..şer karşısında boyun eğmeyen insan...

Batının İslam?a karşı takındığı düşmanca tavırlarının genel sebepleri nelerdir? Bazı Müslümanlar bu düşmanlığı eski haçlı zihniyetinin bir uzantısı olarak ele alır. Diğeri ise İkinci Dünya Savaşından sonra Oryantalistlerin İslam?ı daha iyi takdir ettiklerini, onun tarihi rolünü anlayıp sempati duydukları görüşündedirler.

Fakat acı hakikat, durumun bunun aksi olduğu yolundadır. Neden? Bu tutumun iki önemli sebebi vardır. Tarihî ve felsefî:

Birincisi; İslam, batı medeniyetinin, tarihte karşılaştığı yegâne ciddi rakip olmuştur. Bin yıldır Avrupa Hıristiyanlığı ve İslam, kıyasıya bir ölüm kalım savaşının içinde olmuşlardır. Batının İslam?dan korkup nefret etmesinin sebebi İslam?ın Batı?yı ayakta tutan temel prensiplere meydan okumasıdır. Her ne kadar bugün Müslümanlık, ekonomik, siyasi ve askeri alanda güçsüz geri kalmış ve dağınık haldeyse de bugün Batı, bizim (zaten mevcut olmayan) aktüel gücümüzden çekinmemektedir. Fakat onların korktuğu, Müslümanların potansiyel gücüdür. Batıda süper güçlerin en telaş ettiği husus, beklenmedik bir anda etkin bir İslam Devletinin kurulması ve Birleşik İslam Blok?udur.

İkincisi; İslam?ın Batı?ya meydan okuması sadece siyasi alanda değildir. Ayrıca itici gücünü İlahî Vahiy?den alan ulvî idealdir. Bu ideal Batı medeniyetinin temel taşını oluşturan seküler hümanizm felsefesinin tahrip edilmesi demektir. Bugün ideolojik sahada yapılan mücadele ateizm, agnostisizm, materyalizm doktrinleri ile İlahi vahiy arasında cereyan etmektedir. Yine bugün ideolojik mücadelede oryantalistler, İslam ülkelerinde ?İslam?ın modası geçmiş bir orta çağ dini? olduğunu propaganda etmeyi en mühim bir görev kabul etmişlerdir.

Onlar yeni yetişen Müslüman neslin ?gelişme? aldatmacasına inandıkları takdirde materyalistik bakış açısında başka alternatif bulamayacaklarından emindirler.

Oryantalistlerce yazılan kitapların dörtte üçü, değişik ülkelerde Müslümanların modernizasyonunu ele almıştır. Oryantalistler, bizi aldatmak için eserlerini gayesi İslam?ın çağdaş ve realist bir incelemesi olduğunu söyleyip Batılı kurumlar tüm gayretlerini ?Orta Doğu?nun modernizasyonu? hakkında sayısız seminerler vererek, kitap ve dergi makaleleri yayınlamak yoluyla dünya çapında önemli bir mevzu haline getirerek, İslam kültür ve tarihinin kıymetli eserlerini arka plana atmışlardır. Sonuç ise bir oryantalistten diğerine çok az değişen basmakalıp düşünceler, sathilik ve monoton bir edebiyat oluşumudur.

Çözüm yolu, tabii ki, materyalizm ve sekülarizmin hatırı için İslam?ın tamamıyla reddedilmesidir.

Bu yazarlar, kendilerini tamamen Siyonizm?e adamış, İsrail çıkarını ön planda tutan, Batı ve Amerikan sömürü sistemi kurmuşlardır. Bu fravunî davaya çok önemli hizmet etmiş birkaç kitap isimleri hatırlatalım?*

Evet. Yazarlara göre çare ise, tabii ki laikliği ve materyalizmi benimsemek, İslam?ı dışlamak. Onlara göre İslam açıkça şekilci, hurafeci, tahakkümcü, gerici ve kaba bir sistem olup, hükümlerinin reel hayatla hiçbir ilişkisi yoktur. İslam prensiplerinin siyasete uygulama çabalarının ütopya olduğunu iddia ederler.

İslâmî hayat tarzının insanlık için ne denli zararlı oluşunu göstermek için yaptığı bu teşebbüslerden sonra, İslam dünyasının geri kalmışlığını, durgunluğunu ve bozulmuşluğunu ayıplar.

1798?de Napolyon?un Mısır?ı işgal etmesiyle başlayan batılılaşma hareketleri, Muhammed Ali Paşa ülkenin ekonomik ve siyasi idaresini, inkılâplarla değiştirdi. Bunu Hidiv İsmail Paşa?nın kültürel olarak batılılaşma tescili olarak da Kahire?de Muhteşem bir Opera binası inşa ettirmiştir. Şeyh Muhammed Abduh?un (1849?1905) özür dileyici tutumu ve onun talebesi Şeyh Reşit Rıza?nın (1865-1935) İslam?ı modern hayata uydurma düşünceleri ele alırlar.  Nasyonalist Lütfi Seyyid?in Mısır?lı vatandaşlarını İslam?ı inkâr etmeye çağırır?

