Mustafa Yürekli: Her türlü yönetimde, “emanet, liyakat ve adalet sistemi”ne geçilmelidir..

Mustafa Yürekli: Her türlü yönetimde, “emanet, liyakat ve adalet sistemi”ne geçilmelidir..
Mustafa Yürekli: "Bu medeniyet bunalımından çıkabiliriz.. Bir bilgi, düşünce ve sanatta dirilişi, üretimle ekonomik dirilişi, tevhid ve adaletle siyasi dirilişi gerçekleştirmek gerekiyor. Bu diriliş atılımı, hakikat medeniyetinin atılımı olacaktır.."

Bu medeniyet bunalımından çıkabiliriz..

Cumhurbaşkanının emrindeki uçaklar, THY filosuna katılmalıdır! Milletvekilli maaşları derhal düşürülmelidir. Önümüzdeki sorunları göğüslemek açısından, milletimize mesaj vermek açısından bu tedbirler çok önemlidir. Külliyenin masrafları düşürülüp topluma açıklanmalıdır.

 

“Borçlanma ekonomisi” denilen tek kutuplu neoliberal dünya sistemi çökmüştür..

Son dönemde bir hayli gerilen Türkiye ABD ilişkileri, ABD'nin Türkiye İçşişleri ve Adalet Bakanlarına yaptırım uygulamasıyla iyice sertleşmişti. ABD'nin yaptırım kararını doların yükselmesi takip edince ülke gündemi birden canlandı, ısındı..

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlediği toplantısında “Yeni Ekonomi Modeli”ni açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bir konuşmayla gündeme katkıda bulundu..

Medya, mali çevreler, ekonomi çevreleri, iş dünyası ve sendikaların katıldığı ateşli tartışma şunu ortaya koyuyor: Bu neoliberal sistem çökmüştür.

“Borçlanma ekonomisi” denilen tek kutuplu neoliberal dünya sistemi çökmüştür. Dünya güçlerinin korktuğu başlarına gelmiştir. Çıkmazdalar, çünkü sistemleri çökmüştür. Bundan başka bir sistemden haberleri yok, yetişmiş kadroları da yok. BM yönetimi, insanlığın karşılaştığı bu vahim tablo karşısında zavallı durumda.

Türk devleti, Amerika'ya taviz vermez. Amerika'nın Türkiye'yi kurtarması mümkün değil zaten. Türkiye buradan bir dirilişle, kültürde, ekonomide ve siyasette dirilişle çıkacak. Çünkü sorun bir medeniyet krizidir.

 

Devlet, millet ve özel sektör el ele bu krizden çıkmalıdır..

Neoliberal sistem çöktü. Borçlanarak tatil yapıldı! Bu pragmatizm, konformizm ve hedonizmden ancak hakikat medeniyeti atılımıyla çıkılabilir. İslam medeniyetine geçişin dışında bir çözüm görünmüyor.

Çöken küresel sistemin yerel uzantıları da, vesayet rejimi de çökmektedir. 15 Temmuz da dahil son yıllarda yaşadığımız sarsıntıların izahı budur. İçerdeki Batıcı sistemin enkazını kaldırıp hakikat medeniyetini inşa etmek zorundayız.

İçine girdiğimiz kriz durumu ancak devlet ağırlığıyla, devlet birikimiyle üstesinden gelinebilecek bir durum. Özel sektör de millet de çözümü devletten bekliyor. Hazine ve Maliye Bakanı’nın ağzına bakıyorlar. Devlet, millet ve özel sektör el ele bu krizden çıkmalıdır.

Anadolu kaplanı denilen Türkiye'nin küçük orta sanayicilerini harekete geçirmek lazım; dışarıdan alamadığımız malları içeride yapmaya yönelmemiz gerekiyor. Yüksek maliyetle de olsa yaparız, ihracat saplantısından çıkıyoruz.

