Süleyman Doğan: Doğu Türkistan ve Rıza Bekin

Süleyman Doğan: Doğu Türkistan ve Rıza Bekin
Yaşayan Doğu Türkistanlı denince akla hemen Rıza Bekin Paşa gelirdi. Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı, Doğu Türkistan Milli Kurultayı Tertip Komitesi Başkanı ve Dünya Uygur Kurultayı Onursal Başkanı Em. General M. Rıza Bekin..

Süleyman Doğan: Doğu Türkistan ve Rıza Bekin

Yaşayan Doğu Türkistanlı denince akla hemen Rıza Bekin Paşa gelirdi. Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı, Doğu Türkistan Milli Kurultayı Tertip Komitesi Başkanı ve Dünya Uygur Kurultayı Onursal Başkanı Em. General M. Rıza Bekin 16 Şubat 2010 günü saat 20,00’de tedavi gördüğü Ankara’da hakkın rahmetine kavuştu.

Doğu Türkistan denince Kaşgarlı Mahmut akla gelir. 80’li yıllarda İstanbul’da tanıdığım Doğu Türkistan’ın önde gelen liderlerinden merhum İsa Yusuf Alptekin’in ağzından Türkiye’ye çileli geliş hikâyesini dinlemiş ve bu davanın böylesine azimli insanlara sahip olduğu sürece devam edeceğine sevinmiştim.

Türkiye, tarihte ve bugüne kadar bütün “Türk Dünyası’nın Ana Yurdu” olmuş, Osmanlı Devleti’nin kaybettiği diyarlardan ve Ata Yurdumuz Türkistan’dan gelen bütün Türklere bağrını açmış, onlar da öz evlâtları oldukları bu topraklara yerleşerek fevkalâde değerli hizmetlerde bulunmuşlardır. Bunlardan biri de M.Rıza Bekin Paşa’ydı.

Yaşayan Doğu Türkistanlı denince akla hemen Rıza Bekin Paşa gelirdi. Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanı, Doğu Türkistan Milli Kurultayı Tertip Komitesi Başkanı ve Dünya Uygur Kurultayı Onursal Başkanı Em. General M. Rıza Bekin 16 Şubat 2010 günü saat 20,00’de tedavi gördüğü Ankara’da hakkın rahmetine kavuştu. Kendisine Allah’tan rahmet, çocuklarına ve Doğu Türkistan camiasın başsağlığı diliyorum.

Em. General M. Rıza Bekin 1924 yılında Doğu Türkistan’ın Hoten şehrinde dünya’ya geldi. 1934 yılında ailesi ile birlikte hac dönüşü Hindistan’a geldiğinde amcazadesi ve eniştesi olan Doğu Türkistan Milli Hareketi Liderlerinden ve “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti”nin kurucularından Mehmet Emin Buğra tarafından Türkiye’de okuması için 1938 yılında Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Memduh Şevket Esendal’ın himayelerinde 9 kişi Doğu Türkistanlı öğrenci ile birlikte Türkiye’ye yollanır.

Konya Askeri Orta Okulu ve Kuleli Askeri Lisesinden sonra Harp Okulu’ndan 1946 yılında Teğmen rütbesi ile Türk Ordusuna katılır. 1950 yılında ilk Türk Tugayı ile birlikte Kore’ye gönderilir. Kore Savaşlarına katılır ve savaşta yaralanarak Gazi olur.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde çeşitli kademe ve birliklerde komutanlık, Tahran Büyükelçiliğinde Askeri Ateşe Yardımcılığı, CENTO Kurmay başkanlığı, 1973’de Tuğgeneral rütbesi ile İzmir’deki 57. Topçu Er Eğitim Tugay Komutanlığı yaptı. 1977’de emekliye ayrıldı. 1989 – 1990 yıllarında Afganistan’daki mayınların temizlenmesi için BM. İnsani Yardım Programında genel koordinatörü olarak çalıştı.

1990 yılından beri Merkezi Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde bulunan Dünya İslam Birliği (Rabıta) Teşkilatının kurucular Meclisi Üyesi olarak Türkistan Müslümanlarını temsil etti. Bu kuruluşun toplantılarında Doğu Türkistan ve diğer İslam topluluklarının problemlerini dile getirdi ve çeşitli kararlar alınmasına öncülük etti. Devlet hizmetinde iken, yurt dışındaki Yurttaşlarının “Vatan Hizmetinin sona erdiği ve Ana Vatan’ın Hizmetine Başlaması gerektiği” yolundaki çağrısına uyarak 1986 yılında Doğu Türkistan Vakfı Genel Başkanlığını üstlendi.

