ÖSYM'den KDK tavsiye kararına ilişkin değerlendirme
ANKARA - SELMA KASAP
ÖSYM Yönetim Kurulunca, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) yönelik tavsiye kararına ilişkin, "Sınav binasına kılavuzda ilan edilen zamanda gelmiş ve sınavla ilgili tüm kurallara riayet etmiş olan adayların herhangi bir mağduriyete uğramasına yol açmadan yeni bir sınavın yapılması mümkün değildir." değerlendirmesi yapıldı.
AA muhabirinin ÖSYM yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Kamu Denetçiliği Kurumunun tavsiye kararına ilişkin ÖSYM Yönetim Kurulunca değerlendirme yapıldı.
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, KDK'nın iki tavsiye kararından birinin, "Kurumumuza başvuran …… ve 117 adayın sınav saatinden önce sınav binalarında hazır bulunmalarına rağmen sınav binasına alınmamalarından doğan mağduriyetlerinin (LYS'ye girmeye hak kazanan öğrenciler açısından yeni mağduriyetlere yol açmayacak şekilde) giderilmesi" yönünde olduğu hatırlatıldı.
"KDK’ya başvuran adayların mağduriyetlerinin giderilmesinden kastın, bu adaylara yönelik yeni bir sınav yapılması ise 117 kişi ve benzer durumdakilere ilişkin bu tavsiyenin aşağıda açıklanan nedenlerden dolayı yerindelik ve uygulanabilirlik ilkelerine uygun olmadığı değerlendirilmektedir." ifadesine yer verilerek, şunlara işaret edildi:
"Tavsiye kararına yerindelik açısından bakıldığında, 15 dakika kuralı, yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, sınav güvenliğinin gereği gibi yerine getirilmesi ve sınav öncesi işlemlerin sınav başlamadan önce tamamlanması gerekçeleriyle hukukun genel ilkelerinden olan gereklilik, elverişlilik ve orantılılık ilkelerine uygun bir şekilde oluşturulmuş, idare tarafından tüm araçlarla kamuoyuna ve ilgililere zamanında duyurulmuş, sınava girecek tüm adaylara da yazılı olarak tebliğ edilmiştir.
Geç kaldığı için sınava alınmama bir ceza olmadığı için konunun cezalara ilişkin yargı kararlarıyla oluşmuş hukuki durum kapsamında değerlendirilmemesi daha isabetli bir yaklaşım olacaktır. Sınava geç kalanın alınmaması durumu, aday bakımından ancak bir ön şartın zamanında yerine getirilmemesinin zorunlu sonucuna maruz kalma olarak değerlendirilebilir. Bu durumda idarenin düzenleyici işlemleri nedeniyle oluşan bir mağduriyetten söz edilemez. Tüm iş ve işlemlerin zamanlı ve disiplin içinde yerine getirilmesini ilke edinen ÖSYM tarafından yapılan genel duyuruların yanı sıra tüm adaylara elektronik onay sistemi ile birebir tebliğ edilen, 'süresi içinde sınav binasına giriş yapmayan adayların sınava alınmaması kuralı', hizmetin gerekleri dikkate alındığında bireylerin eğitim haklarına ölçüsüz müdahale edilmesi olarak kabul edilemez."
Her sınavda muhtemel olaylar
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, milyonlarca adayın katıldığı sınavlarda kusur, ihmal, tedbirsizlik, özensizlik, önem vermeme, yanlış bilme, unutkanlık veya kendi iradesine bağlı olmayan kaza, hastalık, hava koşulları, trafik yoğunluğu gibi nedenlerle sınava katılamayan adaylar bulunmasının, her sınavda muhtemel olduğu anımsatıldı.
Bu ve buna benzer gerekçelerle sınava geç kalan adayların sınava alınmamasının, idare tarafından adayların temel haklardan mahrum edilmesi olarak değil sınava özgü hizmetin gereklerinin bir sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilen değerlendirmede, "Nitekim kamu idarelerine ve yargı mercilerine yapılan hak arama başvurularında, KDK’ya yapılan başvurular da dahil olmak üzere, belirli süreler aranmakta, bu süreler içinde yapılmayan başvuruların işleme alınmaması, Anayasa'nın teminat altına aldığı temel haklardan yoksun bırakılma olarak değerlendirilmemektedir." bilgisine yer verildi.
