düşmüş gibiydi. O savaş kelimesi hayatımıza girdikten sonra herşeyimizi değiştirdi. Güzel hayatımızı, benim çocukluğumu, ailemin mutluluğunu bizden çaldı. Bomba seslerini, annemin gözyaşlarını, babamın koşuşturmalarını, ölen arkadaşlarımı ve neşeli şen şakrak kardeşlerimin korkudan panikle attığı çığlıkları hayatım boyunca unutamam. Babam bağırdı. Hadi hemen çıkmamız lazım, yoksa sizin başınıza kötü bir şeyler gelebilir. Eşyalarımızı toplamadan çıkmak zorundaydık. Annem ağlıyor kardeşlerim ağlayarak bağırıyorlar, evimizden çıkıyoruz, yine de inanamıyordum, neler oluyordu?

Türkiye tarafına yola çıktık, iki saat yürüdük ve Türkiye’ye geldik. Hatay’da çadır kentte kalmak zorunda kaldık. Hatay’da bulunan çadır kent’te yeni hayatımızı kurmaya başladık. Ama ailem ve ben çok zor durumda kaldık. Çünkü bize yabancı olan farklı bir ülkede bulunuyorduk. Mutlu olduğumuz topraklardan, evimizden, arkadaşlarımızdan, okulumuzdan ve en önemlisi hayallerimizden ayrıldığımız için kendimizi çok kötü hissediyorduk. Babam bizlere hep yakın olmaya ve kendi varlığını hissettirmeye çalışıyordu. Ama hep içimde bir direniş vardı “hayır” diyordu içimdeki ses,”henüz herşey bitmedi, hayat devam ediyor, nefes alınıp verilen her yerde umut vardır” diyordum. İşte Türkiye’deydik. Yeni bir başlangıç, yeni umutlar için…”.

“Türkiye ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi benim güneşim oldu”

Yaşadıkları hakkında detaylı bilgi veren Ravdanur Cumha, eğitim hayatını sürdürdüğü Hasan Kalyoncu Üniversitesi ile nasıl tanıştığını ve neden Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünü tercih ettiğini şu ifadelerle anlattı: “En büyük idealim doktor olmaktı. O kadarki, bütün ailem benim bu heyecanımı paylaşır ve destek olurlardı. Ülkemde olmayabilirim, şehrimde, evimde, okulumda da olmayabilirim; ama hayata dair her zaman umudum vardı. Türkiye Cumhuriyeti benim yeniden hayata sıkı sıkı sarılmamı sağladı.

Hatay çadır kenti yönetimi bizler için okul ve Türkçe kursları açtı. Türkçe kursuna gittim ve Türkçe öğrenmeye başladım. İki ayda Türkçe öğrendim. Bu başarım Vali Bey’in de dikkatini çekmiş, bana hediye olarak “Ravda” olan ismime “”Nur” ekleyip ismimin “Ravdanur” olmasını sağladı, bu benim için çok özel ve güzel bir hediye oldu.

Türkiye’de yaşamaya başladıktan sonra; artık savaş, kan ve gözyaşı dolu olan o yerde okumak ve doktor olmak istemediğimin kanaatine vardım. Ben artık Türkiye’de Siyaset Bölümü okuyarak ülkemde iyi bir siyasetçi, adil bir yönetici olmak istiyorum. Böylece suçsuz çocukların ölümlerine müsaade etmeyeceğim. Benim çekmiş olduğum sıkıntıları ve acıları benden sonraki çocukların yaşamasına müsaade etmeyeceğim.

Hayallerimi gerçekleştirebilmem için Vali Bey, Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümüne kaydolmama vesile oldu. Hayallerimi gerçekleştireceğim için Türkiye ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi benim güneşim oldu. Şu an öğrenim gördüğüm Hasan Kalyoncu Üniversitesini çok seviyorum. Hocalarımız bizimle çok ilgileniyor, okul yönetimi çok defa benimle birebir ilgilendi ve en küçük bir sıkıntım olsa hemen yardımcı oluyorlar. İstiyorum ki bütün çocuklar benim gibi mücadele etsinler ve okusunlar. Arkadaşlarıma hep bunları tavsiye ediyorum. Türk devleti bütün yetim çocuklara anne-baba olmuştur. Bunu dünyada hiçbir ülke yapmaz. Bana verilen bu emeğin farkındayım” diyerek yaşadıkları ve düşünceleri hakkında detaylı bilgi verdi.

           

adanapost01@gmail.com’dan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.