Mustafa Bilal Alkan: Bir Konaktan Bir Kafeye
Bir Konaktan Bir Kafeye
Suriçi Konaklar – 27 İstanbul’da suriçinin keşfedilip görülmesi gereken çok fazla yeri var. Adım attığınız yerin hikayesini merak edip sorsanız akşama kadar olduğunuz yerden üç adım ileri ya gidersiniz ya gidemezsiniz. Her ayrıntısıyla bir başka aleme geçtiğiniz bir şehirdir İstanbul. Konaklardan ayakta olan hangileri vardır diye Samatya’yı adımlarken yorgun ama direnen bir konak buldum. Şimdilerde hem kafe hem bir ev olarak kullanılıyor; Matya Kafe.
İSTANBUL’DAN İHTİYAR; SAMATYA
Samatya’nın vaktiyle İstanbul’dan daha eski bir yerleşim yeri olduğunu düşünüyor tarihçiler. Bizans döneminde Psamathion olan bölgenin Türkçe anlamı “kumluk” demek. Antik dönemlerde suçluların ve idam mahkûmlarının gömüldüğü bir mezarlık bölgesi olan, sonrasında balıkçılıkla uğraşanların yaşadığı bir köy haline dönüşen Samatya, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde giderek daha önemli bir yerleşim yeri haline geldi. Ancak Samatya’nın Ermeniler açısından özel bir yeri var. II. Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra Ermeni nüfusun yerleştirdiği ilk bölgelerden biri olan Samatya, aynı zamanda, 1461’de kurulan İstanbul Ermeni Patrikliği’nin de ilk makamı.
İşte bu kafenin yer aldığı en az 150 yıllık olan konak da vaktiyle Ermeni bir aileye ait olup üst katları ev olarak kullanılmakta. Kafe kısmı da Gaziantepli bir aile tarafından Matya ismiyle işletilmekte.
Ülkemizde kültür mozaiği o kadar geniş ve iç içe ki ayırt edebilmek mümkün değil ve bu bizlere ayrı bir güzellik katıyor. Fatih Sultan Mehmet’in ve ardından gelen padişahların döneminde Karaman’dan, Bursa’dan, Nahçivan’dan ve diğer yörelerden getirilen Ermeniler yerleştirildiler Samatya’ya. Cumhuriyet döneminde ise, ağırlıklı olarak, memleketlerinde barınamayan Yozgat ve Kayserili Ermenilerin İstanbul’da sığındığı yer oldu. Kapalıçarşı esnafının, kuyumcunun, terzinin, bakkalın, nalburun, hayatını emeğiyle kazananların yuvasıydı Samatya. Vaktiniz olur da Samatya’ya yolunuz düşerse bu atmosferin havasını koklamanızı tavsiye ederim.
Meraklısına not; tam emin olmamakla beraber meşhur eski gazoz markalarından Olimpos Gazoz’un burada üretildiği de söyleniyor. Ancak Olimpos Gazoz’un asıl üretildiği yer olarak Bazlamacı apartmanının sahibi olan Bazlamacı ailesinin Sirkeci’deki fabrikası biliniyor. Son olarak kuruluşu 1623 yılına dayanan dünyaca ünlü Zilciyan marka meşhur İstanbul Zilleri de Samatya’da üretilirdi.
Mustafa Bilal Alkan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.