"Kılavuzda belirlenen zamanda başvurusunu yapmayan veya yapamayan, fotoğraf ve diğer bilgilerini zamanında güncellemeyen, başvuru yaptığı halde ücretini ödemeyen veya ödeyemeyenlere sınava giriş belgesinin düzenlenmemesinin, bütün bunları yapmasına rağmen sınava giriş belgesi ve geçerli kimlikleri yanında olmadan sınav binasına gelen adayların sınav salonlarına alınmaması ile yine kılavuzda belirlenen zamanda sınav binasına gelmeyen veya gelemeyen adayın durumu arasında sebep ve sonuçları bakımından hiçbir fark bulunmamaktadır." vurgusu yapılan ÖSYM'nin değerlendirmesinde, "Bunların hiç birisi adaylara verilen bir ceza olmayıp, adayın kendi ihmal, kusur veya tedbirsizliği nedeniyle, yararlanma kuralları şartları taşıyan herkes için aynı olan haklardan faydalanamamasıdır." ifadelerine yer verildi.
"Mağdur etmeden iki sınav sonucunun birleştirilmesi teknik olarak mümkün değil"
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, şunlar kaydedildi:
"Tavsiye kararına uygulanabilirlik açısından bakıldığında, geç kaldığı için sınava alınmayan adaylar için yeni bir sınavın yapılması halinde, yeni sınavdan geçerli puan alan her adayın 2017 YGS sonuçlarıyla birlikte açıklanan önceki sıralamaya dahil edilebilmesi için, aday sıralamasının tüm adaylar için yeniden yapılması gerekecektir. 15 dakika kuralı nedeniyle sınava katılamadığını belirten adaylara yönelik yeni bir sınav yapılması durumunda kaçınılmaz olarak iki sınav arasında kolaylık-zorluk tartışması ortaya çıkacaktır. İki sınavın tamamen denk kabul edilmesi ancak daha önce benzer aday kitlelerinin katıldığı sınavlarda sorulmuş aynı güçlük ve ayırt edicilik özelliklerine sahip soruların sorulması ile mümkündür.
Ülkemizde sınav soruları, yargı kararları sonucu kamuoyuna açıklandığından, yeni bir sınavın daha önce denenmiş, güçlük ve ayırt edicilik parametreleri belli sorularla yapılması mümkün değildir. Farklı aday kitlesine güçlük ve ayırt edicilik parametreleri belirlenmemiş farklı sorularla yapılacak olası bir sınavın test puanı ortalamaları ile sonuçları açıklanan 2017-YGS test puanı ortalamaları aynı olmayacaktır. Bu yüzden yeni sınavın sonuçlarının diğer adayların sonuç ve sıralamasını negatif yönde etkilemeksizin, yani 2017 YGS ile LYS’ye girmeye hak kazanan adayları mağdur etmeden iki sınav sonucunun birleştirilmesi teknik olarak mümkün değildir."
YGS sınavının bir baraj sınavı olma yanında, aynı zamanda bir sıralama sınavı olduğuna işaret edilen değerlendirmede, sıralama sınavlarında, adayların aldıkları puanlara göre başarı sıralamasına tabi tutulduğu aktarıldı.
Herhangi bir sıralama sınavında başarı sırası hesaplanırken, önce adayların puanlarının hesaplandığı, sonra büyükten küçüğe doğru sıralandığı ve her adaya bulunduğu yer ile ilgili bir başarı sırası verildiği anlatılan değerlendirmede, "Aynı doğru-yanlış sayıları ve puana sahip birden fazla aday olması durumunda, başarı sırası bu adaylar için aynı olmakta, bir sonraki başarı sırası aynı sıraya sahip aday sayısı atlanarak verilmeye devam edilmektedir." denildi.