 

Cumhurbaşkanının emrindeki uçaklar, THY filosuna katılmalıdır! Milletvekilli maaşları derhal düşürülmelidir..

Her şeye üretim odaklı bakmak zorundayız. Cari açığı kapatacak yatırımlar yapmak zorundayız. Her şeye ihracat açısından baktığımız zaman ithalat patlaması oluyor ve döviz açığı oluşuyor. Teşviklerle çözüm olmadığı açıktır.

Devlet tasarruf yapacak, yatırım yapacak. Devletin burada müdahale etmesi gerekiyor. Özel sektöre hem rehberlik yapmak hem de onu teşvik etmek zorunda devlet bu seferberlikte..

Cumhurbaşkanının emrindeki uçaklar, THY filosuna katılmalıdır! Milletvekilli maaşları derhal düşürülmelidir. Önümüzdeki sorunları göğüslemek açısından, milletimize mesaj vermek açısından bu tedbirler çok önemlidir. Külliyenin masrafları düşürülüp topluma açıklanmalıdır.

Bütün bir milletin hemen üretim faaliyetine geçmesi zorunludur. Üretimi arttırmak bakımından emek yoğun yatırımlardan vazgeçemeyiz. İstihdamı, çalışan kitleyi arttırmak bakımından, eğlence ve turizm sektörüne ayrılan kaynaklar üretime, yatırıma yönlendirilmelidir. Bu hem üretimi arttırır hem de döviz darboğazından çıkmamıza katkıda bulunur. Toplum sağlığının düzelmesi bakımından milletçe seferberliğe girmemiz bakımından çok önemlidir. Medeniyet seferberliğine girmek zorundayız, aksi takdirde bu darboğazdan çıkamayız.

 

Erdoğan, Müslüman aydın seferberliğini başlatmadan bu krizden çıkamayacağı ortadadır..

Milli seferberliğin kendi aydın kadrosu olacaktır. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Müslüman aydın seferberliğini başlatmadan bu krizden çıkamayacağı ortadadır. Türkiye yeni zihniyet, yeni kadrolar aramaya başlamıştır. Türkiye'ye hakikat medeniyetini savunan kadrolar gereklidir. Üretim ve infak ekonomisinin inşası için bütün bir milletin katıldığı bir aydın seferberliğine ihtiyaç vardır.

İslami hareketin katılımı olmadan Türkiye'de bu medeniyet sorununun çözümü olmayacağı açıktır. Başkan Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar liberal, neoliberal, muhafazakar, milliyetçi ve demokrat ne kadar Batıcı anlayışta aydın varsa çevresinde topladı, bu Batıcı kadroların vereceği bir şey kalmadığını en iyi kendisi bilir. Batıcı aydınlar, pes etmiş durumdadır. Bunları da ayağa kaldıracak, Türkiye'nin ihtiyacı olan görevlerini yapmayı sağlayacak olan siyasi hareket İslami harekettir.

 

Milli direniş ekonomisinin şimdiden planlanması gereklidir..

Önümüzdeki süreçte bütün halkın gıda güvenliğinin sağlanması gereklidir. Türk polisinin, ordusunun ihtiyaçlarının karşılanmasında hiçbir fedakarlıktan kaçınılamaz. Sağlık hizmetlerinden ve eğitimden fedakarlık yapamayız.

Dış politika ile ekonomik sistem uyumlu hale getirilmelidir. Atlantik sistemine el açarak buradan çıkılamayacağı görülmüştür. "Faizciler heveslenmesin, dolar baskısına boyun eğmeyeceğiz!" sözü slogan olmaktan çıkmalı, altı doldurulmalı, bir ilke olarak acilen uygulamaya konulmalıdır. Dolar saltanatından kurtuluşun somut uygulamalarına geçilmelidir.

Türkiye'nin dış politikasıyla da bu medeniyet krizinden bir çıkış yolu araması lazım. Başkan Recep Tayyip Erdoğan basiretli davranmalı ve Türkiye'nin Mısır ve Suriye'ye el uzatmalı. Pakistan ve İran'la derhal çok sıkı ilişki içerisine girip askeri ve savunma anlaşmaları yapması lazım. Türki cumhuriyetler, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan ve İran'la sırtsırta verip dayanışma içerisinde olması lazım. İran'dan doğalgazı ve petrolü Türk lirasıyla alabiliriz. İran'a yapılan ambargo olumsuz bir olay. Bu bizim açımızdan olumlu olay olarak değerlendirilebilinir. Milli paralarla ticaret yapılarak enerji alışverişinde İran'la dayanışmanın büyük önemi var. Gümrüklerin sıfırlanmasını bile önerebilir Türkiye. Artık başta Rusya ve Çin’le, bütün dış ticarette milli parayla alışveriş şarttır.

 

İslam alemiyle işbirliğiyle bu tablodan çıkacağız..

İslam milletini temsil eden bu devlet, binlerce yıllık devlet tecrübesiyle, milli politikalarla ABD ve AB ülkelerinin karşısına çıkıyor. Avrupa ülkeleriyle, Avrasya ülkeleriyle, İslam alemiyle işbirliğiyle bu tablodan çıkacağız. ABD'nin dayatmalarına teslim olmadan çözeceğiz.

Bu küresel sistemin içinde bir çıkış yolu kalmamıştır; borçlanma ekonomisi çerçevesi içerisinde borcu borçla çevirerek çıkış imkan ve ihtimali kalmamıştır. Batı uygarlığı yerle bir olmuştur. Yaşadığımız bir medeniyet bunalımıdır. Buradan hakikat medeniyetiyle çıkacağız.

Devlet yatırım, tasarruf yapacak, özel sektörün ayakta kalmasını sağlayacak. Devlet işçisi, çiftçisi, küçük esnafı, sanayicisi, tücccarı ve bütün halkıyla bütün sınıflarıyla karşılaştığımız yükü paylaşmayı sağlayacak, zor dönemden çıkış için bir uyum gerçekleştirecek ve milli direniş ekonomisi uygulanacak.

Bankalara yönelme, döviz mevduatlarını çekmek gibi eğilimler olduğunu görüyoruz. Yastık altındaki parayla ilgili taleplerle bu iş çözülmez. Banka sistemimizi çok ağır sorunlarla karşılaşmadan kurtarmak amacıyla Türkiye'deki döviz mevduatları rayiş bedel üzerinden Türk lirasına çevrilmelidir.

 

Her türlü yönetimde, “emanet, liyakat ve adalet sistemi”ne geçilmelidir..

Türkiye buradan dirilişle çıkacak, hakikat medeniyetinin ihyasıyla çıkacak . Dirilişten korkacak bir şey yok. Başka hiçbir çaresi yok. Bilgelik, erdem ve adalet yolu tutulmalı. Hayatın, ekonominin ve siyasetin temeline ilim konulmalıdır. Üretim ve infak yolu tutulmalıdır. Her türlü yönetimde, aile, okul, fabrika ve devlet yönetiminde “emanet, liyakat ve adalet sistemi”ne geçilmelidir.

Kapitalizmin son formasyonu olan neoliberal sistem içinde bir çözüm kalmadığı anlaşılmıştır. Çözüm; “değişim”, “yenilenme” gibi Amerikanvari laflarda değildir.

Bir bilgi, düşünce ve sanatta dirilişi, üretimle ekonomik dirilişi, tevhid ve adaletle siyasi dirilişi gerçekleştirmek gerekiyor. Bu diriliş atılımı, hakikat medeniyetinin atılımı olacaktır. Türkiye yeni bir kurumlaşma içine kaçınılmaz olarak girecektir.

Bin dörtyüz yıllık hakikat medeniyetinin siyaset tecrübeleri Türkiye'nin önündedir.

yazının devamı..

 

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.