Sait Özdemir: Hayatın anlamı hayata bir anlam vermektir..

Hayatın anlamı hayata bir anlam vermektir..

“Hayatın anlamı hayata bir anlam vermektir.” Ken Hudgins

Toplum olarak son zamanlarda birçok problemlerle karşı karşıya kaldık. En son çıkan salgın hastalık galiba bu problemlerin hepsini bize unutturdu. Korku ve kaygılar, anlamsızlık duygusu güçsüzlük ne olacağını bilememe gibi duygular yavaş yavaş dayanılmaz bir duruma dönüşmeye başlayacak gibi. Büyük bir travmatik durum ortaya çıkıp insanlık bu problemler nedeniyle birtakım ruhsal ve bedensel problemler yaşamaya başlayacak gibi görünüyor. Tabi ki olaylara hep negatif bakmamak gerekir. Nietzsche’nin "Bizi öldürmeyen şey güçlendirir" sözünü de dinlemek gerekir.

1990’lı yılların ortasında, psikologlar Richard G. Tedeschi ve Lawrence G. Calhoun Travma Sonrası Büyüme Envanteri’ni kullanarak travma sonrası büyüme konusunda bir araştırma yaptılar. Başından travmatik bir olay geçen ve bu olay esnasında acı çeken insanların yüzde 90’ının travma sonrası büyümenin en az bir belirtisine sahip olduklarını buldular.

Aslında travmanın insan üzerinde olumlu bir takım davranışlar oluşturduklarını da keşfettiler. Hani bizde bir deyim vardır.” Bir musibet bin nasihatten evladır” diye.

Yapılan çalışma ve araştırmalar sonrası:

Ortaya çıkan travmaların kişinin ortama adapte olma, dünyayı anlama ve kaybın acısıyla yüzleşme yeteneğini test ettiğini.

Tüm bu koşullar derin anlamı olan bir kişisel değişim sürecine katkı sağladığını.

İnsanların daha önce mümkün görünmeyen ya da ortada olmayan yeni fırsatları keşfettiğini.

Diğer insanların çektiği acılarla daha iyi empati yapabilme olarak kendini gösteren, başka insanlarla daha iyi bağlantı kuruyor olma hissini.

Kendi kendine yetebilme duygusunun güçlenmesi, eğer bunu aştıysam her şeyi aşabilirim gibi hissetmelerini.

Genel olarak hayata karşı şükran duyma hissinde artış, daha önce çantada keklik gibi görülen şeylerin daha çok değerini bilebilmek.

Bir kişinin inanç sisteminin yeniden tanımlanmasını ya da değişmesini de kapsayacak şekilde daha derin bir ruhsal bağlantıya ya da amaca sahip olma hissini geliştirdiklerini gözlemlemişlerdir.

Atalar nur içinde yatalar ne güzel demiş. ”Her şerde vardır bir hayır”

yazının devamı..