Bu kapsamda, her adayın sıralamadaki yeri ile kendisinden yüksek puan alanların sayısını tam olarak bilebildiğine işaret edilen değerlendirmede, şu bilgiler paylaşıldı:
"Böylesi bir durumda yapılacak yeni bir sınavın puan ve sıralaması, tüm adaylar için yeniden değerlendirme işlemi yapılmasını zorunlu kılacak olup yeni sınava giren ve puanı hesaplanan her bir aday 2017 YGS sonuçları ile birleştirildiğinde, barajı geçemeyenler de dahil olmak üzere, kendisinden düşük puan almış tüm adayların başarı sırasının düşmesine neden olacaktır. Bu ise başarı sırası değişecek adayların haklı itirazına neden olacak ve yeni sınavla önceki sınavın eşdeğerliği tartışmasına yol açacaktır. Böyle bir durumda kurala uymayan görece az sayıda adayın, kurala uyanların eğitim haklarını ölçüsüz bir şekilde maddi ve manevi olarak olumsuz yönde etkilemesi söz konusu olacaktır. Bu sebeple sınav binasına kılavuzda ilan edilen zamanda gelmiş ve sınavla ilgili tüm kurallara riayet etmiş olan adayların herhangi bir mağduriyete uğramasına yol açmadan yeni bir sınavın yapılması mümkün değildir. Diğer bir konu da olası bir sınavda KDK’ya başvuran adaylar dışında bu saatlerde sınav binası önünde olan tüm adayların kapsanmasıdır ki bu konuda bir kayıt tutulmadığından bu tür durumda olan adayların tam sayısı bilinmemektedir.
Sayılan nedenlerle tavsiye kararında belirtilen '……117 adayın sınav saatinden önce sınav binalarında hazır bulunmalarına rağmen sınav binasına alınmamalarından doğan mağduriyetlerinin (LYS ye girmeye hak kazanan öğrenciler açısından yeni mağduriyetlere yol açmayacak şekilde) giderilmesi'nin, açıklanan bilimsel ve teknik nedenlerle mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir."
15 dakika kuralı devam edecek
ÖSYM'nin değerlendirmesinde, KDK'nın ikinci tavsiye kararının "Sınav saatinden 15 dakika önce sınav binası önünde hazır bulunma kuralının gözden geçirilerek bundan sonraki sınavlarda benzer radikal kararların alınması durumunda ölçülü ve orantılı davranılması ve yumuşak geçiş yapılarak, adayların ve ailelerinin iletişim ve medya araçları ile yeterince bilgilendirilmeleri" ile ilgili olduğu hatırlatıldı.
Merkez tarafından yılda yapılan ortalama 40 sınavın her birinin aday kitlesinin birbirinden farklı olduğunun ve dolayısıyla tüm kuralların her farklı sınava başvuran adaylar için bir ilk olma özelliği taşıyabildiğinin anlatıldığı değerlendirmede, "Bir kural ile ilk kez karşılaşan adaylar her zaman olacaktır." denildi.
Yıllardan beri uygulanmakta olan, istikrar kazanmış ve adayların binaya alınmamasına veya sınavlarının iptal edilmesine yol açan cep telefonu, kol saati gibi yasaklı eşyaları yanında bulundurma, sınava giriş belgesi olmadan sınava alınmayı talep etme, nüfus cüzdanı ve pasaport dışında kimlik belgeleriyle sınava girmeye çalışma gibi kural ihlalleri nedeniyle sınavı iptal edilen adaylara her sınavda rastlandığı vurgulanan değerlendirmede, şunlar kaydedildi:
"İhlalleri azaltmak için kuralların esnetilmesinin veya kaldırılmasının faydalı olmayacağı ve çözüm üretmeyeceği değerlendirilmektedir. Sınavlarda herhangi bir kuralın ihlal edilmemesi ideal olanıdır ancak bu pratikte mümkün olmadığı için ihlalleri en aza indirmeye yönelik caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Kural ihlallerini azaltmanın en etkili yolu, kuralların ayırım yapılmaksızın tüm adaylara aynı titizlikle uygulanması ve bu konuda hiç kimseye veya aday gruplarına istisna tanınmamasıdır.
