Sinsi harekât

Sinsi harekât
Türkiye adeta 3 koldan çembere alınıyor. Hoşgörü ve dinler arası diyalog adı altında maksatlı çalışmalarla inancımız tahrip edilirken, yürütülen...



Türkiye adeta 3 koldan çembere alınıyor. Hoşgörü ve dinler arası diyalog adı altında maksatlı çalışmalarla inancımız tahrip edilirken, yürütülen ekonomik programla da her geçen gün dışarıya daha bağımlı hale geliyoruz.

 

Maddi-manevi ve siyasi yıkım projesi üç koldan etkin bir şekilde sürüyor

Türkiye adeta 3 koldan çembere alınıyor. Hoşgörü ve dinler arası diyalog adı altında maksatlı çalışmalarla inancımız tahrip edilirken, yürütülen ekonomik programla da her geçen gün dışarıya daha bağımlı hale geliyoruz. Son olarak Meclis?e sevk edilen tasarıya göre Şeker Kanunu?nda ABD?nin küresel gıda şirketi olan Cargill?in kotası yüzde 10?dan yüzde 15?e çıkarılarak, pancar üreticimiz ölüme terk ediliyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bölgemiz ve Ortadoğu için yeni planlar hazırlayan ABD?nin Dışişleri Bakanı John Kerry bir ayda 3. kez Türkiye?ye geliyor.

Kerry?dir Kerry (!)

İki ay önce göreve başlamasına rağmen ülkemize üçüncü ?ziyareti?ni yapacak olan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry?nin gündeminde bu kez neler var? ?Bu ne Türkiye sevgisi ve aşkı?? dedirten Türkiye ziyaretinde Kerry?nin bu kez çantasında ?Suriye? dosyası var. Kerry?in Ankara üzerinde diplomatik baskılarının sonu geleceğe benzemiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu?nun muhataplarıyla yürüttüğü yoğun telefon diplomasisi sonucunda Suriye Halkının Dostları Grubu çekirdek grup toplantısının 20 Nisan?da İstanbul?da yapılmasının kararlaştırıldığı öğrenildi.

Şanlıurfa?da ?diyalog devrimi?

Son yıllarda Türkiye?de hoşgörü ve dinler arası diyalog adı altında maksatlı bir çalışma yürütülüyor. Başta Hatay, Şanlıurfa, Mardin ve Antalya olmak üzere dinler bahçesi açılıyor, Hz. İbrahim?in Yolu adı altında Şanlıurfa?dan İsrail?e güvenli yol inşa ediliyor. Bu da yetmezmiş gibi kilise ile cami aynı avluda buluşturuluyor. Her gün bir ifsad faaliyeti daha hayata geçirilerek zihinler bulandırılıyor. ?Tecrübe paylaşımı ve dinler arası diyalog faaliyeti? adı altında Şanlıurfa?da gerçekleşen etkinlikte yine ipe sapa gelmez açıklamalar yapıldı.

Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı(GYV) Kültürler Arası Diyalog Platformu tarafından yapılan ?tecrübe paylaşımı? ve dinler arası diyalog faaliyeti Şanlıurfa?da gerçekleşti. Ermeni, Musevi, Süryani ve Katolik dininin temsilcileri uğradıkları baskılar ve Türkiye?nin diyaloğa açılan kapıları konusunda fikirlerini savundu.

Toplantıya Şanlıurfa İl Müftüsü Şanlıurfa Müftüsü İhsan Açık?da katıldı. Bazı inanç temsilcileri bölgede inançlarına dair eserlerin yok edildiğini ileri sürerken, Şanlıurfalı yazar Sabri Dişli, panelde ayağa kalkarak Ermeni ve Süryani temsilcilerinden özür diledi. ?Size ait bir mezar taşınızı bile gösteremiyoruz? diyen yazar Dişli, bunun mahcubiyeti içerisinde olduğunu vurguladı.

