Psikoterapist anne, kızının rahatsızlığı üzerine kekemelik konusunda yıllarca araştırma yaptı

Psikoterapist anne, kızının rahatsızlığı üzerine kekemelik konusunda yıllarca araştırma yaptı
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, heceleyerek konuşma tekniği sayesinde sorunun kısa süre içerisinde büyük oranda çözüme kavuştuğunu tespit etti.

- Kızının küçük yaşta geçirdiği kekemelikten yola çıkarak araştırma yapmaya başlayan, ardından bu sıkıntıyı çekenlerle terapiler gerçekleştiren Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, heceleyerek konuşma tekniği sayesinde sorunun kısa süre içerisinde büyük oranda çözüme kavuştuğunu tespit etti.

- Öztanrıöver, kekemelik sorunu yaşayan daha fazla kişiye ulaşabilmek amacıyla çalışmalarını ailelere ve psikoterapistlere yol gösterici yönergelerin yer aldığı kitapta topladı

ADANA (AA) - Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sümer Öztanrıöver, kızının küçük yaşta geçirdiği kekemelikten yola çıkarak yaptığı araştırma ve uzun yıllar süren bireysel ve grup terapileriyle bu sorunun heceleyerek konuşma tekniğiyle büyük oranda çözüme kavuştuğunu belirledi. 

Öztanrıöver, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu an 25 yaşında olan kızının 2,5 yaşında kekelemeye başladığını söyledi.

Psikiyatri asistanlığı yaptığı süreçte ortaya çıkan bu sorunun çözümü konusunda çok kaygılandığını ve hemen hocasına başvurduğunu aktaran Öztanrıöver, bunun için sadece "çocuğun konuşmasını düzeltmeyin, hiçbir şey yapmayın, bekleyin düzelir" yanıtını alması üzerine daha çok kaygılandığını, çünkü bunların bir kısmının kalıcı halde geldiğini bildiğini kaydetti.

Öztanrıöver, kızının kekemeliğinin yaklaşık 2 aylık sürecin ardından geçtiğini, ancak bu sefer kendisinin bu konuda merakının başladığını belirtti.

Kekemelikle ilgili araştırma yapmaya, ardından da bu sorunu yaşayan bireylerle görüşmeye başladığını dile getiren Öztanrıöver, "Kızım kekelemeye başladığında o an dehşete düşmüş ve kalıcı olmasından korkmuştum. Hiçbir şey yapmadan beklemek, gerçekten kötü günlerdi. Şanslıydık ki çocuğumun kekemeliği bir süre sonra düzeldi. Bu sefer benim merakım başladı, 'neden başlıyor ve neden geçiyor.' Daha sonra kekemeliği olan kişilerle çalışmaya, araştırmalara başladım. En merak ettiğim soru, bu kişiler yalnızken kekelemiyor, insanların yanında kekeliyor. Bu bedensel bir hastalık olsa her yerde kekelemeleri gerekir diye düşünerek, tesadüfler birbirini kovaladı." diye konuştu.

Kekemeliğin bir insanın hem ruhsal hem eğitim hayatını sakatlayan bir durum olduğunu belirten Öztanrıöver, bu süreçte kekemeliği olan insanların acılarına şahit olduğunu kaydetti.

Kekemeliği başladığı noktada bitirebilmek ya da başlamadan engelleyebilmek için çocuklarla ilgili araştırma yapmaya başladığını anlatan Öztanrıöver, şöyle devam etti:

"Çocuklarda yüzde 25 oranında konuşmada akıcılık kusurları görüyoruz. Bunların yüzde 1'i de kalıcı kekemelik olarak devam ediyor. Birkaç veriyi bir araya getirdim, Çocuklarda problemimiz hızlı konuşmak. Beyin gelişimi ile motor gelişim, yani konuşma eş zamanlı değil. Motor daha geri dolayısıyla kilitlenme oluyor. Çocuklarda en büyük stres, hız stresi. Çocuklar bir de taklitle öğrenir. Örneğin, hiç eğilimi olmayan bir çocuk, kekemeliği olan biriyle yaşadığında kekelemeye başlıyor. Dolayısıyla kekemeliği öğreniyor. O zaman neden düzeltemiyoruz diye düşünmeye başladım. Ebeveynlere heceleyerek konuşma tekniğini öğrettim. Anne babalardan hem çocukla hem birbirleriyle olan konuşmalarını hecelemelerini istedim. Çocuk, yoğun bir şekilde buna işiterek dolaylı olarak maruz kaldı. Bu tekniği kullanmaya başladıktan sonra birkaç günle birkaç hafta içerisinde inanılmaz bir şekilde düzelmeler ortaya çıktı."

Öztanrıöver, uyguladığı tekniği bu sıkıntıyı çekenler başta olmak üzere meslek grubuyla da paylaştığını, onlardan da tekniği uygulayanlardan olumlu geri bildirimler aldığını, ardından da daha fazla kişiye ulaşabilmek adına kitap yazmaya karar verdiğini söyledi.

Psikolojik danışman Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez'in de katkısıyla yazdığı "Kekemelik Aşısı" adlı kitabının yaklaşık 22 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu dile getiren Öztanrıöver, kitapta anne babaların yanı sıra terapistlerin de uygulayacağı önerilerin yer aldığını kaydetti. 

Öztanrıöver, kitabın ayrıca büyük çocuk ve yetişkinlerde kullanılacak şekilde her yaş grubunda uygulanabilecek önerileri  de içerdiğini ekledi.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.