Şubat Kuşatması
Cumartesi Yazıları - 37
Şubat Kuşatması
“...önden gidenlere!”
“....şubat soğuğunda terlemek kaderdendir ve bir nasip meselesidir.”
Gençken nasılsa, yaşlanınca da öyleydi. Yola nasıl çıkmışsa öyle devam etti. Başlangıcı besmele, bitirişi hep elhamdulillahtı.
Çok konuşuldu.
Dostları ve sevenleri her zaman yanındaydı; düşmanları ise işlerine geldiği zamanlarda...
İmrenilecek bir hayatı, imanı ve ilmi vardı. Hayalleri hayata dairdi, bir bir hayat buldu. Kınayıcıların kınamasına aldırmadan yürüdü. Ardından adanmışların geleceğinden emindi; çünkü doğru bir kalple doğruya yönelip doğruya çağırıyordu. Yapmadığı veya yapamayacağı hiçbir şeyi önermedi. Öneri ve öngörüleri başkalarının son sözlerinden daha ilerideydi. Belki bir lütuf belki de nasipti.
İnsanlığa faydalı her meyve, onun fidanlarının ürünüdür. Acıları çağla kopardılar, çürümüşleri dalda unuttular. Fidan suçsuzdu.
Hava sertti, soğuktu. Ankara dahil her yerde kar vardı. İç yangınıyla huzurdaydı. Kime karşı neyi savunduğunu biliyordu. Terlemesi sıcaktan değil, sıkıntıdandı. Sıkıntısı bedensel değil, içseldi.
Şubat soğuğu bir kuşatmayla gelmişti. Kuşatmanın uzun süreceğini söylüyordu hesap makinesine güvenenler; hesap gününe inananlar ise yarından umutluydu. Yarın yarından da yakındı, içi yananlar için. Zamanın sahibi duaları duyandı, kudret onun elindeydi. Hikmetinden sual olmazdı. Belki de kararması gerekiyordu havanın aydınlık bir sabah için. Zor ve dar zamanlardan geçiliyordu, etrafta dostların da düşmanların da simaları vardı, seçiliyordu.
Her ter bir fer oldu,
fidanlar yeniden meyveye durdu,
hesap gününe inananların hesabı doğruydu, saat kuruldu.
Şubat kuşatmasında terleyenlere rahmet olsun. Soğukta terlemek bir kaderdir ve ancak kadere inananların yangını içeridedir.
“ önden gidenler, giderken bir muştu gibiydiler.”
Hayati Koca
24.02.2018, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.