Patrik yardımcısından diyaloga övgü

Kültürler Arası Diyalog Platformu?nu insanların acı çekmeden birbirini anlamanın, birbirine saygı duymanın platformu olarak tanımlayan Ermeni Patriği Arem Ateşyan?ın yardımcısı Sahak Maşalyan ?Bu tecrübeler teorikte tanıdığımız insanları bize aynı sofrada da tanıma fırsatı veriyor. Benim önyargılarım kırılıyor bu tarz toplantılarla, bir gün bile benim düşüncelerimi değiştirdi. GYV Türkiye?de sessiz bir devrim gerçekleştiriyor. Barış, aynı sofrayı, platformu paylaşmayla, el sıkışmayla, göz göze utanmadan bakabilmeyle oluyor. Bunun yolunu pek çok tepkilere rağmen GYV başarmıştır. Kürt açılımındaki bu gelişme bize ümit veriyor? ifadelerini kullandı.

Haham?dan herşey daha iyi olacak çıkışı

Türk Museviler Hahambaşlığı Müşaviri İzak Kolman ise Osmanlı döneminde Hakimlik bile yaparken sonradan ötekileştirildiklerini kaydetti ve bunu diyalog eksikliğine bağladı. Kolman, ?Önyargıyla yaşıyor ve yaşatılıyoruz ve birbirleri arasında bir ötekileştirme duvar oluşturuluyor. 1995?ten beri farlı din inanç mensuplarıyla bu diyalog başladı ve artık her şey daha iyi olacak, ben buna inanıyorum.?? sözlerini kaydetti.

Süryani Katolik Kilisesi Vakfı Başkanı Zeki Basatemir ise barışında olduğu kavganın da olduğu günlerde bu topraklarda birlikte yaşadıklarını ve kapılarının her zaman kardeşlerine açık olduğunu dile getirdi. Barış süreci ve bu diyalog faaliyetlerinden umutlu olduğunu aktaran Bestemir, Artık ötekileştirmenin bitmesi adına fazlasıyla umut taşıdıklarının altını çizdi.

Müftüden tartışılacak açıklama

?Süryaniler bize felsefeyi öğrettiler? diyen Şanlıurfa Müftüsü İhsan Açık ise Süryanileri ziyaret ettiğinde hep bu sebepten ötürü onlara teşekkür ettiğini anlattı. ?Diyalog en iyi savaştan daha hayırlıdır? diyen Açık, sözlerine şöyle devam etti: ?Şanlıurfa peygamberler açısında kültür açışından çok zengin bir kent yeter ki birbirimizi tanıyalım, anlayalım. Diyalog en iyi savaştan daha hayırlıdır. Biz diyalog yapacağız, biz komşu olacağız, biz birbirimizi anlayacağız, iş bizlerde bitiyor.?

Görmez ?den dinlaraarası diyalog olmaz çıkışı

Geçtiğimiz aylarda 4?üncü Semavi ve Evrensel Dinler Kongresi?ne katılmak üzere Kazakistan?a giden giden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez,bir soru üzerine ??Dinler arası diyalog olmaz, din adamları arasında diyalog olur. Yani iki farklı dinden din adamı oturup örneğin çevre ile ilgili, savaşlarla ilgili bir konuyu görüşebilir, bu diyalogdur. Ancak dinler arası diyalog olmaz. Dinler birbirine dönüştürülmez, din adamları dünya ile ilgili yaşanan sorunlarla ilgili sorunlarını tartışır?? cevabını vermişti Alevileri temsilen platforma katılan Şanlıurfa?nın Kısas Beldesi Belediye Başkanı Ali Eröz ise Alevilerin hala çeşitli baskılara maruz kaldığını ileri sürdü. Eröz, Alevilerin camide ibadet yapmaya zorlandığını ve cemevlerinin önünün açılmadığını dile getirdi.

Cargill cumhuriyeti tescilleniyor!