Tavsiye kararında belirtilen, 15 dakika kuralından herkesin haberdar olabilmesi için yıllara yayılmış bir yumuşak geçişin bu süreçte, ÖSYM'nin yukarıda bahsedilen adayları ve kamuoyunu bilgilendirmelerinin yanı sıra, KDK aracılığı ile de konunun basına geniş ölçüde yansıması sonucu, sınav binalarına soruların cevaplanmaya başlanma saatinden en geç 15 dakika önce gelme gerekliliği artık yeterince duyulmuş olduğu için, uygulamanın öğrenilmesi için yıllara yayılmış bir geçişe de ihtiyacın kalmadığı değerlendirilmektedir. "
Tebliğler internet sitesinden yapılıyor
Değerlendirmede, "gereklilik" ilkesi çerçevesinde ele alındığında, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, teknolojik gelişmeler ve geçmiş sınav uygulamalarından elde edilen tecrübeler ışığında, ÖSYM tarafından her bir sınava özgü hazırlanan kılavuzların sürekli güncellendiği anlatıldı. Bunların, 6114 sayılı kanunun 7'nci maddesinin 5'inci fıkrasına göre ilgili sınavlara başvurular öncesinde adaylara ve diğer ilgililere tebliğ hükmünde olmak üzere resmi internet sitesinden yayımlandığına işaret edildi.
Bu çerçevede, ÖSYM Yönetim Kurulu'nun ilgili kararı ile 2017 yılından itibaren bütün sınav kılavuzlarında yer almak üzere bazı yeni düzenlemeler yapıldığı aktarılan değerlendirmede, bunlardan birinin, sınavlarda soruları cevaplama süresi başlamadan önce sınav salonlarındaki aday ve görevliler tarafından yapılacak iş ile işlemlerin zaman ve sürelerinin dakika cinsinden belirlendiği Sınav Uygulama Talimatı'nın uygulanmaya başlanması olduğu belirtildi.
Bunun yapılabilmesi için, adayların tümünün salonda bulunmasını sağlamak üzere 15 dakika kuralının getirildiği bildirilerek, şöyle devam edildi:
"Buna göre, sınavın zamanında ve hatasız başlatılabilmesi için, adayların sınav binalarına girişlerini, sınav sorularını cevaplama zamanı başlamadan 15 dakika önce tamamlamaları gerekmektedir. Benzer uygulamalar, TOEFL (30 dakika), PISA (20 dakika) gibi yaygın bilinen uluslararası sınavlarda da yer almaktadır. Yüzbinlerce adayın katıldığı, ÖSYM’nin kadrolu personeli olmayan binlerce kamu görevlisinin görev yaptığı, büyük titizlik gerektiren sınav süreci, ancak yoruma ve kişisel inisiyatife açık olmayan kesin kurallarla güvenli ve sağlıklı biçimde yürütülebilmektedir. Bu yüzden, 6114 sayılı kanunun 2'nci maddesi gereği sınav kuralları ayrıntılı biçimde kılavuzlarda ilan edilmekte, bütün görevli ve adayların bu kuralları titizlikle uygulaması istenmektedir. Bir sınavın geçerli sayılmasının ilk ve en önemli şartı, başvurudan başlayarak her aşamada ilgili sınavın kılavuzunda tanımlanan kurallara uygun biçimde sınav sürecinin sonlandırılmasıdır."
"15 dakika kuralı sınav güvenliğini ve adaletini sağlamak için gerekli bir uygulamadır"
Aday ve görevliler için iş ve işlemlerin cevaplama süresi başlamadan tamamlanabilmesinin salondaki aday sayısına bağlı olmak üzere ortalama 20 kişilik bir sınıf için 15 dakika aldığına işaret edilen değerlendirmede, "Bu iş ve işlemler için kesin süreler belirlendiğinden, sınavın bütün salonlarda tam zamanında başlayabilmesi ve kuralların tüm adaylara eşit biçimde uygulanabilmesi için, adayların soruları cevaplamaya başlama saatinden en az 15 dakika önce sınava girecekleri binalarda hazır bulunmaları sınav güvenliğini ve adaletini sağlamak için gerekli bir uygulamadır." açıklamasında bulunuldu.
