PKK'yla ilgili şok veri

PKK'yla ilgili şok veri
Bugün Yazarı Adem Yavuz Arslan, PKK'ya katılımlarla ilgili şok veriyi açıkladı...İşte o yazı...30 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olmamıza...


Bugün Yazarı Adem Yavuz Arslan, PKK'ya katılımlarla ilgili şok veriyi açıkladı...

İşte o yazı...

30 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olmamıza rağmen PKK ile ilgili elle tutulur çok az bilimsel çalışma var.

Birçok analiz; genel algılar, yaygın kanılar üzerinden yapılıyor. Hal böyle olunca da sağlıklı sonuçlara ulaşmak pek mümkün değil.

Mesela PKK'ya katılımlar bizzat Genelkurmay Başkanları ya da Cumhurbaşkanı seviyesinde ele alınan dikkat, çekilen bir konu.

Ancak bireylerin mikro hikayelerine odaklanan alan çalışmaları yapılmamıştı.

Bu açıdan Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçları Araştırma Merkezi'nin (UTSAM) son saha çalışması çok ciddi bir kaynak. İki yıl boyunca, 15 ilde yüz yüze mülakatlar ve PKK'ya katılmış militanların bireysel dosyalarının tek tek incelenmesi ile elde edilen veriler terör örgütü üzerine kafa yoran herkesin elinde bulunmalı.

Çalışmaların detaylarına baktığımızda ilk dikkat çeken şey şu: PKK ile ilgili genel kanıların büyük bir kısmı yanlış.

Yanlış kanılar, algılar üzerine üretilen politikalar da doğal olarak sonuca götürmüyor.

En başta terör örgütlerinde militan kimlik inşa süreçleri makro ölçekten çok mikro düzeyde, yani bireysel yaşam hikayeleri ile şekilleniyor. Bu nedenle terör sorununun doğru anlaşılabilmesi için bireylerin örgüte katılım aşamasındaki sosyo-psikolojik durumlarının dikkatle incelenmesi gerekiyor.

Örgütün değişim sürecini anlamadan strateji üretilemez

UTSAM'ın çalışması bugünlerde çok tartıştığımız bazı konularla ilgili cazip veriler içeriyor. Özellikle de basın özgürlüğü ya da yeni yargı paketlerinin içeriği hakkında. Malum olduğu üzere PKK 2000'li yılların başından itibaren varlığını devam ettirebilmek için örgütlenme modellerinde değişikliğe gitti.

2002 yılında KADEK ve 2003 yılında KONGRA-GEL adında yeniden örgütlendi.

4 Nisan 2005'ten sonra 'yeniden PKK' modeline geçti. 2007 sonrası ise KCK ön plana çıktı. Bu açıdan kırsal ağırlıklı bir terör örgütü olan PKK'nın KCK yapılanmasıyla aynı anda kentli bir terör örgütüne dönüşmeye çalıştığı görülüyor.

Örgütün yeni dönem stratejisi içinde 'paralel devlet yapılanması' kurumları çok önemli hale geldi.

PKK'ya eleman kazanma yöntemleri içinde KCK yapılanması öncelikli oldu. Bu açıdan son dönemde çok tartışılan 'düz ovada siyaset' kavramını tekrar tartışmakta fayda var.

Okulları yakıyorlar çünkü hedef çocuklar

PKK üyeleri yaş istatistiklerine bakıldığında örgütün yaşlanmaya başladığı gözüküyor. Militanların yüzde 63'ü 30 yaş ve üstünde.

Fakat burada çok önemli bir ayrıntı var.

PKK'lıların %73'ü örgüte 15-21 yaş arasında katılmış. Bireysel hikayelere bakıldığında bunun 10'a kadar düştüğü gözüküyor.

Yani örgütün insan kaynağı büyük oranda çocuklar ve gençlerden oluşuyor.

Taş atan çocuklar, okulların yakılması, öğretmenlerin kaçırılması ve önümüzdeki günlerde istifa ettirilmesi bu açıdan önemli bir stratejiyi yansıtıyor.

Bu arada şu önemli istihbaratı da paylaşalım.

Okulları yakan PKK eğitimi tamamen durdurabilmek için öğretmeleri de silah zoru ile istifaya zorlayacak.

Örgüte katılımlar dikkate alındığında Hakkâri, Şırnak ve Siirt ilk üç sırayı paylaşıyor. Eğitim oranına bakıldığında ise militanların ağırlıklı olarak ancak ilkokula gittikleri ya da hiç okula gitmemiş oldukları ortaya çıkıyor.

Bu veriler ışığında PKK'nın okulları yakıp öğretmenleri kaçırması kendi insan kaynağını sürdürebilmesi için hayati öneme sahip.

Şok veri: Propaganda en etkili katılım sebebi

PKK'ya katılımlar tek tek incelendiğinde örgüte katılımda en etkili sebep örgüt propagandası ve gençlik kolları faaliyetleri çıkmış.

Roj TV ya da PKK'ya müzahir yayın organlarının faaliyetleri, örgüt propagandası yapmanın etkisi gibi konuları bu veriler ışığında tekrar tartışmak şart.

Malum olduğu üzere yeni yargı paketleri hazırlanıyor.

Orada da propagandayı suç olmaktan çıkartacak düzenlemeler olacak. Bir yandan PKK'yı bitirmeye çalışıyoruz ama öbür taraftan örgüte katılımın en güçlü argümanını da görmezden geliyoruz.

Araştırma uzun ve çok ilginç veriler içeriyor.

Bu bilgiler ışığında 'dağın ardına' yeniden bakmak şart. PKK'nın kimlik inşa sürecine ilişkin çok çarpıcı bireysel hikayeler var.

Terör örgütlerinin bireyler üzerinden yaşamlarını sürdürdükleri gerçeği unutulmamalı.

Sivil toplum, üniversiteler, medya ve devletin ilgili kurumlarının bütüncül çabaları sayesinde kazanılacak-etkisizleştirilecek değil- her birey örgütün güç kaybetmesini hızlandıracaktır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.