Sait Özdemir: Dost daima yanında kalandır.
20. yüzyılın en güçlü Fransız yazarlarından biri olan Albert Camus, un hoşuma giden güzel bir sözü var der ki,
“Önümden gitme seni izleyemeyebilirim. Arkamdan da gelme yol gösteremeyebilirim.
Yanımda yürü ve yalnızca dostum kal.”
Ne kadar doğru bir söz değil mi değerli dostlar. Bugünlerde ne kadar da çok böyle bizimle birlikte yanımızda yürüyecek dostlara ihtiyacımız var.
Ne yazık ki üzülerek belirtmeliyim ki, kırk yıllık dostların birbirini yok saydığı, selamı bile esirgediği günleri yaşıyoruz. Hesap yapmaktan, çıkar ilişkilerini izlemekten dostluk kurmaya zaman ayırmayanların sayısı gün geçtikçe hızla artıyor.
Bu yüzden yaşadığımız yüzyılda sahip olduğumuz en büyük lükstür dostluk.
Romalı ünlü bilim ve devlet adamı Cicero dostluğu, “Karşılıklı doğal çekime ve erdem sevgisine dayalı, karakter benzerliğinden kaynaklanan samimi bir ilişki” olarak idealize eder ve “Kutsal ve insani her konuda tatlı bir duygu birlikteliği içeren ve bunu nazik duygular ve bağlılığın da eklendiği bir ilişkidir,” şeklinde tanımlar.
Derdim yoktu, dostlarım çoktu, ne zaman derdim var dedim yanımda kimse yoktu demek istemiyorsan kendine gerçek dostlar edinmelisin.
Atalar nur içinde yatalar ne demiş?
“ İnsanları tanımak için ya yolculuk yapacaksın, ya alışveriş yapacaksın, ya sırrını paylaşacaksın, ya komşuluk yapacaksın ya da bir felaket yaşayacaksın” ancak o zaman yanındakinin dost mu değil mi olduğunu anlayacaksın.
Yazıma Hz Mevlana’nın şu güzel sözleriyle son vermek istiyorum
“Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin. Dost değilse, hiç bekletme yol ver gitsin’
Sonuç olarak, her insanın hayatında en azından bir yahut iki tane olmasını dilediğimdir.
Çok olmasına lüzum yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.