Sezai Karakoç'un Necip Fazıl Değerlendirmesi
Sezai Karakoç'un Necip Fazıl Değerlendirmesi
İslam, Onun için egzistansiyel bir sorundu. Var olmak ve yok olmak sorunuydu. hem kendisi, hem toplum için. Bu yüzden, hem kendi nefsiyle, hem karşı düşüncelerle savaştı.
Üstad Necip Fazıl'a rahmet diliyoruz.
Onunla ilgili olarak 1983'te, vefatının hemen ardından, üstad Sezai Karakoç'un yazdığı bir yazıdan bir paragrafı alıntılayarak Necip Fazıl'ı rahmetle anıyoruz:
"1930'lardan sonra şiirde, romanda ve felsefede mistik eğilimler başgöstermişti. Bunları Peyami Safa'da, Necip Fazıl ve o günün şairlerinde görebiliriz.
Unsurlar halinde doğu-batı sentezi cinsinden düşüncelere de rastlanabilir. Yahya Kemal'in sohbetinde de bu nevi düşünceler vardır.
Ancak İslam idealini tüm bir tez olarak alıp savunan kimse yoktu.
Halk, İslam'ı yaşıyordu kendi gücünce. Din alanı bilginleri vardı.
Fakat, entellektüel planda artık gizli açık başka tezler savunuluyordu.
İşte, Türkiye'de, entellektüellerin İslam'a dönüp bakmaları gerektiğini çağımızda ilk haylkıran ve tezini sistemleştirmeye çalışan ilk O oldu diyebiliriz.
İslam'ı çağımız insanı için de, gelecek zaman insanı için de yaşanacak bir hayat tarzı olarak seçmemiz gerektiğini O söyledi.
O, bunu bir bilim konusu gibi değil, canlı bir savaşım şeklinde sürdürdü.
Yani, İslam, Onun için egzistansiyel bir sorundu. Var olmak ve yok olmak sorunuydu. hem kendisi, hem toplum için. Bu yüzden, hem kendi nefsiyle, hem karşı düşüncelerle savaştı.
Bütün bunlar gözümüzün önünde oldu.
Ve derken, bu egzistansiyel kaygı topluma aşılandı."
(Sezai Karakoç; Gün Saati, s. 257)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.