Değerlendirmede, tüm iş ile işlemlerin zamanlı ve disiplin içinde yerine getirilmesini ilke edinen ÖSYM tarafından yapılan genel duyuruların yanı sıra tüm adaylara elektronik onay sistemi ile birebir tebliğ edilen, "süresi içinde sınav binasına giriş yapmayan adayların sınava alınmaması kuralı"nın, hizmetin gerekleri dikkate alındığında bireylerin eğitim haklarına ölçüsüz müdahale edilmesi olarak kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Milyonlarca adayın katıldığı sınavlarda, kusur, ihmal, tedbirsizlik, özensizlik, önem vermeme, yanlış bilme, unutkanlık veya kendi iradesine bağlı olmayan kaza, hastalık, hava koşulları, trafik yoğunluğu gibi nedenlerle bazı adayların sınava katılamamasının muhtemel olduğu vurgulanan değerlendirmede, "Bu ve buna benzer gerekçelerle sınava geç kalan adayların sınava alınmaması, idare tarafından adayların temel haklardan mahrum edilmesi olarak değil, sınava özgü hizmetin gereklerinin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir. Nitekim kamu idarelerine ve yargı mercilerine yapılan hak arama başvurularında, KDK’ya yapılan başvurular da dahil olmak üzere, belirli süreler aranmakta, bu süreler içinde yapılmayan başvuruların işleme alınmaması, Anayasa’nın teminat altına aldığı temel haklardan yoksun bırakılma olarak değerlendirilmemektedir." ifadelerine yer verildi.
"Başka salonda sınava alma ciddi zafiyet oluşturur"
Değerlendirmede, geç geldiği için sınava alınmayan adaylarla ilgili KDK’nın, "Soruların cevaplanmaya başladığı anda sınav binasına gelen adayların da başka salonlarda sınava alınması" önerisinin, sınav güvenliğinde yönetilmesi mümkün olmayan ciddi zafiyet oluşturacağı şu gerekçelerle aktarıldı:
"İlk olarak, ÖSYM sınavlarında her bir aday için üzerinde fotoğrafının bulunduğu tek bir cevap kağıdı basılmakta ve sınav evrakı salon içinde oturma düzenine göre matbaa aşamasında paketlenmektedir. Salon görevlileri, her bir adayı, adayların salonda oturma düzenine uygun biçimde yerleştirildiği fotoğraflı Salon Aday Yoklama Listesi ile sınava giriş belgesindeki fotoğraf ve kimliğindeki fotoğrafı karşılaştırarak salonlara almaktadır. Yeni bir salonda sınava alınacak adayın kendisine ait fotoğraflı cevap kağıdı ve fotoğraflı Salon Aday Yoklama Listesi olmadığından güvenlik kontrolü gereğince yapılamayacak, bu durum başkasının yerine sınava girme başta olmak üzere usulsüzlüklere elverişli bir ortam oluşmasına yol açacaktır.
İkinci olarak, birbirini tanıma ihtimali olan kişilerin farklı salonlarda sınava alınması ÖSYM tarafından uygulanan en temel aday atama ilkesidir. Her adayın, adaya özgü olarak basılan ve kendisi için önceden rassal olarak tayin edilmiş sınav binası, salonu ve masasında sınav günü hazır bulunan sınav evrakı ile sınava alınması sınav güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Adaylar sınava girecekleri bina, salon ve sıraları sınava 10 gün kala ancak işlemleri tamamlanabilen ve kendi erişim şifreleriyle Aday İşlemleri Sistemi (AİS) üzerinden alabildikleri Sınav Giriş Belgeleri ile bilebilmektedirler. Binaya geç gelenlere özel salon ayrıldığının önceden bilinmesi, aynı binada sınava giren ve birbirini önceden tanıyan adayların kasten geç kalıp aynı salonda sınava girmek suretiyle kopya amaçlı yardımlaşma çabalarını teşvik edebilecektir.
