Mustafa Yürekli: Safahat'ta Siyasal Bilinç
Safahat'ta Siyasal Bilinç
20. yüzyıl İslamcılık tarihi yazılacaksa, bu siyaset alanından değil, edebiyat alanındaki mücadele üzerinden yazılmalı.. Çünkü siyaset alanında TCK’nın 163. Maddesi sayesinde alaturka laiklik uygulamalarıyla İslamcı siyaset yasaklanmış, hem din üzerinde hem de toplum üzerinde büyük baskı uygulanmıştır.
Tek parti döneminde, ardından sık sık darbelerle yeniden yapılandırılan iki partili dönemde İslami hareket teşkilatlanıp özgün diliyle sorunların tespitini ve önerdiği çözümleri anlatamamıştır. Dolayısıyla milletimiz, Batı baskısı karşısında direnişini daha çok edebiyat alanında gösterebilmiştir.
İBB Kültür Dairesi etkinlikleri kapsamında “Poetika ve Politika” başlıklı konferanslar veriyorum. Yakın tarihe ve bugünlere edebiyat penceresinden bakmayı deniyorum.
Fatih’te, İBB Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’u, Yahya Kemal Beyatlı’yı ve Necip Fazıl Kısakürek’i anlattım, üç konferansla..
Bu üç büyük şairin sanat hayatı, eserleri, mücadelesi ve siyasi duruşunu ortaya koymaya çalıştım.
Devrimler Dönemi Edebiyatı
20. yüzyıl siyasi tarihine genel bir çerçeve çizilecek olursa, “Devrimler Dönemi” (1923 – 1960) olarak adlandırılan Atatürk, İnönü ve Bayar devrini Mehmet Akif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı ile değerlendirdim.
Milletimizin ölüm kalım günlerinde, sanat siyasete iyice yakınlaştığından Mehmet Akif, şiirine yansıttığı çöküşte, poetik olarak feryat etmekte, yazdığı destanlarla adeta Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’nin günlüğünü tutmaktadır.
Tarihi birikimden ve medeniyetimizden kopuş anlamına geldiğinden devrimleri büyük şair, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif onaylamamıştır.
Mehmet Akif’in gerçekçi şiiri, Osmanlı’dan bugünlere uzanan bir öngörüdür aynı zamanda.
Poetik olarak Yahya Kemal ise Cumhuriyet’ten Osmanlı’ya, geriye bakıştır; hatırlamadır daha çok. Yahya Kemal’in milli romantizmi, “bozgunda fetih düşü”dür.
Yahya Kemal, çiçekleri fırtınada içeri almıştır; hakikat medeniyetinin temel unsurlarını geleceğe taşıma çabasında şiirini “Nuh’un gemisi” haline getirmiştir..
Darbeler Dönemi Edebiyatı
“Darbeler Dönemi” olarak adlandırılan 1960 sonrasını ise Necip Fazıl Kısakürek'in Büyük Doğu adını verdiği görüşleriyle açıkladım. Necip Fazıl, 27 Mayıs’ta Celal Bayar ve Adnan Menderes’e etkisi nedeniyle tutuklanıp yargılandı..
Adalet Partisi’nin kuruluşunda Ragıp Gümüşpala da temasa geçti; ona da taşları yerine koyma, siyaseti yoluna oturtmaya davet etse de başarılı olamadı. Tüzüğünü elleriyle yazdığı Milli Nizam Partisi, 12 Mart’ta kapatıldı.
Fikrin susup silahların konuştuğu 12 Eylül askeri müdahalesine varan ideolojik kavga ve terör sürecinde, neredeyse milletle bütün temasları kesildi.
Necip Fazıl, Darbeler Dönemi’nde, alaturka laiklikle İslam’ın kırsala hapsedilmesi ve yasaklanmasına; böylece muhalefetin altının boşaltılması ve Batıcı muhalefetle dayanaksız hale getirilmesine itiraz etmiştir.
Çağdaş İslami hareketin kurucu lideri olarak Necip Fazıl, dün, bugün ve yarın olmak üzere üç boyutuyla tarihselliği esas alan ve hakikat medeniyetini savunan “Büyük Doğu” paradigmasıyla hem “Selçuklu ve Osmanlı’dan Cumhuriyet’e süreklilik”e hem de vatan algısında, Anadolu’nun da parçası olduğu “İslam ülkesini bütün olarak kavrama”ya vurgu yapmıştır.
Safahat'ta Siyasal Bilinç
Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı ve Necip Fazıl Kısakürek'in siyasi duruşlarını, eserlerindeki vatan, millet, medeniyet ve devlet kavramlarına yükledikleri tanımlarla ele almaya devam edeceğiz..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.