Okan Müderrisoğlu'ndan sokak olaylarıyla ilgili çarpıcı örnek!

Okan Müderrisoğlu'ndan sokak olaylarıyla ilgili çarpıcı örnek!
24 TV'de Yaşar Taşkın Koç moderatörlüğünü yaptığı 'Siyaset 24'de Mustafa Kartoğlu, Hatem Ete ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun...


24 TV'de Yaşar Taşkın Koç moderatörlüğünü yaptığı 'Siyaset 24'de Mustafa Kartoğlu, Hatem Ete ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun konuk olduğu programda Soma faciası konuşuldu.

 

Wall Street işgali eylemleri sırasında bir aktivistin polise direnirken dirsek atması sonucu hakkında 7 yıl hapis istemiyle dava açıldığını ifade eden Müderrisoğlu, mahkeme başkanını ifadelerinin önemliliğe dikkat çekti. Mahkeme başkanı, ?demokratik ve medeni bir toplumda sivil itaatsizlik vardır ve kabul edilebilir. Ama şiddete bulaştığı, şiddetle kendini ifade etmeye başladığı nokta demokratik ve medeni toplumların kabul edemeyeceği noktadır? sözlerini kullandı.

ORTAK ACILARA GELİNCE TOPLUMSALLAŞIYORUZ

Hatem Ete, siyasi konulardan çıkıp ortak acılara gelince toplumsallaştığımızı belirtti. Ete, bu konuda Türkiye?nin iyi bir sınav verdiğini söyledi.

?Türkiye geçtiğimiz bir haftada iyi bir sınav verdi. Bize şunu gösterdi; toplumun büyük acılar karşısında ayrışamadan öte birleşme eğilimleri daha fazla ön plana çıkıyor. Türkiye?nin hep şu sorunu konuşulur; Türkiye toplumlaşamayan, farklı ayrışık cemaatlerden ulaşan bir ülke. Ya da millet olma sürecini tamamlayamamış bir ülke tanımlamaları sürekli yapılır ve ülkenin yarınları için bir handikap olarak hepimizi ürküten bir sorun olarak anlatılır fakat öyle anlaşılıyor ki mesele siyasi konulardan çıkıp, ortak acılara, kazalara, felaketlere gelince biz toplumlaşmaya yönelik ciddi bir atılım sağlıyoruz. Ben o anlamda Türkiye?nin gelecek adına da umutlandıran bir tablo görüyorum.?

BU FOTOĞRAFI DA GÖRDÜK

Sosyal medya üzerinden acı olayı fırsatçılığa çevirmek isteyenlerin fotoğrafını da gördüğümüzü dile getiren Hatem Ete, zaman zaman bu tür şeylerin isyan ettirdiğini ifade etti. Sosyal medya üzerinden yapılan siyaset tarzın ahlaki yükümlülükleri olmayan, sınırları olmayan bir siyaset olduğunu belirtti.

?Fakat bir trend de var. Son bir-iki yıldır geleneksel siyasetin dışına taşan başka bir siyasi kanal da var. Buna yeni nesil siyaset mi diyeceğiz, gerilla taktiği siyaset mi diyeceğiz bir isim takmamız lazım buna. Sosyal medya üzerinden geleneksel siyasal kanallarla sınırlanmayan, o enerjiyi oraya hapsetmeyen bir çok hiperaktif yeni siyasi tarz var. Ve bu siyasi tarzın erdemi yok, sınırları yok, ahlaki yükümlülükleri yok, çok fırsatçı. Burada da en yoğun örneklerini gördük maalesef. Bu acı üzerinden bir fırsatçılığa varan, zaman zaman Taner Yıldız?ı konuşmalarda isyan ettiren, hepimizi isyan ettiren. Burada bir başka Türkiye fotoğrafı da gördük.?

İDDİA SAHİBİ ?BEN ÖYLE DUYMUŞTUM? DEYİP KENARA ÇEKİLEMEZ

Ali Tezel?in Soma faciası için ortaya attığı iddiaya yönelik Okan Müderrisoğlu, kamuoyunda tanınan bir isim aracılığıyla bu şekilde ete kemiğe bürününce daha ciddiye alındığını ve satın alınabilir hale geldiğine dikkat çekti. ?Böyle bir iddiayı, iddia sahibi ispatlamazsa ?ben öyle duymuştum? deyip kenara çekilemez? sözleriyle tepki gösterdi.

Herkes bir iddiayı ortaya atabilir. Ama bu iddiayı somut bir şeyle desteklemeyince buna itibar edilecek bir kanal açılması da bir soru işareti. Bu iddia ciddiye alınacak, itibar edilecek ve hakikaten sonuç üretecek bir iddia ise bir hükümeti, bir siyaseti sarsar. Ama iddia sahibi bu iddiasını ispatlayamazsa ?ben öyle duymuştum? deyip kenara çekilemez. Böyle bir şey yok. Herkes her şeyi iddia edebilir. Biz de her şey duyuyoruz. Daha ismi olan, ve kamuoyunda tanınan bir isim aracılığıyla da bu bir şekilde ete kemiğe bürününce daha ciddiye alınır, daha satın alınabilir bir hale geliyor. Ve zaten buna inanmaya meyilli kitleler açısından da tam bir manipülasyon aracına dönüşüyor. Sonra bu kişiler ortada yok. Yani böyle vahim bir iddiayı ?şu kadar kişinin üzerine beton döküldü o madende ve kaçak çalıştırılıyordu? denildikten sonra eğer arkasını getiremiyorsanız, o zaman bu yazıyı yazmayacaksınız. Hakikaten, toplumun içinde kendinizi mahcup hissetmeniz lazım, bu da kalmadı.

BİR AKTİVİST POLİSE DİRENİRKEN DİRSEK ATIYOR VE 7 YIL HAPSİ İSTENİYOR

Wall Street işgali eylemleri sırasında bir aktivistin polise direnirken dirsek atması sonucu hakkında 7 yıl hapis istemiyle dava açıldığını ifade eden Müderrisoğlu, mahkeme başkanını ifadelerinin önemliliğe dikkat çekti. Mahkeme başkanı, ?demokratik ve medeni bir toplumda sivil itaatsizlik vardır ve kabul edilebilir. Ama şiddete bulaştığı, şiddetle kendini ifade etmeye başladığı nokta demokratik ve medeni toplumların kabul edemeyeceği noktadır? sözlerini kullandı.

?Türkiye?nin bir hazmetme kapasitesi problemi ortaya çıkıyor. Çünkü, kısa zamana büyük işler sığdırdı Türkiye. Bu aynı zamanda bir özgürleşme ve kendini daha açık ifade etme süreçleriydi. Siyasi kanallar bulamayınca farklı kanallarla da, sokağa taşarak ve daha sonra da şiddetle birleşerek kendisini bir şekilde ifade eder oldu ve kabul edilemez sınıra geldi. Bir örnek vereyim; bugün ABD?de bir mahkeme kararı. Çok sembolikti bütün uluslar arası toplumun üzerinde durduğu Wall Street?i işgal eylemleri. Wall Street?i işgal eylemleri sırasında bir aktivist polise direnirken dirsek atıyor. 7 yıl hapis istemiyle hakkında dava açılıyor. Yargılamanın sonucunda mahkeme başkanının ifadeleri ve açıklamaları şöyle oldu: Demokratik ve medeni bir toplumda sivil itaatsizlik vardır ve kabul edilebilir. Ama şiddete bulaştığı, şiddetle kendini ifade etmeye başladığı nokta demokratik ve medeni toplumların kabul edemeyeceği noktadır. İki; 7 yıl hapis istemiyle bu kişi hakkında hüküm vermek adaleti tesis etmez. Bu da adil olmamayı gerektirir. O yüzden 90 gün kendisi hakkında bir hapis cezası erteleniyor ve 5 yılda gözetim altında kalacağı ifade ediliyor. Yani kararın kendi içindeki çok önemli.?

DEVLET SİSTEMİMİZ DENETLEME KONUSUNDA ZAYIF

?Hakikaten son 10 yılsa sığdırdığımız ekonomik, demokratik reformlarla kamu zihniyetini ve özel sektör çalışma biçimini aynı hızda dönüştüremedik. Dolayısıyla önde çok etkileyici bir tablo ama arkada halının altına süpürdüğümüz gerçeklikler.

İkincisi; devlet sistemimiz. Büyümeye, hormonlu büyümeye, yetki kullanmaya çok hevesli ama sorumluluk olunca ortadan kaybolan bir yapı. Ve düzenleyici tarafı çok etkili çalışabiliyor, meclis neredeyse yasa fabrikası haline gelebiliyor ama denetleyici tarafı zayıf.?

İHMALLER ZİNCİRİ DENETİM EKSİKLİĞİNİ ORTAYA ÇIKARDI

Mustafa Kartoğlu, ihmaller zinciri olduğunu ve ihmaller zincirinin sonraki halkası denetimi işaret ettiğini söyledi. Kartoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

?Evet, işin odağında şirketin olduğu kaçınılmaz. Çünkü bir ihmal değil aslında ihmaller zinciri var. Çünkü bu ihmaller zinciri bir sonraki halkayı işaret ediyor; denetim. Orası sendikasız işçi çalıştıran bir ocak olsaydı, biz şuanda sendikasız işçi çalıştırılmasının buna sebebiyet verdiğini konuşuyor olacaktık. Ama şuanda orada sendikalı işçiler çalışıyor ve biz sendikanın işini yapmadığını konuşuyoruz, bütün bunların yanında.?

SENDİKALAR 12 EYLÜL?DEN BU YANA AYNI YERDE DURUYORLAR

Yaşar Taşkın Koç, Türkiye?de sendikacılığın çok problemli olduğunu, 12 Eylül?ün kendilerine çarptığından veridir bıraktığı yerde durduklarını söyledi.

?Dün, birkaç tane sendikayı daha yakından dinleme imanı buldum. Bu sendikacılıkla, bu sendikalarla, bu bakış açısıyla bu işlerin başına her şey gelebilir. Maalesef Türkiye?de sendikacılık A?dan Z?ye çok problemli bir halde. Onlar 12 Eylül?ün kendilerine çarptığından beridir bıraktığı yerde duruyorlar.?

 

Yirmidorthaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.