Üçüncü olarak, yedek sınav evrakının güvenliğinin tesisi için sınav binalarında yedek sınav evrakı bulundurulmamakta, yedek sınav evrakına ihtiyaç duyulan hallerde bu ihtiyaç her sınav merkezinde oluşturulan yedek sınav evrakı yönetim merkezinden karşılanmaktadır. Binalarda yedek sınav evrakının bulundurulması, yaklaşık 7 bin 600 binada uygulanan YGS gibi sınavlarda, önceden belli olmayan sayıda yedek cevap kağıdı ve soru kitapçığı ile yedek görevli bulundurulmasını gerektirecektir ki bu da hem güvenlik açığı ve belirsizlik oluşturacak hem de ek maliyet getirecektir.
Dördüncü olarak, hiçbir adayın sınava giriş belgesinde yazılı olan salondan başka bir yerde sınava giremeyeceği hükmü uygulamada istikrar kazanmış iken, sınava zamanında gelmeyerek kural ihlali yapan adayların ayrı salon açılarak sınava alınmaları, zamanında sınava giren adaylar nezdinde geç gelenlere özel muamele yapıldığı veya ayrıcalık tanındığı değerlendirmesine yol açabilecektir. Ayrıca standart dışı sınav uygulamalarında hem denetim zafiyeti hem de görevli hataları daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden sınavlara katılan aday ve görevli sayıları göz önüne alındığında her standart dışı uygulamanın, çözdüğünden daha fazla sorun getirmesi söz konusudur."
"15 dakika kuralı 2017 yılı başından itibaren tüm sınavlarda uygulandı"
Değerlendirmede, idari istikrar ve haklı beklenti ilkeleri çerçevesinde ele alındığında, 15 dakika kuralının 2017 yılı başından itibaren tüm sınavlarda uygulandığı bildirildi.
Değerlendirmede, şunlar kaydedildi:
"YGS bağlamında bu kural, 3 Ocak 2017 tarihinde ÖSYM web sayfasında yayımlanan ve ÖSYS ile ilgili tüm iş ve işlemleri kapsayan 2017-ÖSYS Kılavuzuyla, 2 Mart 2017 tarihli YGS Sınav Giriş Belgelerinin Edinilmesi başlıklı basın duyurusuyla, 16 Şubat 2017 tarihinde yayımlanan 2017-YGS Aday Eğitim Filmiyle, Milli Eğitim Bakanlığına 2 Mart 2017 tarihinde okullarda ilan edilmesi için gönderilen “2017 ÖSYM Sınav Kuralları Değişikliği” konulu yazıyla, ÖSYM sosyal medya hesaplarıyla, muhtelif zamanlarda ÖSYM Başkanı tarafından basın kuruluşlarına yapılan açıklamalarla kamuoyuna duyurulmuştur.
Bütün bu duyurulara ek olarak bu kural, sınava giriş için şart olan Sınav Giriş Belge dökümü öncesinde ancak 'Okudum, Anladım' onayıyla geçilebilen bir uyarı ekranıyla elektronik olarak tüm YGS adaylarına tebliğ edilmiş ve giriş belgesi üzerinde yazılı bilgilendirmeyle de kuralın yazılı tebliğ edilmediği hiç bir aday kalmamıştır. Bu durum KDK'ya başvuran adaylar da dahil olmak üzere tüm adayların (yüzde 100) bu işlemi yaptığına dair LOG kayıtlarından tespit edilmiştir. 2017 YGS'de 2 milyon 162 bin 895 adayın sınava zamanında girmiş olması da bunu teyit etmektedir.
ÖSYM tarafından yapılan yılda ortalama 40 sınavın her birinin aday kitlesi birbirinden farklıdır. Dolayısıyla tüm kurallar her farklı sınava başvuran adaylar için bir ilk olma özelliği taşıyabilmektedir. Bir kural ile ilk kez karşılaşan adaylar her zaman olacaktır. Yıllardan beri uygulanmakta olan, istikrar kazanmış ve adayların binaya alınmamasına veya sınavlarının iptal edilmesine yol açan cep telefonu, kol saati gibi yasaklı eşyaları yanında bulundurma, sınava giriş belgesi olmadan sınava alınmayı talep etme, nüfus cüzdanı dışında kimlik belgeleriyle sınava girmeye çalışma gibi kural ihlalleri nedeniyle sınavı iptal edilen adaylara her sınavda rastlanmaktadır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.