Ve? feminizm şampiyonu Kasım Emin, Latin alfabesinin Arapçaya uyarlanmasını savunan Abdülaziz Fehmi, Kavmiyetçi Sa?d Zağlul, kör entelektüel Dr. Taha Hüseyin?in gelişme sürecinde çok emek sarf etmişlerdir?

İhvan?ın fedakâr yazarları Dr. Said Ramazan, Şehid Abdulkadir Udeh, Şehid Seyyid Kutub, Şeyh Hasan el-Benna gibi aydın, sanat ve edebiyatçılara baskı kurarak susturma gayretleri, 1952?de yapılan askeri darbeyle Müslüman aydın ve halklarını ezerek Nasır rejim kurulmuştur. Böylece Oryantalistler fravunî oyunu sahnelenmiş oldular?

?Keşke Mısır İslamî geçmişiyle bağlarını bir koparabilseydi; diğer tüm olumlu gelişmeler bunu izleyecekti.?adlı oyun sahnelerde ancak yarım asır devam edebildi. Savundukları seküler-hümanizmin bir çıkmaz sokak olduğunu fark ettiler. Artık dünya insanları biliyor ki; Batının nihilizm, opportunizmv(fırsatçılık) ve materyalizm hiçbir zaman siyasi istikrar, sosyal refah ve insani ilişkiler için temel felsefe olamaz.

Mısırdaki ve dünyadaki şuurlu Müslümanlar anladılar ki batıdaki sosyal parçalanmasının en önemli sebebi hiçbir mukaddes değere saygı duymayışıdır?.

Evet. Bu zorunlu batılılaşmanın en son meyvesi 1978?de İsrail?de Mısır?ın imzaladığı Camp David anlaşmasına göre Mısır, tamamen Amerika?nın ekonomik, siyasi ve Askerî hâkimiyeti altına girmişti?

Bakalım şimdi ki plan nasıl işliyor?

ABD ve Avrupa istikrarsızlıklardan beslenir.

ABD?nin girdiği her yerde özgürlükleri sonsuza kadar boğan sistem kurulmaktadır.

Wikileaks in son belgeleri ise Mısır daki sokak hareketlerinin ABD tarafından finanse edildiğini gösteriyor. ABD Büyükelçiliğinden Washington a gönderilen belgeler, ABD Uluslararası Gelişim Ajansının USAID 2008 de 66.5 milyon, 2009 da ise 75 milyon dolarlık yardımlarla Mısır?daki siyasi gruplara destek verdiğine işaret ediyor.

Yani Walker e göre; Bu sözde devrimleri bizim kışkırttığımız bu kadar da açık edilmesin! Devrim için gösteri yapan insanları, Tunus un, Mısır?ın ezici çoğunluğuna karşı güç durumda bırakıyorsunuz!

Bütün veriler, Tunus, Mısır, Cezayir, Ürdün, Yemen hatta Suudi Arabistan da başlatılan bu sözde demokrasi, değişim sözcüğü hareketlerinde, SSCB yi Yugoslavya?nın çökertilmesi ve parçalanmasında kullanılan yöntemlere başvurulduğunu gösteriyor.

ABD?nin Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesinin başarısız olmamıştır, rafa kaldırılmıştır.

Bunları yazanlar, çizenler, konuşanlar, Türkiye yi uyutmaya çalışıyor.

Kalkan üçgeni (İsrail-Kürdistan-Ermenistan), şer kalkanı parçalanmadan bu coğrafyada ve dünyada huzur bulunmaz?

Eğer insanda Allah korkusu yoksa güçlüyü, zayıfı ezmekten alıkoyacak hiçbir şey de yoktur?

Rahmetli Erbakan?ın G8 projesi önemini bazıları yeni anlamaya başladılar?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin hainliklerini anlatmakla geçti ömrü?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin ikiyüzlülüklerini anlatmakla geçti ömrü?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin haçlı zihniyetini anlatmakla geçti ömrü?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin zulüm ve eziyetlerini anlatmakla geçti ömrü?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin AB, Gümrük Birliği Hıristiyan kulübü olduğunu anlatmakla geçti ömrü?

Rahmetli Erbakan, Siyonistlerin korkulu rüyası, cihad?ı yapmakla geçti ömrü?

Allah Rahmet eylesin Erbakan hocama, bütün ömrü İslam?a hizmetle geçen dava insanına en kalbi dualarımla?

Yalnız Allah?a kul olmayı İslam yüceleri bağımsızlığın ideal şekli olarak tarif ederler. Çünkü yalnız Allah?a kul olanlar; hiçbir şer karşısında boyun eğmez?

Allah önünde eğilen başlar tüm menfaatler karşısında dimdik olmalıdır?

Mehmet Yürekli, 27.02.11, Adana

* Siyasi Cemiyetin İncelenmesinde Mısır, 1804?1952, Nadav Safran, Harvard Ünv. Pres. Cambridge, 1963.

ABD. ve İsrail. , Nadav Safran, Harvard Ünv. Pres. Cambridge, 1963.

Mısır?da Modernizm ve İslam, , Charles Adams, Harvard Ünv.Yayınları, Londra, 1933.

Lİberal Çağda Arap Düşüncesi, Albert Hourani, Harvard Ünv. Yayınları, Londra, 1962.