Sait Özdemir: Değerlerini kaybedip, değersizleşmek

Sait Özdemir: Değerlerini kaybedip, değersizleşmek
Her şeye rağmen umudu kesmemekte fayda var, bugün hala bu topraklarda yaşıyorsak bunu taşıdığımız güzel değerlere borçlu olduğumuzu unutmamamız gerek.

Konfüçyüs’ün, “Gösteriş, bir insanın kültürel zayıflığını yansıtma halidir’ der.

Yıllar yılı süregelen ve hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen tüm değerlerimizin çok büyük bir hızla itibarsızlaştırılıp değersizleştirildiğine şahit oluyoruz.

Bu aralar toplumun bazı kesimlerinde süregelen bir davranış şekli var, değerli olan her şeyi aşağılamak, yok saymak gibi.

Unutmayalım ki, değerlerimiz aşağılanmakla, yok sayılmakla değersizleşmiyor.

Mutsuzluktan beslenen bir grup insan insani olan değerlerini birer birer kaybediyor, üzülerek görüyoruz ki bu insanların insani değerleri de paramparça olmuş durumda.

Toplumumuzda dini, ahlaki, geleneksel, örfü, tüm değerler parçalanmış dört bir yana savrulmuş, değerler birbiri ardına iflas etmiş, kokuşmuşluk ve çürümüşlük hızla yayılmaya başlamıştır.

Bu durum birazda teknolojinin hızlı gelişimiyle orantılı olarak farklı yaşam biçimlerinin de ortaya çıkmasına sebep oldu. Tüm bu durumlar günümüz insanlarını gittikçe yalnızlaştırılmaya yalnız bırakılmaya mahkum etti.

Televizyonlardaki dizilerde, tiyatrolarda, sinemalarda kısacası yaşamın her alanında bireysellik ön plana çıkarılmış insanlar yalnızlığa özendirilmiş egoları şişkin bireyci bir toplum inşa edilmiştir.

Medeni bir toplum oluşturma gayretini değerlerin zayıflamasının ve ortadan kalkmasının en büyük nedenlerinden biri olarak bireyci toplum olmamız önemli bir rol oynamıştır.

Medya ve kitle iletişim araçlarının empoze ettiği bireysellik akımı artık insanların yalnız başına bir evde ölmelerine işin daha kötüsü bu ölümlerden günlerce kimsenin haberi olmamasına yol neden olmuştur. Ne kapısını çalan biri, ne de bir tas sıcak yemek veren bir bir komşu yoktur artık.

Tüm bu olaylar sonucu yalnızlaştırılan, tek başına yaşamaya sürüklenen hatta buna zorlanan insanlar alışık oldukları toplumsal yaşamdan bireysel yaşama döndürüldüklerinde şaşırıp kalmış adeta sudan çıkmış bir balığa dönmüşlerdir. Evlenen genç çiftlerin yanında deneyimli tecrübeli büyükleri olmadıklarından nasıl davranacaklarını bilmedikleri bir mesele önlerine geldiğinde sorup danışacakları kimseleri olmayan gençler internet sayfalarından elde ettikleri yalan yanlış bilgilerle meselelerine çözüm aramaya başladılar.

Kaybettiğimiz değerlere yeniden sarılmak için her şeye rağmen geç kalmış sayılmayız.

Her şeye rağmen umudu kesmemekte fayda var, bugün hala bu topraklarda yaşıyorsak bunu taşıdığımız güzel değerlere borçlu olduğumuzu unutmamamız gerek.

Ve kuşkusuz, “Bir toplum kendi nefislerinde olanı değiştirmedikçe, Allah onlarda olanı değiştirmez!” (Ra’d, 11) ayetinin verdiği mesaj bireyden başlayan değişimin topluma yansıması dileğimle.

yazının devamı..

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum