Neden HDP=PKK’dır?

Neden HDP=PKK’dır?
 Terör arttıkça, PKK’ya kol kanat gerenlerin, ismini bile telaffuz etmeyip perdeleme görevi yapanların bu çabaları belirginleşiyor. Bir de HDP’yi...

 

Terör arttıkça, PKK’ya kol kanat gerenlerin, ismini bile telaffuz etmeyip perdeleme görevi yapanların bu çabaları belirginleşiyor. Bir de HDP’yi gerçekten bağımsız bir parti, hür siyasi bir irade gibi gösterip, “PKK=HDP değildir” algı operasyonu var. Bu gayretlerde Doğan ve Gülen medyası başı çekiyor. Doğan medyasında neredeyse her gün HDP eş başkanı Demirtaş’a şirinlik muskaları takılıyor. Gülen medyasının Zaman gazetesinde ise yayın müdürü Ekrem Dumanlı daha da öte gidiyor; “seçime birkaç gün kala Diyarbakır mitinginde patlatılan bombanın amacı, HDP’yi PKK haline getirmek ve misilleme yapılmasını sağlamaktı. Demirtaş hep sağduyu çağrısı yaptı, hala da yapıyor. Öcalan’ı Demirtaş’a karşı kışkırtmak, AK Parti’yi tek başına iktidar olmaktan mahrum eden HDP’yi parçalamak anlamına geliyor.” (3 Ağustos 2015)

Dumanlı, patlatılan bomba için açıktan iktidarı, devletin istihbarat birimlerini hedef gösteriyor, satır arasında da HDP’nin kendileri için AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olmasını engellediği için kıymetli olduğunu söylüyor. Devam eden satırlarında da HDP’nin tam ortasından ikiye bölünmesinden duyduğu endişeyi dile getiriyor. “Her Taşın Altında ‘The Cemaat’ mi var?” kitabının yazarı Nazlı Ilıcak daha açık söylüyor: “AK Parti HDP’yi hedef aldı. ‘HDP=PKK’ demek suretiyle, oy verecek insanları korkutmak ve sindirmek yolunu seçtiler. Lafımı hiç esirgemeden söyleyeyim: 1 Kasım seçimlerinde de oyum HDP’ye. (Bugün, 11 Eylül 2015)

Gülen medyasının, mütedeyyin kitlenin vicdanını sızlatan bu savrulmasının yanında, Ermenistan üzerinden Almanya’ya kaçmadan birkaç gün önce Savcı Zekeriya Öz attığı tweet’i de hatırlamalıyız. Savcı Öz şöyle diyor: “Gezi olaylarına PKK müdahil olsaydı şu an hükümet edenlerin bu makamda oturma imkanları olmayacaktı. PKK kimden emir aldıysa katılmadı!”

Türkiye’de bir Cumhuriyet savcısının bu ifadeleri aslında Gezi olaylarından beri olan biten her şeyin özeti... Geçenlerde, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan “Gezi ruhu yeniden canlanmalıdır” dedi.

Birileri PKK’ya emir vermiş. Pekiyi diğerlerine, iş dünyasına, belli medyaya da emir vermişler mi? Bu emirleri sahipleri, şimdi acaba hangi emirleri veriyorlar? Mesela terörün azdırılıp, Suriye ve Irak’taki durumdan faydalanan PKK’ya, uluslararası camiada meşruiyet kazandırmaya çalışıyor olmasınlar? (Türkiye’ye, NATO’nun müdahale etmesinin an meselesi olduğunu Zaman’da Lale Kemal yazdı.)

HDP’nin PKK’dan farklı olduğunu yaymaya çalışanlar, küresel güç odaklarının algı operasyonunun bir parçasıdırlar. İşin doğrusu şudur: Türkiye kendi değerleri üzerinde ayağa kalkmaya çalıştığı her defasında, Batılı emperyalistler ayağımıza bir pranga vurdu. PKK prangası da böyledir.

Tepede KCK (Koma Civakên Kurdistan) yani Kürdistan Demokratik Konfederalizmi diye bir yapı var. Bu yapıya bağlı olarak dağda PKK, Meclis’te de HDP var. PKK da, HDP de yukarıya, yukarısı da daha yukarılara bağlı.

Göreceksiniz algı operasyonlarında rol alanların bir gün mutlaka ipliği pazara çıkacaktır...

 

Hüseyin Gülerce 
hgulerce@stargazete.com 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.