Şeker sektörünü çökertecek proje adım adım uygulanıyor. Meclis?e sevk edilen tasarıya göre Şeker Kanunu?nda köklü değişikliklere gidilerek, ABD?nin küresel gıda şirketi olan Cargill?in kotası yüzde 10?dan yüzde 15?e çıkarılırken, pancar üreticisi tamamen etkisiz hale getirilecek. Sadettin İnan

ABD?nin küresel gıda şirketi olan Cargill?den özür diliyoruz! ?Cargill Cumhuriyeti? ve ?Cargill?e Kota Kıyağı, Çiftçiye Ölüm Fermanı? başlıklı haberlerimizden duydukları rahatsızlıkları dile getirerek bu tür haberleri bir daha yapmamamız için gazetemizi kibar bir dille uyaran Cargill Murahhas Azası Mustafa Sayınataç?tan da özür diliyoruz! Ama bu haberi yapmak zorundayız. Çünkü pancar üreticisi başta olmak üzere 74 milyon ülke insanının; 8 Nisan?da TBMM?ye sunulan Başbakan Tayyip Erdoğan imzalı Kanun Tasarısı?nın içeriğini bilmeye hakkı olduğunu düşünüyoruz. Bu haber sayın Sayınataç?ın da belirttiği gibi Cargll?in marka değerine zarar verecektir ancak ülke tarımının üretim ve istihdamda olmazsa olmazı ve 10 milyon ülke insanın geçim kapısı olan sektörü ithalatçı bir duruma getirecek olan bu ?sinsi? ve ?planlı? adımı Milli Gazete olarak görmezlikten gelmemizi kimse beklemesin.

Üretici saf dışı bırakılacak

Geçtiğimiz Pazartesi günü hükümet tarafından TBMM?ye gönderilen ve şeker sektöründe köklü değişiklikleri öngören Şeker Kanun Tasarısı, pancar üreticisi ve şeker işçisini yok sayarken tatlandırıcılara yani NBŞ?cilere ?yeni? ve ?ayrıcalıklı? kıyaklar getiriyor. Tasarı bu şekli ile yasalaşırsa yüzde 10 olan NBŞ kotası yüzde 15?e çıkacak. Bakanlar Kurulu?nun kota indirme ya da artırma yetkisi kaldırılarak NBŞ?ciler mahkeme kapısından kurtarılacak.

29 Kasım?da duyurmuştuk

Şeker Kanunu?nda yapılmak istenilen bu değişiklikleri 29 Kasım?da ?Cargill Cumhuriyeti? manşet haberimiz ile kamuoyuna duyurmuştuk. Ne yazdıysak doğru çıktı. Bundan 5 ay önceki haberimizde aynen şunları yazmıştık; ?4634 sayılı Şeker Kanunu?nda bazı değişikliklerin yapılması için yapılan çalışmada, NBŞ üretiminde dünya pazarını elinde tutan ABD?li Cargill firmasına tanınan ?kotada? Bakanlar Kurulu?nun yüzde 50 artırma veya eksiltme yönündeki yetkisi kaldırılmak isteniyor. Böylelikle NBŞ?de yüzde 10 olan kotanın üstüne çıkılarak Cargill?in de mahkeme kararları ile uğraşmasının önüne geçilecek?

Niyetleri Cargill?i korumak

Şeker Kanunu?nda yapılacak olan değişikliklerde, sektörün günümüze uyarlanması gerekçe gösterilse de asıl niyet; mısır şurubundan yapılan NBŞ?cilerin yani Cargill?in sektördeki payını artırarak kanunla bunların garanti altına alınması amaçlanıyor. Tasarının her maddesi incelendiğinde bu net bir şekilde görülüyor. Tasarıya göre mevcut Şeker Kurumu kapatılarak yerine Şeker Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu?nun kurulması öngörülüyor. Şeker Kurumu?ndaki 7 üye sayısı yeni kurulacak Denetleme Kurumu?nda 5?e indirilecek. Sektörde başta kotalar olmak üzere önemli kararlarla yetkilendirilecek olan Denetleme Kurumu?nda pancar üreticisinin hiçbir etkinliği olmayacak.

Özelleştirme sonrası bile düşünülmüş!

