Özelliği toplumu kucaklaması
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'yla ilgili, "Onun en büyük özelliği toplumun bütün kesimlerini kucaklaması" dedi.
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak önerdiği Ekmeleddin İhsanoğlu'yla ilgili "Onun en büyük özelliği toplumun bütün kesimlerini kucaklaması ve hiçbir kesimle ilgili şu ana kadar ve bundan sonra da negatif bir dil kullanmaması. O nedenle biz O?nun cumhurbaşkanlığı adaylığını destekliyoruz" dedi.
İhsanoğlu, siyasi parti ziyaretleri kapsamında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi.
Bazı MYK üyelerinin de hazır bulunduğu salonda basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı adayımızı burada görmekten son derece mutluyuz" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O bilge bir kişi. Siyasetle ilgisi yok ama ülkenin, dünyanın sorunlarını yakından izleyen birisi. Toplumun her kesimi kucaklayacak. Onun en büyük özelliği toplumun bütün kesimlerini kucaklaması ve hiçbir kesimle ilgili şu ana kadar ve bundan sonra da negatif bir dil kullanmaması. O nedenle biz O?nun cumhurbaşkanlığı adaylığını destekliyoruz. Tekrar buraya geldiği için de teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz."
-"Bu uzlaşma giderek büyüyor"
İhsanoğlu da CHP yönetimi, milletvekilleri ve parti mensuplarına adaylığı konusundaki destekleri ve "büyük uzlaşma" için attıkları adımlar nedeniyle teşekkür etti.
İhsanoğlu, "Gerçekten CHP ile MHP arasından başlayan bu uzlaşma giderek büyüyor" dedi.
"Bugün yaptığı siyasi parti ziyaretlerinde de bu uzlaşmanın temelinin ne kadar sağlam olduğunu, atılan adımların bu inisiyatifin ne kadar milli menfaatlere, milli hedeflere uygun olduğunu ve Türkiye'yi büyük bir badireden kurtaracağını gördüğünü" ifade eden İhsanoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin, kutuplaşmak istenilen, cepheleştirmek istenilen, toplumun büyük bir kesiminin ötekileştirmek istenilen günler yaşamaması lazım. Türkiye içeride huzur, dışarıda itibar, yeniden sağlanması lazım ve bu bence her Türk vatandaşının hedefidir. Çok huzursuzluklar, sıkıntılar var, bunları gidermek siyasette alternatif yaratmakla mümkündür. Siyasette alternatif olmadığı zaman demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. O bakımdan ben bu görevi, bu anlayış içerisinde kabul etmiş bulunuyorum."
-"Gizli gündemim yok"-
Herkesin kısa zamanda kendisinden duymak istediği bazı hususlar bulunduğunu dile getiren İhsanoğlu, "Bazı çevreler, beni tanımıyor, onlara tanıtmak benim görevimdir" dedi.
Bazı çevrelerin de kendisini yanlış tanıdığını değerlendiren İhsanoğlu, şöyle devam etti:
"Onların bu yanlışlarını düzeltmem gerekiyor. Bazıları tezvirat yapıyor, onlarla ben hiç meşgul değilim. Ben okur-yazar bir insanım, ilgilendiği konularda fikrini yazan, beyan eden bir insanım. Onun için böyle gizli gündemi olan ve günlük politika peşinde, bir şeye ?ak? deyip ertesi gün ?kara? diyen, pozisyon değiştiren bir insan değilim. Yazılarım mevcuttur, hatta bir kısmı internettedir. Herkes bunlara ulaşabilir. Ben cumhuriyetin kurulu olduğu ilkelere ve anayasada beyan edilen vasıflarına sadık bir Türk vatandaşıyım. Ayrıca Atatürk konusunda, her zaman Atatürk'ün büyük bir milli kahraman olduğuna, İstiklal Savaşı?nı bu ülkeye kazandıran büyük bir insan olduğuna ve Türkiye Cumhuriyeti?nin kurucusu olduğuna ve O?na karşı herkesin saygılı olması gerektiğine inanıyorum."
