Mustafa Yürekli: Akif Emre’den Kalan Hoşseda
Akif Emre, ''Yeşilçam, sahte tarih kurgusu ve geçmişe husumetle bakışı yansıtırdı. Tersinden, yanlış tarih kurgusunu muhafazakar diziler gerçekleştiriyor.. '' demiş sosyal medyadaki sayfasında yaptığı son paylaşımların birinde..
Medeniyet sanat ilişkisini çok konuşurduk.. Tarih sanat ilişkisini, tarih sinema ilişkisini de uzun uzun konuştuk. En son Necip Fazıl’ın politikası ve tiyatroya bakışını konuştuk.
Kanal 7’de çalışırken servisle gelip gider, yolda geçen süreyi kültür sanat sohbetleriyle değerlendirirdik.. Birkaç yazısında bu sohbetlere değinmiştir.
******
''NİSAN 1999, İSTANBUL
''Haziran ayı Puşkin'in 200. doğum yılı, onunla ilgili bir şeyler yazmayı düşünüyorum" diyen Mustafa Yürekli, elindeki dosyada topladığı malzemeleri gösteriyor. Evet haziran ayında Puşkin’le ilgili bir şeyler yapmalı gibi bir şeyler mırıldanıyorum.
Özellikle Puşkin’in Doğu'ya ilişkin yaklaşımları ilgisini çekiyor Yürekli'nin. Ben de çok önceden Alim Kahraman'ın büyük Rus şairiyle ilgili bir çalışmasının olduğunu, istifade edebileceğini söylüyorum.’’ diyor ''Bahçesaray’ı Kurtaran Şair: Puşkin'' yazısında (İz’ler, 2001: s.53).
Bu yazıda, Akif Emre’nin belgeselciliğini anlatacağım.. Aslında belgesellerini tek tek anlatma niyetindeyim.
*****
Rahmetli Akif Emre’yle , İstanbula geldiğim ilk yıl, 1988 yılında taşınmıştım. Sanırım İnsan yayınlarındaki hafta sonunda gerçekleşen sohbetlerin birinde.
Mavera dergisinin genel yayın yönetmeniydim. Akif Emre de Mavera dergisi çevresinde yetişmiş bir yazardı.
Cahit Zarifoğlu sevgisi, yaklaştırdı, kaynaştırdı birbirimize.. Ondan tevarüs ettiğimiz yazar ahlakı ve yazma sorumluluğu..
*****
Akif Emre, iyi bir yazardı. Yayıncılık, gazetecilik, televizyonculuk ve internet yayıncılığı yaptı.
Yeni Devir’de gazeteciliğe başladı, Yeni Şafak gazetesinin kurucuları arasında yer aldı ve bir dönem genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Vefat edene kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığını sürdürdü. Yeni Şafak’ta köşesinde ciddi bir arşivi vardır.
Kanal 7’de dış haber müdürüydü. Dünya Bülteni’nde 2007-2016 yılları arasında genel yayın yönetmenliği yaptı. Akif Emre’nin dikkat ve duyarlılığı, yeryüzünü, özellikle İslam milletini sıkı sıkıya kuşatırdı. Onun toplum tahayyülü İslam milletiydi ve gün be gün takip ederdi.
8 Mayıs 2017’de Haberiyat.com’u kurdu. 23 Mayıs 2017’de Haberiyat ofisinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Basın etiğinde rol modeldi; sorumlu gazetecilik timsaliydi.
İnsan, Küre ve Klasik yayınlarının yayın yönetmenliğini yaptı. Doğu ve Batı kültürlerine, çağdaş düşünceye canlı bir ilgisi vardı. Yayınladığı çeviri kitaplarla Türkiye İslamcılık düşüncesini besledi, etkili oldu.
Kendi kitapları da var: Çizgisiz Defter (2016), Küreselliğin Fay Hattı (2001),
Göstergeler (1997), İz’ler (2001; Türkiye Yazarlar Birliği ödülü aldı. Aynı zamanda Arnavutçaya çevrildi.) Kitaplarıyla Türkiye Yazarlar Birliği’nden ayrıca 2014 Basın Fikir Ödülü aldı..
******
Akif Emre, belgesel çalışmalarıyla öncülük etmiş bir yazardır.
1997’de Kanal 7’de belgesel yapımcısı olarak işe başladığımda Akif Emre ''Osmanlı Şehirleri'' belgeselini çekiyordu. ''Osmanlı Şehirleri'', Saraybosna, Mostar, Üsküp, Selanik (2 bölüm), Kudüs (2 bölüm) olmak üzere altı bölüm halinde Kanal 7’de yayınlandı..
Hazırlayıp sunduğu ''Mimar Sinan'' (6 Bölüm) belgeseli İslam sanatına ve sanat tarihine önemli bir bakıştır..
Akif Emre’nin asıl övünç duyduğu çalışması ''Elveda Endülüs: Moriskolar'' (5 bölüm), belgeselidir..
*****
Akif Emre’nin yarım kaldığı ya da başkaları tamamladığı için eserleri arasında saymadığı ''Aliya'' belgeseli vardır. Bu belgesel vesilesiyle Aliya İzzetbegoviç ile tanışmıştır. Yazılarında anlatır onu..
Sürekli konuşuyorduk. Biliyordum. Bu işe de çok önem veriyordu. Akif Emre, Aliya İzzetbegoviç ile röportajını yapmış, bütün görüntüleri, fotoğrafları toplamış, metnini bile yazmıştı. Kurguya girecekti.
2001 yılında ''Aliya'' belgeselini yarım bırakıp gitti.. Kanal 7’den ayrıldı yani. Ayrılışı beni çok sarstı.
Yönetim benden ''Aliya'' belgeselini tamamlamamı istedi. Bu büyük bir fırsattı.
''Aliya'' belgeselini yapamayacağımı söyledim. Çünkü Akif Emre, çok kırılırdı.
''Aliya'' belgeselinin metnini İsmail Kılıçaslan yazdı.. Kurgusunu da Mahmut Fazıl Coşkun yaptı. İkisi de ''Aliya'' ile iyi bir başlangıç yapmış oldu. Hayırlı da oldu. İki güzel insanı kazanmış oldu sanat dünyamız. İsmail’i de Mahmut’u da izliyorum, çalışmalarıyla gurur duyuyorum..
Akif Emre, İsmail ve Mahmut’a da olumsuz bir tepki göstermedi; konuşmadık ama biliyorum, kırılmadı da..
Ben de Akif Emre ile kardeşliğimiz yara almasın istedim, dostluğumuzu korudum. Böylece ilişkimiz ve iletişimimiz kardeşlik kıvamında devam etti..
Akif Emre, ''Aliya'' belgeselinden sonra yaptı, övünç duyduğu ''Elveda Endülüs: Moriskolar'' belgeselini.. Gerçekten güzel bir belgeseldir.
Akif Emre’ye Allah’tan rahmet diliyorum. Sevgiyle, hasretle anıyoruz onu..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.