Mustafa Yürekli: Kırk Kare: 9. Çanakkale şehitliğinde..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale şehitliğindeki etkinliklerde, şehitlerimizin cenaze törenlerinde, şehit ailelerini taziye ziyaretlerinde, gazileri hastane ve evlerinde ziyaretlerde sık sık görüntülenir. Erdoğan, millet ve vatan sevgisini coşkulu yaşayan bir devlet adamıdır.
Vatan sevgisi, Yüce Allah’ın kalplerimize nakşettiği benzersiz bir duygudur. Kahraman ecdadımız soylu bir mücadeleyle bu vatanı müdafaa ederken imanından güç almış, vatan sevgisiyle ayakta kalmıştır. Atalarımız ezanımız dinmesin, bayrağımız inmesin, namusumuz çiğnenmesin diye canlarını feda etmekten kaçınmamıştır.
Hiç kuşkusuz vatanı savunmak, bir milletin sahip olduğu maddî ve manevî bütün değerleri, medeniyetimizi savunmaktır. İslam’ı, İslam milletini, ülkesini, devletini ve medeniyetini savunmanın karşılığı ise ya gazilik ya da şehitliktir.
Yüce Allah, “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” (Bakara, 2/154) buyuruyor. Şehitlik, öyle ulvi bir makamdır ki, Rabbimiz tarafından övülmüş, Peygamberimiz tarafından arzulanmıştır.
Şehitlik yeryüzünde Hakk’ın, hakikatin ve adaletin hâkim olması için varlığını ortaya koymaktır. Kötülüğün ve zulmün karşısında iyiliğe ve barışa şahit olmaktır. Bu şehadetin mükâfatı, dünya hayatında şeref, ahirette ise cennettir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020’de Şehit Aileleri ve Gazilere hitaben yaptıkları konuşmada “Bizim inancımıza göre, nübüvvetten sonra bir kulun ulaşabileceği en büyük makam, şahadettir. Ancak, şahadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi bir dereceyse, arkada kalanlar için de sabretmek, metanetli olmak, rıza-i ilahiye ittiba etmek de o kadar büyük, o kadar ulvi bir derecedir. Türkiye’deki her bir şehit yakınımızın bu hassasiyetle hareket ettiğini yakinen biliyorum.” demişti.
Ömürlerini şehadetle taçlandırarak bu toprakları vatan yapan ve onu koruyan şehitlerimizin mirasına sahip çıkmak, emanetlerini aziz bilerek dualarını almak ve kahraman gazilerimizin gönüllerini incitmemek adına tevdi edilen kutsal görevi hakkıyla yerine getirebilmek için gece gündüz çalışmak çok onur vericidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin zirvesinde bulunduğu süre içinde, şehit yakınlarına ve gazilerimize sahip çıkma noktasında, gösterdiği samimi çaba, milletimizin de ilgisini çekmekte ve takdirini kazanmaktadır. Şehit yakınları ve gazilerimizin ihtiyaçlarını gidermek, sorunlarına, sıkıntılarına çözüm bulmak amacıyla pek çok kanuni düzenlemenin hayata geçirildiği bilinmektedir.
Tarihin akışını değiştiren nice şanlı zaferler vardır. Çanakkale zaferi de bunlardan biridir.
Osmanlı coğrafyasının her köşesinden, Rumeli’den, Anadolu’dan, Kafkasya’dan, Orta Asya’dan, Güney Asya’dan, Arabistan’dan ve Afrika’dan kopup gelmiş, dilleri ve renkleri farklı ama davaları aynı olan İslam milletinin çocuklarının omuz omuza verdiği mücadelenin adıdır Çanakkale. Kadınıyla erkeğiyle ecdadımızın taşıdığı bir sancak, her karışında o aziz ruhu barındıran bir topraktır Çanakkale.
Çanakkale “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.”(Âl-i İmrân, 3/139) müjdesinin tecelli ettiği yerdir.
“…Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin…”(Maide, 5/8) ayetini ilke edinen Mehmetçiğin yaralı düşman askerine su içirip onu sırtında taşıdığı, esir düşenlere insanca davrandığı, dünyaya savaş ahlakını ve hukukunu öğrettiği yerdir Çanakkale.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü’ne verdiği önemle, şehit ailelerine ve gazilere gösterdiği hassasiyetle tarihimizde tebarüz etmiş bir devlet büyüğümüzdür. Ezan dinmesin, bayrak inmesin, vatan bölünmesin, namusumuz çiğnenmesin diye en aziz varlıklarını bu yüce değerler uğruna feda eden, Bedir'den Malazgirt'e, Çanakkale'den Milli Mücadele’ye, 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a bütün şehitlerimizi kapsayan bir hassasiyet bu.
Yeryüzünün birçok yerinde zulme ve katliamlara maruz kalan, ülkeleri işgal edilen, camileri ve her türlü kutsalları harap edilen, hakları hukukları ihlal edilen Müslüman kardeşlerimizin umududur o..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu toprakları bizlere vatan kılan ve emanet edenlerin davasına, ideallerine sahip çıkarak milletimizin birlik ve beraberliği, ülkemizin refah ve huzuru, insanlığın barış ve selameti için çalışan bir devlet büyüğümüzdür. Dolayısıyla Kırık Kare’de Erdoğan belgeselinde olmazsa olmaz bir görüntüdür bu.
Her yıl 18 Mart’ta ülkemizin dört bir yanında Çanakkale şehitlerimiz için hatimler okunur, Yasinler, Fatihalar okunur ve dualar edilir. Çünkü Anadolu'nun her evinden, Kosova'dan, Şam’dan, Bağdat'tan, Beyrut'tan, Kahire'den, Üsküp’ten, Saraybosna'dan, Balkanlar'dan, Kafkaslar’dan, Afrika'dan hasılı İslam coğrafyasının her yerinden gelen ve burada canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle yad etmek son bir asırdır milletimizin önem verdiği, hiç ihmal etmediği bir etkinlik olmuştur. Dünyayı yaşanmaz hale getiren zalimlere, fitne ve tefrika yoluyla ümmetin birliğini, dirliğini bozmak isteyen hainlere karşı uyanık kalmak için düzenlenen bir etkinliktir bu.
Tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi, bizi biz yapan ve bugünlere getiren zaferlerimizi unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Ecdadımızın emanetine sahip çıkmalıyız. Bu emaneti aynı bilinçle yarınlara taşımalıyız.
Çocukların, kadınların, bütün insanların korkusuz, kaygısız ve güven içinde yaşayacağı, sefaletin, kan ve gözyaşının olmadığı bir dünya için, yeryüzünde yeniden iyiliği hakim kılmak için çalışmaktadır devlet adamlarımız. Yüce Allah kalplerini iman, muhabbet, rahmet ve şefkatle tezyin eylesin.. Yüce Allah tüm şehitlerimizin uğruna canlarını verdiği davalarına sahip çıkacak inançlı, ihlaslı, vatanını ve milletini seven nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eylesin.
Yüzyıllardır İslam'a hizmet etmiş, hep zalimin karşısında mazlumun yanında olmuş, kimsesizlerin, gariplerin, ezilenlerin umudu olmuş aziz milletimize ve kahraman ordumuza Allah rahmetiyle, nusretiyle muamele eylesin. Milletimizi ilelebet payidar eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.