-"Din ve siyaset işlerinin birbirinden ayrılması lazım"-
Laiklik konusundaki düşüncelerini de açıklayan İhsanoğlu, "Ben bu konuda 'Yeni Yüzyılda İslam Dünyası' adlı kitabımda, 6-7 dile tercüme edildi, orada açıklıkla söylüyorum; din ve siyaset işlerinin birbirinden ayrılması lazım. Ne din siyasete tahakküm etmeli, ne siyaset dine tahakküm etmeli. Bir sahayı diğer sahanın tahakkümüne sokmak iki tarafı da sıkıntıya sokar. Zaten tarihte de bunun yanlış örneklerini görüyoruz. Bugün İslam dünyanın çekmekte olduğu sıkıntıların baş müsebbiplerinden bir tanesi bu dini siyasete, siyaseti dine karıştırmaktır" diye konuştu.
-Irak'taki gelişmeler-
İhsanoğlu, son günlerde "aşırıcılık-radikal gruplarca şiddet kullanarak belli dini anlayışları zorlamak" ve "mezhepçilik" olmak üzere iki meselenin ortaya çıktığını ifade ederken, "Bunlar hakikaten İslam dünyasını perişan eden ve bunların hiçbirisinin doğru bir hedefi bir amacı olan siyasi ve dini hareketler değil, bunlar çoğu karanlık hareketlerdir. Bunlar ne kendi ülkelerine, ne mensup oldukları bölgelere, ne temsil etme iddiasında oldukları dine hizmet ediyorlar. Bütün bu değerlere ters düşen ve o değerleri yerle bir eden hareketlerdir" açıklamasını yaptı.
9 yıl İslam İşbirliği Teşkilatının Genel Sekreteri olarak görev yaptığını, bu sürede şiddetle, aşırıcılıkla ve mezhepçilikle uğraştığını anlatan İhsanoğlu, bu konuda başta Irak olmak üzere gerçekleştirdiği çalışmalardan söz etti.
CHP ve MHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak önerdiği Ekmeleddin İhsanoğlu, Irak'ta siyasilerin, daha önce yapılan çalışmalarla söndürülen "mezhepçiliği" kullanması üzerine bugünkü sorunların yaşandığına dikkati çekerek, "Bugün yine seçimler yapıldıktan uzun bir süre hükümet kurulamadı. Bu sebepten dolayı ve Irak'ta gördüğümüz manzara hepimizin malumudur. O bakımdan aşırılık, mezhepçilik ve dini siyasete alet etmek, siyaseti dine alet etmek hususunda benim fikirlerim çok açıktır" dedi.
Önümüzdeki günlerde temaslarını sürdüreceğini belirten İhsanoğlu, şunları kaydetti:
"Ben herkesten destek istiyorum. Bu büyük uzlaşma hiçbir parti adına değil, evet CHP ve Sayın Genel Başkan bu konuda çok önemli inisiyatif almıştır, çok cesur bir inisiyatif, sorumluluk almıştır fakat bu sorumluluk kendi şahsına ait değildir. Bütün Türkiye'ye ait bir şeydir. Ben şahsen bu teveccühe mazhar olan bir insan olarak bunu memnuniyetle kabul ettim. Biz Türkiye'nin önünü açmak istiyoruz, cepheleşen, kutuplaşan bir Türkiye değil, huzur içerisinde yaşayan bir Türkiye ve yine dünyada itibar gören bir Türkiye yaratmak için bu uzlaşmanın önünü açarak, daha büyük hale getirerek, bu değerlerimizi de gelecek yıllara taşımak için el birliği ile çalışmak istiyoruz."
-Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana ziyaretleri-
İhsanoğlu, kampanya kapsamında Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana gibi "simgesel yerlere" yapacağı ziyaretlerinin anlamının sorulması üzerine ise "Benim esas hedefim Türkiye'nin birliğini, beraberliğini göstermektir. Türkiye büyük bir millet, büyük bir devlet ve uzun tarihi olan bir ülke. Burada asırlar boyu bir arada yaşayan insanların, bugünümüzü biz yapan bu değerlerin hepsinin saygıya değer olduğunu, hepsinin bizim müşterek mirasımızın olduğunu ifade etmek istiyoruz. Onun için bu saydıklarınıza ilave başka yerler de olacaktır. Onların hepsini hep beraber göreceğiz" yanıtını verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.