Songül Kundakçı Cansız: “Bayrak” Şiirinin Yazılışı
“Bayrak” Şiirinin Yazılışı
Türk edebiyatında “Bayrak şairi” olarak tanınan Arif Nihat Asya’nın şiirlerinde vatan, bayrak, kahramanlık, şehitler başat temalardandır. Arif Nihat Asya, 1904’te Çatalca’da doğduğunda Osmanlı Devleti siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan son demlerini yaşıyor; içte ve dışta pek çok sorunla boğuşuyordu. Arif Nihat, çocukluk ve gençlik dönemlerinde Osmanlının yıkılışına tanıklık etti. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine bağlı mücadeleci bir öğretmen oldu. O, çocuk yaşta savaş yıllarını yaşamış, maziyi gören, bilen, anlayan; bugünü yorumlamayan ve yarınların ümidini taşıyan sorumluluk duygusu olan bir cumhuriyet dönemi aydınıydı.
Şair Adana'da Erkek Lisesinde, Kız ve Erkek Öğretmen okullarında, Amerikan Kız Koleji ve Tarsus Amerikan Kolejinde 17 yıl edebiyat öğretmenliği ve müdür yardımcılığı yaptı. Arif Nihat, 5 Ocak 1937’de Türkocağı Mahallesindeki evinde sabaha kadar uyumadı. Adana’nın 5 Ocak Kurtuluş Bayramı 15. yıl kutlaması için “Bayrak” şiirini yazdı. Saat kulesi ile Ulu Camii arasına Adana’nın tarihî büyük bayrağı çekilirken öğrencisi Aydın Gün’e okuttuğu bu şiirle Türk edebiyatında “Bayrak şairi” unvanını aldı. Arif Hoca bu şiirle vatanseverlerin gönüllerini fethederek önce Adana’da sonra tüm yurtta dalga dalga bayraklaştı.
5 Ocak, vatan, bayrak konusunu birçok şiirinde ve yazısında dile getiren Arif Nihat Asya’da hamaset duygularının bu kadar egemen olmasının sebeplerinden biri de Hatay meselesini ve 5 Ocak coşkusunu bölgede sıcağı sıcağına yaşamasıdır. Henüz küçük bir çocukken kaybettiği vatan topraklarının acısını yaşayan şair, sahip olduklarını koruma duygusuyla birleştiğinde, Seyhan Nehri’nin seli kadar hırçındır. “Sel olur, söz suyundur.” (Asya 2009: 157); mesele bayraksa söz Arif Hoca’nındır:
“-İster erkek, ister kadın-
Çocuğuyum bu vatanın
Ve gazada can borcuyum.
Serhatte kale burcuyum…
Susuz olabilirim,
Uykusuz olabilirim,
Bayraksız olamam” (Asya 2006: 53) !
“Bayraksız olamam.” diyen Arif Nihat Asya, Bayrak şiirini neden ve nasıl yazdığını Şubat 1969 tarihli Defne Dergisi’nin 62. sayısında Metin Nuri Samancı’ya verdiği röportajında şöyle anlatır:
“Hocası olduğum Erkek Lisesi’ne Milli Eğitim Müdürlüğünden gelen yazıda ‘Kurtuluş günü Saat Kulesiyle Ulu Cami minaresi arasına şehir tarihî bayrağı çekilirken, öğrencilerimizden birinin, güne uygun bir şiir okuması…’deniyordu.
Okul Müdürü bu işi bana havale etmişti. Dinleyicilere ’Yine mi bu? ’ dedirtmek istemediğim için, az okunmuş, az bilinen bir şiir seçmeyi düşündüm. Talebeyi de bu işin hazırlığına katmak mesleğimin icaplarındandı. Üç dört kişi çağırdım.[…] Araştırmalar yaparak maksada uyan, fakat çok duyulmamış bir şiir bulmalarını istedim, kendilerine izin de verdim.
İki üç gün sonra eli boş döndüler. ‘Daha arayın! ’ dedim. Yine bulamadıkları cevabıyla geldiler. 5 Ocak çok yaklaşmış, bayrak mevzuu da beni doldurmuştu. Gece, Ocak Mahallesindeki evimde, petrol lâmbasının ışığında, bayrağa sığınarak kalemi elime aldım. O gecenin sabahı Bayrak şiiri hazırdı.[…] ‘Aydın’ı çağırın! ’ dedim, kâğıdı eline tutuşturdum, okudu. Birlikte bir iki deneme yaptık. Aydın, bu iş için biçilmiş kaftandı.
5 Ocak’ta ben kalabalığa girememiş, gerilerde kalmıştım. Aydın okumuş, alkışlanmış… Akşam, o zamanki Halkevi, sonraki bölge binasında 5 Ocak Balosu var… Aydın da orda… Balonun kalabalığı içinde biri, Aydın’ı tanıyınca, aralarında şöyle bir konuşma geçmiş: -Bugün şiir okuyan sen değil miydin?
-Bendim efendim.
-Burada neye okumuyorsun?
Aydın orda da okumuş, birkaç defa tekrarlatılmış galiba…
-Kimin bu? demişler.
-Bilmiyorum, cevabını alınca hem şaşırmışlar, hem kızmışlar…
-Nasıl bilmezsin!
-Bilmiyorum.
-Hocan kim?
-Arif Hoca.
-Kimin olduğunu söylemedi mi?
-‘Kimin olduğunu söyleme’ dedi.
O zaman mesele anlaşılmış… O gün, bu gün, Bayrak şiiri de bayrağın kendisi gibi, hepimizin olmuştur.”
5 Ocak kutlamasında okunduktan sonra çok sevilen, dillerden düşmeyen Bayrak şiirine 2 Şubat 1937 tarihli Türk Sözü gazetesi 2. sayfa 1.sütunda üst yazıyla aşağıdaki şekilde yer verir:
“Bayrak” şiirini “Beş kânunusani kurtuluşunda ve Halkevinde verilen Hatay gecesinde, şehrimiz Lise talebelerinden Aydın tarafından okunan, Arkadaşımız Arif Nihat Asya’nın bayrak şiirini aşağıya alıyoruz!
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü.
Işık ışık, dalga dalga bayrağım;
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmıyanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder..
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın.. Ne çıkar…
Yurda ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık..
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık..
Ey şimdi süzgün, rüzgârda dalgalı,
Barışın güvercini, savaşın kartalı,
Yüksek yerlerde açan çiçeğim..
Senin altında doğdum, senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim,
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen
Söyle, seni oraya dikeyim” (Asya 2 Şubat 1937: 2)
Her yaştan insanın anlayabileceği sadelikte ve duygu yoğunluğunu herkese geçiren çarpıcı ifadelerin yer aldığı bu şiir okuyan, dinleyen herkeste iz bıraktı ve bırakmaya da devam etmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.