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi her ne kadar Başbakan Erdoğan tarafından iptal edilse de tasarıda öyle maddeler var ki, görenleri hayretler içinde bırakıyor. Tasarıda sadece bugün değil, eğer başarılabilirse şeker fabrikalarının özelleştirildikten sonraki süreçler bile düşünülmüş. Şöyle ki; şeker fabrikaları pancardan yeterince şeker üretemezse NBŞ?nin kotası piyasadaki arzı karşılayacak şekilde artırılacak. Yani yüzde 15?in de üzerine çıkılacak. Peki, Türkiye bugüne kadar şekerde bir arz sıkıntısı yaşamamışken neden böyle bir tedbir alınmak isteniyor? Çünkü şeker fabrikalarının özelleştirilmesi planlanıyor. ?Arz sıkıntısı tedbiri de? tamamen şeker fabrikalarının özelleştirmesinden sonraki durum düşünülerek tasarıda yer almış durumda.

Tasarı bu şekliyle yasalaşırsa Şeker Kurumu?nun yerine kurulacak olan Şeker Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu?nda temsil edilecek olan sektör temsilcilerinin belirlenmesinde pancar üreticisinin hiçbir etkinliği olmayacak. Denetleme Kurumu?nda pancar üreticisini temsil edecek olan üye bile Pankobirlik tarafından değil Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yüzde 10 olan NBŞ kotalarının her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla artırılmasının yerli üretime büyük darbe vurduğu yönündeki Başbakanlık Denetleme Kurulu Raporu?nun da tasarıda resmen yok sayılması dikkat çekti. Raporda Bakanlar Kurulu?nun artırma yetkisine bile karşı çıkılırken, şimdi bu oranın kanunla artırılacak olması manidar bulunuyor.

Yasalaşırsa kim kazanacak?

Bu sorunun cevabı tasarının kim için hazırlandığını da ortaya koyuyor. Mevcut durumda üretim maliyetlerinin 3 katı bir karlılığa sahip olan NBŞ firmaları, pazar paylarının artmasından dolayı tatlı karlarına tat katacaklar. Peki, kim kaybedecek? Pancar üreticisi. Neden? Çünkü pazar payları daralacak. Daha az ekecekler, daha az kazanacaklar. NBŞ kotasının yüzde 15?e sabitlenmesiyle birlikte her yıl 900 bin ton pancar ekilmeyerek 125 bin ton daha az şeker üretilecek. 10 bin pancar üreticisi de üretimden elinin tamamen çekecek. Yan sektörlerdeki kayıplar bir tarafa sadece pancar üreticisinin tarımsal hâsıladaki kaybı her yıl 100 milyon doları bulacak.

Hukuk mücadelesi veremeyecek

Bilindiği üzere yüzde 10 olan NBŞ kotasının her yıl Bakanlar Kurulu kararıyla artırılması Şeker-İş Sendikası tarafından mahkemeye taşınıyordu. Şeker-İş Sendikası, açtığı davalarda biri hariç hepsinde haklı bulunmasına rağmen mahkemenin kararları kampanya döneminin sonuna kalmasından dolayı uygulanamıyordu. Mahkemelerin NBŞ?cilerin aleyhinde verdiği kararlar uygulanmasa da Cargill başta olmak üzere NBŞ?ci firmalar mahkeme koridorlarında uğraşmak zorunda kalıyordu. Şimdi yeni dönemde NBŞ?ciler bundan da kurtulmuş olacak. Çünkü kimse AB?nin 7 katına çıkarılacak olan NBŞ kotasını mahkemeye taşıyamayacak.

Pankobirlik: Hayal kırıklığına uğradık

Şeker sektörünün en önemli aktörü olan Pankobirlik, yerli üretime büyük bir darbe vuracak olan tasarıyı sert bir dille eleştirdi. Pankobirlik?ten yapılan açıklamada, tasarının büyük bir sürpriz olduğunu ve üreticiyi hayal kırıklığına uğrattığı kaydedildi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.