Eğer sevgi yoksa yarin dilinde,kıvrım kıvrım giden yayla yolunun
Üzeride biten lale ve çiğdemin boyunları bükük kokuları az olur.
Hasretle bakarsa canan pınar a, suy u çağıldayıp billura döner.
Ah dedikçe içim yanar kavrulur, nere de benim mor sümbüllü bağlarım
Enginin den yükseğine çıkınca ,buz bağlamış geçit vermez dağlarım
Karlı dağı seyran ettim gün vurdu.Yel vurdukça meşe ,kayın iniler.
Kır çiçeği gelip halimi sordu dertlerim çağladı bana bir hal oldu.
Sabahleyin seher yeli değince yaşmağını sevdi köylü güzeli ,Yaz gelince
Gönül ona kanınca çekilir dert değil hüznü dağların.
Seher yeli eser kokuları getirir,virane bahçe de bülbül şakımaz
Biçare bülbülü konuktan saymaz,kışı azgın yazı serin dağların.
Yola baktım bir papatya ağlıyor,halin sordum karanfil dedi dağlıyor.
Gül ile nergisin boynu bükülmüş ,yol gözlüyor sevgi diye ağlıyor.
Tepe ye tırmandım,halim kalmadı.Oturdum menekşe derdim dinledi
Mor dağların hüznü bana kalıyor.vadiye sığındım leylaklar sustu
İçimde gelincik sarardı küstü.
Şöyle bir yaslandım yeşil çimene ,hülyalar bir bir yadıma düştü.
Dilimi anladı, ninni söyledi . erguvanlar baş eğerek sallandı.
Uyudum kucağında koku saldı inledi ,sukutta kaybolduk aşkı söyledik
Bak tablo da güzelleri ağlıyor ,pınarda gözyaşı biteviye çağlıyor.
Mor menekşe gönülleri dağlarken yüce dağlar hiç kahrınız çekilmez.
Arı gibi her çiçekten almadan, her vadini her koyağın görmeden.
Çıkıp da zirvende sefa sürmeden.gönül seni nasıl terk eder dağlar.
22.04.2013 Yusuf Ziya Öter
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.