1988 ve 1996 yıllarında iki kez Uluslararası Doğu Türkistan Kültür ve Tarih Sempozyumu tertip etti. Çeşitli konularda onlarca konferans, sempozyum ve toplantılar düzenlenmesini sağladı. Türk Kurultayları başta Yurt içi ve yurtdışındaki birçok toplantılara iştirak ederek Doğu Türkistan davasını anlattı ve savundu. Doğu Türkistanlı gençlerin Türkiye’de eğitim alması ve yetiştirilmesi için büyük çabalar sarf ettiği ve yüzlerce öğrencinin ülkemizde okuyup yetişmelerini sağladı. Mazlum Doğu Türkistanlıların dert ve çileleri ile yakından ilgilendi onların problemlerinin çözümü için büyük gayret gösterdi.

Doğu Türkistan Türklüğü ve Türk dünyası; vefakâr, kadirbilir bir evladını ve büyüğünü kaybetti. O tam bir çınardı. 96 yaşında vefat etti. Evli ve iki çocuk babası olan Beki’nin cenazesi, 18 Şubat 2010 Perşembe günü Ankara Kocatepe Camiinde öğle namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Ankara’da toprağa verildi.

Rıza Bekin Paşa vefatından beş yıl önce uzun üzerinde çalıştığı anılarını yazdı. Bu da arkada bıraktığı en önemli eserlerden biri olsa gerekir. Rıza Bekin Paşa’nın anılarını kaleme aldığı kitabında, azmin ve sabrın sonucu olan başarıyı göreceksiniz. Paşa kitabında, döneme damgasını vuran pek çok olayı farklı bir bakış açısıyla ile dile getirmektedir. Kitap bir hatıra kitabı olduğu kadar, tarihe ve olaylara ışık tutan bir belge niteliği de taşımaktadır. “M.Rıza Beki’nin Anıları” isimli kitabin son kısmında Doğu Türkistan haritası ve fotoğraf albümü bulunuyor.

Kitaptan anlıyoruz ki, M.Rıza Bekin paşaya en büyük desteği bir döneme damgasını vuran CHP’nin genel sekreteri Memduh Şevket Esendal yapmıştır. Merhum Esendal, Rıza Beki’nin elinden tutmuş ve tahsilini tamamlatmıştır. Rıza Bekin, bu vefayı unutmamış kitabının çeşitli yerlerinden kendisinden sitayişle söz etmektedir.

Yine Rıza Bekin Paşa’nın anılarında Kore’de Türk askerinin destan yazan savaşında aktif görev almış ve ölümle burun buruna gelmiştir. Bekin Paşa ülkesi ve milleti için gözünü kırpmadan ölümü hazır bir dava adamı olduğunu hayati boyunca göstermiştir.

Merhum Rıza Bekin hayatını anlatan kitabını tüm okuyucularıma tavsiye ediyorum. Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı başta doğum kontrolü olmak üzere zulüm hat safhadadır. Bu konuda başta insan hakları teşkilatları olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşları gereken ilgiyi gösterip, zulme dur demelidir. Çin’in “doğum kontrolü” uygulaması Doğu Türkistan’da nüfusu kontrol altına alıp, Türklerin neslini kurutmayı amaçlayan, onların insani hak ve hukukunu ayaklar altına alan, insanlığa karsı yürütülen bir zulümdür.

Çin, tarihte insanlık âlemine büyük katkı sağlayan Doğu Türkistanlılar yeryüzünden yok etmeye çalışmaktadır. Zulmünle payidar olunamaz. Zulümle hayat bulunlar bir gün berbat olacaklardır. Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin hayat hakki ellerinden alınamaz. Bir gün mutlaka Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz haklı davalarında sonuca ulaşacak ve yüzleri gülecektir. Yeter ki meşru ve hakli mücadelelerini her platformda özgürce dile getirsinler. Bu konuda Türkiye’de elinden gelen resmi ve diplomatik yolları devreye sokarak kardeşlerimizin dertleriyle hemdert olmalıdır.

Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamit Göktürk tahmin ediyorum bayrağı devralacaktır. Onunla 1991 yılında vatani görevimi yaptığım Kayseri’de tanıştım. Hamit Bey Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu, okuyan, düşünen ve çözüm üreten bir dava eri. Özü ve sözü bir olan Hamit Göktürk, yaşantısıyla da Doğu Türkistanlılar için örnek bir insan.

Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Hamit Göktür’e büyük görev düşüyor. İnşallah kendileri bu ulu davayı daha ileriye götürürler ve bayrağı aynı sorumluluk içinde taşırlar. Bu duygularla merhum Rıza Bekin Paşa’ya bir kez daha Allah’tan rahmet, başta Doğu Türkistan Vakfı olmak üzere Türk-İslam Dünyasına başsağlığı diliyorum.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.